Hesabım
    Suçlu
    BEYAZPERDE ELEŞTİRİSİ
    4,0
    Çok İyi
    Suçlu

    İyi bir şey yapan kötü biri affedilebilir mi?

    Yazar: Hande Kara

    Gerilim dizisi deyince aklınıza hemen Nordik seriler geliyorsa ve onları izlemekten gayet memnunsanız, bu hafta vizyonda yer alacak olan Danimarka’nın Yabancı Dilde En İyi Film Oscar aday adayı olan Suçlu, sizin için de çok iyi bir seçim olabilir. Genç yönetmen Gustav Möller’in ilk uzun metrajı olan Suçlu, bizi bir “Acil Durum” hattının ucundaki aslen narkotik için çalışan polis memuru Asger Holm ile baş başa bırakıyor ve adeta onunla birlikte masaya mıhlıyor.

    Asger Holm, yaşadığı bir olayın ardından saha görevinden alınmış ve masa başı görevine verilmiş bir polis memurudur. 112 Acil’in gece nöbetinde gelen telefonları yanıtlayan Asger, ertesi gün gerçekleşecek mahkemesi sebebiyle de oldukça gergin bir akşam geçirmektedir. Mesainin bitimine az bir süre kala gelen bir telefonu yanıtlayan Asger, telefonun diğer ucunda kaçırıldığını iddia eden bir kadınla konuşmaya başlar ve film de bizi, bu hikayeyi adeta yan masadan izliyormuşuz gibi içine alır. Zaman geçtikçe Asger’ın yardıma bu kadar hevesli olma isteğinin ardında, kendi günahlarını affettirme çabasının yattığını görürüz, ki bu da bizi saf iyilik ve görev bilincinden uzaklaştırarak, daha gerçekçi bir dünyaya taşır ve sonunda şu soruya ulaşırız; iyi bir şey yapan kötü bir polis affedilebilir mi? İşte bu ahlaki ikilem de filmin çıkış noktası.

    Tek mekan filmlerinin ortak özelliği olan hikayesel kurguyu başarı ile uygulayan Suçlu, tansiyonu görselliğin yardımına başvurmadan yükseltmeyi ve orada tutmayı başarıyor. Filmin hikayesini, kurgusunu överken elbette başrolde yer alan Jakob Cedergren’den bahsetmeden geçemeyiz. Kameranın Asger’ı çektiği her farklı açıda dikkatimizi çeken bir ayrıntı var; dudaklarının üstündeki ter, gözlerindeki korku vb. Zira Suçlu, Cedergen için adeta kendini kanıtladığı bir film. Zaten filmin kendisi de, “en kısıtlı imkanlarla bir film nasıl çekilir?” sorusunun cevabı adeta. Telefon konuşmaları üzerinden bir masa başında ilerleyen film, ışık kullanımı, kamera açıları, prodüksiyon tasarımı, kurgu ve sesle beraber inşa ettiği ruh halini, klostrofobik bir noktaya taşıyor ve hikayenin duyduğumuz ayrıntılarını her seyircinin kendi gözünde resmetmesini istiyor.

    Suçlu, tek mekanda geçen unutulmaz filmler listesine adını yazdırmaya aday.

    Daha Fazlasını Göster
    Back to Top