Her dergi ve gazetenin puanlama sistemi farklı olduğu için, Beyazperde, puanları 0.5 - 5 yıldız üzerinden, kendi barometresine göre vermiştir.
Basın Eleştirisi
Sözcü
Yazar: Burak Göral
Filmde hikayesi anlatılan Orkun Tunç'a emanet edilmiş müzik çalışması ise oldukça başarılı. Özellikle de türün meraklılarını ziyadesiyle memnun edecektir. Gerçek hayatta da sevgili olan iki başrol oyuncusu Burak Deniz ve Büşra Develi'nin uyumu iyi elbette. Ceren Moray da bir punk şarkıcısı rolünde çok ikna edici geldi bana. "Arada" bir kesimin neredeyse tümüyle gözardı ettiği genç bir kitlenin haletiruhiyesini anlatması açısından önemli bir iş yapıyor aslında. Görmeli ve üzerinde konuşulmalı...
Eleştirinin tamamı için: Sözcü
Hurriyet
Yazar: Uğur Vardan
Fikirler güzeldir, özellikle de kâğıt üzerinde... Ama işin içinde sinema olunca, edebiyattan farklı olarak başka bir anlatım biçimine de ihtiyaç hâsıl olur. ‘Arada’, ‘Ya sev ya terket’ mantığının ortasında rotasını arayan gençlerin öyküsünü doğru noktalardan anlatma derdinde ama bunu sinematografik olarak başardığı söylenemez. Oyunculuklar da bazen iyi (bu arada en iyi tipleme ‘Elazığlı korsan taksici’ olmuş) bazen de çok amatörce. Ama nihayetinde şunu söylemek mümkün: Sinemamızın çeşitliğe ve farklı fikirleri ihtiyacı var. Bu açıdan bu tür çabalara soyunmak gerekiyor; ilk vuruşta top ağlarla buluşmasa da…
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.
Sözcü
Filmde hikayesi anlatılan Orkun Tunç'a emanet edilmiş müzik çalışması ise oldukça başarılı. Özellikle de türün meraklılarını ziyadesiyle memnun edecektir. Gerçek hayatta da sevgili olan iki başrol oyuncusu Burak Deniz ve Büşra Develi'nin uyumu iyi elbette. Ceren Moray da bir punk şarkıcısı rolünde çok ikna edici geldi bana. "Arada" bir kesimin neredeyse tümüyle gözardı ettiği genç bir kitlenin haletiruhiyesini anlatması açısından önemli bir iş yapıyor aslında. Görmeli ve üzerinde konuşulmalı...
Hurriyet
Fikirler güzeldir, özellikle de kâğıt üzerinde... Ama işin içinde sinema olunca, edebiyattan farklı olarak başka bir anlatım biçimine de ihtiyaç hâsıl olur. ‘Arada’, ‘Ya sev ya terket’ mantığının ortasında rotasını arayan gençlerin öyküsünü doğru noktalardan anlatma derdinde ama bunu sinematografik olarak başardığı söylenemez. Oyunculuklar da bazen iyi (bu arada en iyi tipleme ‘Elazığlı korsan taksici’ olmuş) bazen de çok amatörce. Ama nihayetinde şunu söylemek mümkün: Sinemamızın çeşitliğe ve farklı fikirleri ihtiyacı var. Bu açıdan bu tür çabalara soyunmak gerekiyor; ilk vuruşta top ağlarla buluşmasa da…