Hesabım
    Küçük Beyaz Yalanlar Devam Ediyor
    BEYAZPERDE ELEŞTİRİSİ
    3,5
    İyi
    Küçük Beyaz Yalanlar Devam Ediyor

    Bitmeyen beyaz tatlı yalanlar!

    Yazar: Banu Bozdemir

    İlkini dokuz yıl önce izlediğimiz Little White Lies / Beyaz Küçük Yalanlar kaldığı yerden bizleri selamlıyor. Fransa’da yaşayan küçük burjuva bir arkadaş grubunun çalkantılı, kimi zaman dalgalı, çatışmalı ama hep bir yerinde dostluğu ve samimiyeti barındıran ilişkilerini anlatıyor.

    Aslında daha çok oyuncu olarak bilip sevdiğimiz ama yönetmen olarak da kendini çoktan ispatlamış Guillaume Canet’in ellerinden çıkan film ilkinde de Max’ın agresifliklerinden ve gerginliğinden ilham alıyordu. İkincisinde de aynı şekilde başlıyor. İlkinde çok yakın arkadaşları Ludo’nun ciddi bir kaza geçirip hastanede yatmasına rağmen tatile çıkmaları; bir nevi kaçış, bir nevi yüzleşme anlamı da taşıyordu bu grup için. Hesaplaşmalar, bencillikler, küçümsemeler, hayatlarına giren başka insanlara, onlara ve yaptıklarına olan etkileri! Film iyi karakter tahlilleriyle, iyi bir durum analizi sunuyor. İkincisinde dram ve yüzleşme kısmı daha anlaşılır hale geliyor. Geride kalanlar, ikinci hikayeye dahil olmayanlar ve yeni eklemlenenler var! Film yine bir yaz tatili havasında bir dostluk analizine girişiyor diyebiliriz. Bu sefer herkesin kafası daha fazla karışık gibi geldi bana. Çünkü yenilerle eskilerin çatışması daha görünür. Örneğin Max sürekli çatıştığı eşiyle ayrılmış ve yeni birisi var hayatında. İlkinde Max’e olan ilgisini belli den Vincent eşinden ayrılmış ve yeni partneriyle tatile gelmiş. Rolleri pek değişmeyen Eric ve Marie oluyor! Tabii ikisinde de birer çocuk! 

    Film yine herhangi bir konuya ve karaktere çok odaklanmadan, arkadaş topluluğu içerisindeki bireyin davranışlarını sorguluyor. Hatalar, yüksek sesle yapılan tartışmalar ve sonrasında sarılmalar. Filmdeki birliktelik, tolere etme, her şeye rağmen bir araya gelip dengeyi bulma durumu, eminim ki birçok kişiye iyi gelecek ve kendi etrafındaki durumu, arkadaş grubunu sorgulayacaktır. 

    Filmde en dışta kalan karakter yine Antoine oluyor. Onun olaylara bakış açısı, sosyal zekası genel topluluk duygusu içinde biraz geride kalıyor, saflıkla özdeşleşiyor. Filmde buna dikkat eden izleyicinin ister istemez ona yapılanları daha dikkatle izleyeceğini düşünüyorum. Bir de çocuk bakıcısı meselesi var ki; oraya da emekçi işveren sorunundan çok, farklı sosyal sınıf çatışması olarak bakmak lazım. Zaman zaman mizahi bir yanı da var zira. Despot bir çocuk bakıcısının ellerinde telef olan yalnız baba imajı ve onun dönüşümü kısmı bana daha anlaşılır geldi! 

    Küçük Beyaz Yalanlar Devam Ediyor’un bir duygu filmi olduğunu düşünüyorum. Bizi bir grup arkadaşın hüzünlü ve sevinçli dünyasına sokup özdeşlik kurmamızı sağlıyor ve hatta hayatta kalıcı dostluklar kurabilmemiz konusunda hafiften dürtüp özendiriyor bile. O yüzden bir tatil duygusuyla hareket edip, aynı mekanlarda fazlaca dolanan, hatta aynı duyguların tekrarlı sunumunu yapan Küçük Beyaz Yalanlar Devam Ediyor’un herkese iyi gelecek bir tarafı olduğunu düşünüyorum. Bu anlar bütününün tadını çıkartmaya bakın derim! 

    twitter.com/banubozdemir

    Daha Fazlasını Göster
    Back to Top