Her dergi ve gazetenin puanlama sistemi farklı olduğu için, Beyazperde, puanları 0.5 - 5 yıldız üzerinden, kendi barometresine göre vermiştir.
Basın Eleştirisi
Evrensel
Yazar: Şenay Aydemir
Ama filmin bütününe dair asıl sıkıntı çok fazla ‘Beşiktaş filmi’ olması. Sanki Beşiktaş taraftarı için yapılmış ‘resmi’ bir yapım hissi bırakması. Kuşkusuz böyle bir belgeselde dönemin içeriden tanıklarına mikrofon uzatmak ana unsurlardan birisi olmak durumunda. Ancak, dönemin tanığı başka insanların da o takıma dair söyleyecekleri vardır kuşkusuz. Örneğin başka takımın futbolcularının, bilinen taraftarlarının o muhteşem takıma dair tribün ve saha anıları, fikirleri filmi daha da zenginleştirebilirdi. Yazının başında da ifade ettiğim gibi, ben başka bir takımın taraftarı olmama rağmen Metin-Ali Feyyaz’da kimliğini bulan o takımı izlerken büyük zevk alırdım ve imrenerek bakardım.
Eleştirinin tamamı için: Evrensel
Hurriyet
Yazar: Uğur Vardan
‘Kolej Havası’, bir ruhun, ‘endüstriyel futbol’ çağında geçmişte kalmış bir kültürün ifadesi. Ünver’in çalışması ‘Ertem Eğilmez filmleri’ tadındaki o günleri hatırlatıyor, ister Beşiktaşlı olsun isterse diğer takımlara gönül veren taraftarlar olsun; yaşı yetenleri de o anılarıyla buluşturuyor. Bu tür çalışmalar sinemamızda çok az; bu alanda hayli eksik sayfamız var. ‘Kolej Havası’, ‘Eski Açık Sarı Desene’, ‘Güzel Adam Süreyya’, ‘Teknik Direktör Adnan Dinçer’ gibi filmlerin yer aldığı ailenin yeni üyesi oluyor. Umarız bu aile daha çok üyeye sahip olur...
Eleştirinin tamamı için: Hurriyet
Sabah
Yazar: Olkan Özyurt
Kolej Havası şimdilerde ancak özlemi çekilen ve ideal gibi anlatılan, iyi futbolun, erdemli sporcunun, değerlerine bağlı, tutkulu taraftarların Türk futbolunda bir zamanlar kök saldığını ve yeşerip meyve verdiğini gösteriyor. Fakat orada da bırakmıyor. Malum futbolumuz da fena halde bize benziyor. Beşiktaş kabuğunu kırmasına kırıyor, bunu nasıl yaptığını izliyoruz ama bir nokta sonra 'vazonun nasıl çatladığını' da anlatıyor belgesel. İşte o noktalarda özellikle Feyyaz Uçar ve Metin Tekin'in yaklaşımlarının önemli olduğunu vurgulamak gerekiyor. Ki belgeseldeki hüzün de bu noktalarda ortaya çıkıyor. Ve bu noktalarda anlıyoruz ki anlatılan Beşiktaş'ın öyküsü olsa da aslında bu toprakların hikayesini izliyoruz...
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.
Evrensel
Ama filmin bütününe dair asıl sıkıntı çok fazla ‘Beşiktaş filmi’ olması. Sanki Beşiktaş taraftarı için yapılmış ‘resmi’ bir yapım hissi bırakması. Kuşkusuz böyle bir belgeselde dönemin içeriden tanıklarına mikrofon uzatmak ana unsurlardan birisi olmak durumunda. Ancak, dönemin tanığı başka insanların da o takıma dair söyleyecekleri vardır kuşkusuz. Örneğin başka takımın futbolcularının, bilinen taraftarlarının o muhteşem takıma dair tribün ve saha anıları, fikirleri filmi daha da zenginleştirebilirdi. Yazının başında da ifade ettiğim gibi, ben başka bir takımın taraftarı olmama rağmen Metin-Ali Feyyaz’da kimliğini bulan o takımı izlerken büyük zevk alırdım ve imrenerek bakardım.
Hurriyet
‘Kolej Havası’, bir ruhun, ‘endüstriyel futbol’ çağında geçmişte kalmış bir kültürün ifadesi. Ünver’in çalışması ‘Ertem Eğilmez filmleri’ tadındaki o günleri hatırlatıyor, ister Beşiktaşlı olsun isterse diğer takımlara gönül veren taraftarlar olsun; yaşı yetenleri de o anılarıyla buluşturuyor. Bu tür çalışmalar sinemamızda çok az; bu alanda hayli eksik sayfamız var. ‘Kolej Havası’, ‘Eski Açık Sarı Desene’, ‘Güzel Adam Süreyya’, ‘Teknik Direktör Adnan Dinçer’ gibi filmlerin yer aldığı ailenin yeni üyesi oluyor. Umarız bu aile daha çok üyeye sahip olur...
Sabah
Kolej Havası şimdilerde ancak özlemi çekilen ve ideal gibi anlatılan, iyi futbolun, erdemli sporcunun, değerlerine bağlı, tutkulu taraftarların Türk futbolunda bir zamanlar kök saldığını ve yeşerip meyve verdiğini gösteriyor. Fakat orada da bırakmıyor. Malum futbolumuz da fena halde bize benziyor. Beşiktaş kabuğunu kırmasına kırıyor, bunu nasıl yaptığını izliyoruz ama bir nokta sonra 'vazonun nasıl çatladığını' da anlatıyor belgesel. İşte o noktalarda özellikle Feyyaz Uçar ve Metin Tekin'in yaklaşımlarının önemli olduğunu vurgulamak gerekiyor. Ki belgeseldeki hüzün de bu noktalarda ortaya çıkıyor. Ve bu noktalarda anlıyoruz ki anlatılan Beşiktaş'ın öyküsü olsa da aslında bu toprakların hikayesini izliyoruz...