Her dergi ve gazetenin puanlama sistemi farklı olduğu için, Beyazperde, puanları 0.5 - 5 yıldız üzerinden, kendi barometresine göre vermiştir.
Basın Eleştirisi
Evrensel
Yazar: Şenay Aydemir
Filmin en güçlü tarafı, Yoav’ın hem ülkesine duyduğu öfkeyi kolayca anlayabilmemizi sağlaması (Ki ülke İsrail olduğunda bizim gibi ülkeler için daha da kolaylaşıyor) hem de kimliğini inkar edemeyecek kadar bağlılık taşıması. İkincisini anlamlandırmak çok daha zor. Bu kez ülke İsrail olduğu için değil. Hangi ülke olursa olsun, bir yandan kopup gitmek, başka hayatların parçası olmak isterken diğer yandan kendinizi inşa ettiğiniz toprakların gerçeğini kabul etmenin zorluğunun anlatılması sıkıntılı olan. Açıkçası filmin uzayan süresine, ikinci yarıdaki durağanlığına ve yer yer düştüğü tekrarlara rağmen yılın dikkat çeken işlerinden birisi olduğunu düşünüyorum. Kimlik ve aidiyet meselesi üzerine kafa yoranlar için farklı bir deneyim olabilir.
Eleştirinin tamamı için: Evrensel
T24
Yazar: Atilla Dorsay
Daha önce de Policeman ve The Kindergarten Teacher filmleriyle dikkat çekmiş İsrailli sanatçı Nadav Lapid’in filmi, söylenenlere göre kendi hayatından izler taşıyormuş. Olabilir: Yahudiler kadar tüm dünyaya yayılıp çifte kültürlü olabilmiş bir başka halk var mıdır?.. Burada bu olayın farklı, ciddi ve sorumluluk taşıyan bir eleştirisi var. Anlayana... Ama bu kolay bir film değil. Ne klasik bir anlatımı var, ne de ‘modern’ bir anlatım olarak yeterince düğüm noktaları. Berlin’deki Altın Ayı’sının seyirciyi ve yazarları öylesine ikiye bölmesi, kimi alkışlara boğarken kimisinin ıslıklaması da bundan!.. Ama İsrailli ve Fransız oyuncularıyla da seçkinleşen bu film, altını çizmeye çalıştığım ögelere ilgi duyanlarca izlenmeli.
Eleştirinin tamamı için: T24
Habertürk
Yazar: Mehmet Açar
Nadav Lapid, hareketli kamerası, uzun çekimleri, oyuncu yönetimi ve mizansenleriyle kendine özgü bir dünya kurmayı başarıyor. Paris'e biraz da Yoav'ın gözünden bir yabancı gibi bakmış. Özellikle Seine Nehri'ni ve üstünde köprülerini kullanmış mekan olarak... Seine Nehri ve Emile'in oturduğu apartman dairesi Paris'i simgeleyen mekanlar... Özellikle politik içeriği, İsrail'i eleştirme konusundaki cesareti ve kendi ülkesine meydan okuyan ana kahramanı itibarıyla birçok eleştirmenin çok sevdiği bir filme imza attığı kesin. Berlin'de Altın Ayı kazanmayı başarması da önemli...
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.
Evrensel
Filmin en güçlü tarafı, Yoav’ın hem ülkesine duyduğu öfkeyi kolayca anlayabilmemizi sağlaması (Ki ülke İsrail olduğunda bizim gibi ülkeler için daha da kolaylaşıyor) hem de kimliğini inkar edemeyecek kadar bağlılık taşıması. İkincisini anlamlandırmak çok daha zor. Bu kez ülke İsrail olduğu için değil. Hangi ülke olursa olsun, bir yandan kopup gitmek, başka hayatların parçası olmak isterken diğer yandan kendinizi inşa ettiğiniz toprakların gerçeğini kabul etmenin zorluğunun anlatılması sıkıntılı olan. Açıkçası filmin uzayan süresine, ikinci yarıdaki durağanlığına ve yer yer düştüğü tekrarlara rağmen yılın dikkat çeken işlerinden birisi olduğunu düşünüyorum. Kimlik ve aidiyet meselesi üzerine kafa yoranlar için farklı bir deneyim olabilir.
T24
Daha önce de Policeman ve The Kindergarten Teacher filmleriyle dikkat çekmiş İsrailli sanatçı Nadav Lapid’in filmi, söylenenlere göre kendi hayatından izler taşıyormuş. Olabilir: Yahudiler kadar tüm dünyaya yayılıp çifte kültürlü olabilmiş bir başka halk var mıdır?.. Burada bu olayın farklı, ciddi ve sorumluluk taşıyan bir eleştirisi var. Anlayana... Ama bu kolay bir film değil. Ne klasik bir anlatımı var, ne de ‘modern’ bir anlatım olarak yeterince düğüm noktaları. Berlin’deki Altın Ayı’sının seyirciyi ve yazarları öylesine ikiye bölmesi, kimi alkışlara boğarken kimisinin ıslıklaması da bundan!.. Ama İsrailli ve Fransız oyuncularıyla da seçkinleşen bu film, altını çizmeye çalıştığım ögelere ilgi duyanlarca izlenmeli.
Habertürk
Nadav Lapid, hareketli kamerası, uzun çekimleri, oyuncu yönetimi ve mizansenleriyle kendine özgü bir dünya kurmayı başarıyor. Paris'e biraz da Yoav'ın gözünden bir yabancı gibi bakmış. Özellikle Seine Nehri'ni ve üstünde köprülerini kullanmış mekan olarak... Seine Nehri ve Emile'in oturduğu apartman dairesi Paris'i simgeleyen mekanlar... Özellikle politik içeriği, İsrail'i eleştirme konusundaki cesareti ve kendi ülkesine meydan okuyan ana kahramanı itibarıyla birçok eleştirmenin çok sevdiği bir filme imza attığı kesin. Berlin'de Altın Ayı kazanmayı başarması da önemli...