Cut Throat City eleştirileri

Senaryosunu Paul Cuschieri'nin yazdığı ve yönetmen koltuğunda da RZA'nın (Robert Fitzgerald Diggs) oturmakta olduğu “Cut Throat City”; Amerika'daki Afrika kökenliler ile Avrupalı beyazların oluşturduğu (ve beyazların maça, kafadan 5 hadi bilemedin en azından 2-0 önde başladıkları) birbirleriyle rekabet halindeki ırklar bağlamında kurgulanan ve öyle de sunulan bir suç draması olarak geliyor karşımıza...

Gelin isterseniz; 6.5 milyon dolarlık bir bütçeyle çekilen ve COVID-19 salgını talihsizliği sebebiyle (South by Southwest - SXSW'deki dünya prömiyeri de bir türlü gerçekleştirilemeden), brüt 864,928 dolarlık bir hasılat rakamıyla gişeye çakılmış olan bu filme biraz daha yakından bakalım...

***

- 2005 yılında New Orleans -

Bir minibüsün içine doluşarak koyu bir sohbete dalan Blink (Shameik Moore), Miracle (Demetrius Shipp Jr.), Andre (Denzel Whitaker) ve Junior (Keean Johnson) isimli dört yakın arkadaş; kızı Isiah'ın annesi Demyra (Kat Graham) ile evlenecek olan Blink'in düğününe hazırlanmaktadırlar...

Hem de, hızla yaklaşmakta olan Katrina kasırgasının arifesinde...

***

Ve...

Derken...

Söz konusu Katrina, 29 Ağustos 2005'te New Orleans'ı vurur da...

***

Büyükçe bir çoğunluğu sular altında kalan New Orleans'ta, arama kurtarma çalışmalarına devam edilirken; Louisiana Valisi, henüz şehri terk etmemiş olan New Orleans sakinlerini tahliye etmeyi düşünmektedir...

Zira Pontchartrain Gölü sularının setleri aşmasının ardından oluşan sel, durumu gittikçe kötüleştirmektedir...

Şöyle ki...

Geniş açıdan bakıldığında, New Orleans'taki manzara; kıyamet görüntülerinden çok da farklı değildir...

***

İşte bu karmaşa hali içinde...

Hangi koşul altında olursa olsun ailesinin geçimini sağlamak zorunda olan Blink, tüm gelir kaynağı beklentisini; uzun süredir üzerinde çalıştığı çizgi roman "Cut Throat City"e bağlamıştır...

Malının büyükçe bir kısmını kasırga esnasında yitirmiş olan Miracle ise, uyuşturucu satıcılığına devam etmektedir...

Çiftleştireceği cins köpekleri, büyük rakamlara satarak para kazanmaya bel bağlayan Junior ile elindeki üç beş dolar ile idare etme uğraşısı veren sözde müzisyen Andre'ye hiç değinmeyelim bile...

Yani en nihayetinde, dört kafadarın dördü de; nereden bakılırsa bakılsın, tamamen çulsuzdurlar...

***

Bu durumdan kurtulmak için Junior, Blink'in karısı Demyra'nın akrabası olan "Kuzen" lakaplı yerel uyuşturucu baronu Lorenzo Bass'a (T.I.) yanaşmayı önerirken; Blink şansını, çizimlerini koltuğunun altındaki çantaya koyarak götürdüğü yayınevinde deneyecektir...

Ancak Blink'in çizimleri, kıdemli editör Peter Felton (Joel David Moore) tarafından beğenilmeyerek reddedilecektir...

***

Tüm umudunu yitirerek karamsar bir ruh haline bürünen Blink soluğu, annesi (Andrene Ward-Hammond) ve erkek kardeşiyle birlikte yaşayan ve Miles Davis kadar ünlü bir caz müzisyeni olma hayalleri kuran Andre'nin yanında alır...

***

Çok geçmez...

Kızları Isiah'ı da yanlarına alan Blink ile Demyra, yardım almak amacıyla; onarım, geçici barınma ve konut yenileme gibi hizmetleri sunmakta olan "FEMA (Federal Emergency Management Agency / Federal Acil Durum Yönetim Ajansı)" ya başvurarak, görevli memurun (Elizabeth Irene) karşısına geçip otururlar...

Ama yaşadıkları 9. bölgenin, FEMA'nın kapsama alanında olmaması nedeniyle; yardım talepleri geri çevrilir...

***

Peş peşe gelen bütün bu olumsuzluklar sonrasında, büsbütün çaresiz kalan Blink'de ikna edilerek; kendisinden iş alarak para kazanabilme gayesiyle, Kuzen'in mekanına doğru uzanır bizim dört kafadar...

Aslına bakarsanız...

Miracle'ın minibüsüyle gidilerek, tehditle veznedeki kadın görevliden; içinde bankaya gönderilecek paraların istiflendiği kutuların istenerek el koyulacağı, silahlı bir kumarhane soygunundan ibaret olan bir işi alırlar da...

Kapının önünde, kumarhane güvenlikleriyle bizim amatör soyguncular arasında; silahlı bir çatışma yaşansa da, kaçarak kayıplara karışmayı başarırlar...

Fakat!

Evet fakat...

O da nesi?

Neyse...

Fırsat bulup da bugüne kadar izleyememiş olanların, "spoiler" vermek suretiyle ağızlarının tadını kaçırmamak adına; daha da uzatmadan, anlatımımızı burada noktalayalım...

Dakika 35...

Soundtrack listesindeki müziklerinin, kulakların pasını sileceğinden emin olduğumuz filmin geride kalanında siz değerli sinemasever dostlarımızı; aksiyon tarzı filmlerden hoşlananların da beğeneceklerini tahmin ettiğimiz, 88 dakikalık bir bölüm daha bekliyor olacak...

Keyifli seyirler,

amerika fakir zenciler var. Bol diyaloğ var. Oyuncular oldukça vasat. İçine giremedim filmin.
amerika fakir zenciler var. Bol diyaloğ var. Oyuncular oldukça vasat. İçine giremedim filmin.