Bu film gerçekten çok ürkütücü. Filmin sonunun beğenilmemesi de normal çünkü bizler parapsikolojik bir olay izlediğimizi sanırken filmin sonlarına doğru ve finalin tamamında aslında ne izlediğimizi ve neye tanık olduğumuzu öğreniyoruz. Final kısmı bu yüzden filmin geri kalanındaki psikolojik gerilim ögelerinin tamamını alt üst ederek öyküyü başka bir yere yerleştiriyor. Bu yenilik ise gerçeklik duygumuzu zedeliyor, oysa film aslında başka bir gerçeklikten, aşina olmadığımız ama var olan ve kendi kültürü, psikolojisi, ayini ile sürüp giden, kadim bir gerçeklikten, dinden, şeytandan, tanrıdan besleniyor. Benzerleri defalarca çekilmiş bir öykü olsa da bu tarzda, bu şekilde çekilmiş bir filmi ben hatırlamıyorum kendi adıma. Belki The Witch'i andırıyor diyebilirim. Tekinsizlik hissi birbirine benziyor, ancak burada filmi boyunca bitmek bilmeyen, film müziği diyemeyeceğimiz ama bir korku filmi ses çalışması adını verebileceğimiz kimi zaman müziği andıran ses kullanımı filmin ağır atmosferine ilgi çekici bir hava katıyor kesinlikle, bunu The Witch filminde görmemiştik diye hatırlıyorum.
En büyük korkunun ceset görmek, ruh çağırma seansları, kara büyü ya da şeytana tapmak değil de korkunun insan bedenine ve ruhuna, psikolojisine yaptığı büyük zararlar ve hasarlar olduğunu düşünürsek Hereditary yani "Irsi" bunu çok iyi kotarıyor, bu hissi çok iyi geçiriyor ve ciddi bir etki yaratıyor bence. Eğer gece vakti izlemiş olsaydım kendimi çok rahatsız hissederdim gibi geliyor bana. Gerçek üstü şeyleri, olayları ve sebep olduğu korkuları böylesine gerçekçi bir atmosfer yaratarak verebilmek bir yetenek gerçekten. Bu sebeple izlenmesi gerektiğini düşünüyorum: bir korku mekanı olarak tekinsiz bir ev, bir aile ve insan ruhu. Herkese öneririm.