Her dergi ve gazetenin puanlama sistemi farklı olduğu için, Beyazperde, puanları 0.5 - 5 yıldız üzerinden, kendi barometresine göre vermiştir.
Basın Eleştirisi
T24
Yazar: Atilla Dorsay
Baştaki bölüm eşsiz bir tüketim çılgınlığı parodisiydi. Sonraki bölümlerde başka şeyler geliyor. Örneğin modern bir ırkçılık. Şu fıkranın en iyi özetlediği: “Bir musevi, bir müslüman, bir de zenci altıncı kattan atlamışlar/ Hangisi kurtulmuş?/ Toplum kurtulmuş!”. Ve yeni usül bir dindarlık; koyu bir katolikliğe dönüş. Her yerde dinsel törenler, her an dua etmeler. Şeytan filmini andıran şeytan çıkarmalar. Hemen her gündelik olayın günah çıkarmaya yol açması. Ve rahibin pornografik detaylara merakı!... Elbette bir gerçek olan o dev İsa heykeli. 52 metrelik yüksekliği ve 1.5 milyon dolarlık maliyetiyle, Rio de Janeiro’daki benzerini aşarak Guinness rekorlar kitabına giren...
Eleştirinin tamamı için: T24
Hurriyet
Yazar: Uğur Vardan
Popüler anlatıma sahip bir yönetmenin ya da Hollywood’vari bir sinemanın elinde öyküsü itibariyle duyguları alabildiğine sömürecek bir filme dönüşebilecek ‘Yüz’, Malgorzata Szumowska’nın tercihleri doğrultusunda serinkanlı, mesafeli bir üslupla ve çelişkilerin altı kimi durum komedileri eşliğinde çizilerek perdeye taşınmış. Filmde Jacek’in kazayla birlikte kaybettikleri (yüzü, hayalleri, sevgilisi vs.) ön plana taşınırken arka planda da Polonya toplumunun genel refleksleriyle yüzleşiyoruz. Giriş sekansı ise ‘Tüketim histerisi’nin günümüz insanını nasıl bir haysiyetsizliğin parçasına dönüştürdüğünü son derece etkili bir şekilde sembolize ediyor.
Eleştirinin tamamı için: Hurriyet
Gazete Duvar
Yazar: Şenay Aydemir
Filmin en büyük sıkıntısı, ameliyattan sonra çevresinin Jacek’e karşı davranışlarındaki değişimde değil; tam tersine karakterin bizzat kendisinde. Jacek’in bebek yüzlü, hayata dair hayalleri olan bir adamken karşı karşıya kaldığı durumu bu kadar kolay kabullenmesi, ancak başkalarının tutumları karşısında üzüntü duyması ve yeni halinden fazlasıyla memnun olması film içinde anlaşılır olmaktan uzak. Malgorzata Szumowska ve Michal Englert ikilisi daha öncee “W imie…” ve “Beden” filmlerinin senaryolarını da birlikte yazmışlardı. İlkini izleme fırsatımız olmadı ama “Beden”, özellikle de bedende gelişen hadiselerin, insan ruhunda yarattığı dönüşümü göstermesi açısından oldukça başarılıydı. “Yüz” için bunun böyle olmadığını söylersek, filmin temel sıkıntısını da anlatmış oluruz sanki.
Eleştirinin tamamı için: Gazete Duvar
Birgün
Yazar: Cüneyt Cebenoyan
‘Yüz’ün gözümüze soktuğu, her koyunun kendi bacağından asıldığı, tüketim çılgınlığının yaşandığı, azgın rahipleriyle güven vermeyen bir kurum olan kilisenin gittikçe güçlendiği yeni kapitalist Polonya tablosu irkiltici. Fakat filmin orijinal bir fikri ya da daha önce söylenmemiş bir sözü yok. Çok kaba fırça darbeleriyle çizilmiş bir tablo izletiyor seyirciye. Bu kabalık bilinçli bir tercih de olabilir ama sonuç değişmiyor. Filmin tek orijinal sayılabilecek tercihi biçimsel bir numaradan ibaret. Film boyunca perdenin çok küçük bir alanı net, geri kalan herşey flulaştırılmış. İsteyen, bu biçimsel numaranın anlamı üzerine derin tartışmalar yapabilir elbette.
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.
T24
Baştaki bölüm eşsiz bir tüketim çılgınlığı parodisiydi. Sonraki bölümlerde başka şeyler geliyor. Örneğin modern bir ırkçılık. Şu fıkranın en iyi özetlediği: “Bir musevi, bir müslüman, bir de zenci altıncı kattan atlamışlar/ Hangisi kurtulmuş?/ Toplum kurtulmuş!”. Ve yeni usül bir dindarlık; koyu bir katolikliğe dönüş. Her yerde dinsel törenler, her an dua etmeler. Şeytan filmini andıran şeytan çıkarmalar. Hemen her gündelik olayın günah çıkarmaya yol açması. Ve rahibin pornografik detaylara merakı!... Elbette bir gerçek olan o dev İsa heykeli. 52 metrelik yüksekliği ve 1.5 milyon dolarlık maliyetiyle, Rio de Janeiro’daki benzerini aşarak Guinness rekorlar kitabına giren...
Hurriyet
Popüler anlatıma sahip bir yönetmenin ya da Hollywood’vari bir sinemanın elinde öyküsü itibariyle duyguları alabildiğine sömürecek bir filme dönüşebilecek ‘Yüz’, Malgorzata Szumowska’nın tercihleri doğrultusunda serinkanlı, mesafeli bir üslupla ve çelişkilerin altı kimi durum komedileri eşliğinde çizilerek perdeye taşınmış. Filmde Jacek’in kazayla birlikte kaybettikleri (yüzü, hayalleri, sevgilisi vs.) ön plana taşınırken arka planda da Polonya toplumunun genel refleksleriyle yüzleşiyoruz. Giriş sekansı ise ‘Tüketim histerisi’nin günümüz insanını nasıl bir haysiyetsizliğin parçasına dönüştürdüğünü son derece etkili bir şekilde sembolize ediyor.
Gazete Duvar
Filmin en büyük sıkıntısı, ameliyattan sonra çevresinin Jacek’e karşı davranışlarındaki değişimde değil; tam tersine karakterin bizzat kendisinde. Jacek’in bebek yüzlü, hayata dair hayalleri olan bir adamken karşı karşıya kaldığı durumu bu kadar kolay kabullenmesi, ancak başkalarının tutumları karşısında üzüntü duyması ve yeni halinden fazlasıyla memnun olması film içinde anlaşılır olmaktan uzak. Malgorzata Szumowska ve Michal Englert ikilisi daha öncee “W imie…” ve “Beden” filmlerinin senaryolarını da birlikte yazmışlardı. İlkini izleme fırsatımız olmadı ama “Beden”, özellikle de bedende gelişen hadiselerin, insan ruhunda yarattığı dönüşümü göstermesi açısından oldukça başarılıydı. “Yüz” için bunun böyle olmadığını söylersek, filmin temel sıkıntısını da anlatmış oluruz sanki.
Birgün
‘Yüz’ün gözümüze soktuğu, her koyunun kendi bacağından asıldığı, tüketim çılgınlığının yaşandığı, azgın rahipleriyle güven vermeyen bir kurum olan kilisenin gittikçe güçlendiği yeni kapitalist Polonya tablosu irkiltici. Fakat filmin orijinal bir fikri ya da daha önce söylenmemiş bir sözü yok. Çok kaba fırça darbeleriyle çizilmiş bir tablo izletiyor seyirciye. Bu kabalık bilinçli bir tercih de olabilir ama sonuç değişmiyor. Filmin tek orijinal sayılabilecek tercihi biçimsel bir numaradan ibaret. Film boyunca perdenin çok küçük bir alanı net, geri kalan herşey flulaştırılmış. İsteyen, bu biçimsel numaranın anlamı üzerine derin tartışmalar yapabilir elbette.