TÜM SİNEMA OTORİTELERİNCE GELMİŞ GEÇMİŞ EN İYİ HAPİSHANE KAÇIŞ FİLMİ
OLARAK KABUL EDİLEN BİR BAŞYAPIT 10 ÜZERİNDEN 10
film için hayatımda izlediğim en muhteşem özgürlük hikayesi diyebilirim papillon'a.
kitabını okumadım ama filmi de kitap gibi bir film zaten.
bazı filmler vardır yi film güzel film başyapıt diye geçiştirilir.
ama papillon gibi filmler için ne filmdir ama" demek gerekir.
KİLOMETRE TAŞI KABUL EDİLEN FİLMİN KISACA ÖYKÜSÜ
20.yüzyılın başlarında paris'te, yanlış yere cinayetle suçlanan henri charriere (steve mcquenn), güney amerika'daki fransız guyana'sında bir hapishaneye gönderilir. 1973 yılında en iyi müzik dalında oscar'a aday olmuş ve steve mcqueen'e de altın küre adaylığı getirmiş olan bu 150 dakikalık film, charriere'in, 20 yıl boyunca, hapishaneden kaçma girişimlerini, yakalanmasını, hücre hapislerini anlatır. henri charriere, bu kaçma girişimlerinden birinde, oldukça uzağa gitmeyi başarmış ve bir yerli kabilesine sığınmıştır. burada, kabile şefinin göğsündeki kelebek dövmesinin aynısını yaptıran adam, bundan sonra fransızca kelebek anlamına gelen papillon adıyla tanınır. papillon, karayip cehennemindeki hapishanede, yönetimin, kaçma girişimlerinin acımasızca cezalandırılacağı uyarısına rağmen, defalarca kaçar, defalarca yakalanır ve defalarca hücre hapsine atılır.
kelebek’in tek dostu, louis dega'dır (dustin hoffman). daha buraya ilk gönderildikleri zaman, gemide tanıştığı dega, devlet tahvilleri üzerinde bir üç kağıt yapmış ve müebbet hapse mahkum olmuştur. bu zayıf, gözlüklü adamın azılı suçluların kol gezdiği, vahşi hapishane ortamında kendini koruyamayacağı hemen belli olur. dega da, gemideki diğer mahkumlar gibi parasını, metal bir tüp içinde, bağırsaklarında saklamaktadır. henri charriere ona, kaçması için para vermesi karşığında onu korumayı teklif etmiştir ve iki adam arasında öylesine bir yakınlık doğmuştur.
steve mcqueen'in oyunculuğu ile tabiri caizse "döktürdüğü unutulmaz yapım
Kelebek'in hücrede yaşadıkları belki de tüm filmin en çarpıcı yanıdır.Steve McQuenn farkını özellikle bu hücre sahnelerinde ortaya koyuyor. Hücreye girmeden ki hali ve çıktıktan sonraki hali McQuenn'in ne denli bir performans sergilediğini bizlere özetliyor. Oyunculuklara değinmişken biraz Dustin Hoffman'dan da bahsedeyim. Zeki, saf görünümlü, kendine güvensiz, kalpazan Dega'ya büyük bir başarıyla hayat vermiş. Özellikle McQuenn ile Hoffman'ın birebir diyalogları uzun süre hafızalara kazınacak cinsten. Kelebek filmde bir o kadar umutlu ve kaçmayı düşleyen biriyse Dega ise daha umutsuz ve her şeyi olacağına bırakmış biri. Bu zıt kutuptaki iki insanın dostluğunu anlatıyor bize filmi izlemeyen sinemasever dostlara şiddetle tavsiye ederim film için puanım net 10