Senaryosunu, Mattias Olsson’un yazdığı “Alone”, yönetmen koltuğunda John Hyams’ın oturduğu gerilim içeren bir drama…
Birbirine bağlı toplam “beş bölümden” oluşan filmin hikâyesi, kocası intihar ederek ölmüş olan ve aradan altı ay geçmesine karşın bu olayın travmasından bir türlü kurtulamayan Jessica Swanson’ın (Jules Willcox), yaşadığı bölgeden uzaklaşmak amacıyla dört gün sürmesini beklediği bir yolculuğa çıkması ile başlar…
I. THE ROAD – YOL
Gidiş geliş çift şeritli bir yolda her şey tam da tıkırında gidiyor derken, önde sürekli frene, sollayınca da hem de karşıdan araç gelmesine rağmen gaza basan sonra da Jessica’yı sürekli taciz eden bir Jeep Grand Cherokee peydahlanır…
Ne yalan söyleyelim, Spielberg’ün “Duel”ini (1971) anımsatan bu takip sahneleri, birdenbire filme olan ilgimizi kamçıladı…
Ve “galiba yine büyük bir balık yakaladık” dedik kendi kendimize…
Bir gece otelde konaklayan ve sabah uyanır uyanmaz yeniden yola koyulmaya hazırlanan Jessica, aniden karşısında Jeep’in sürücüsü olan ve adının Sam Dillon (Marc Menchaca) olduğunu öğrendiğimiz adamı, kendisinden özür dilerken bulur…
Bu “nazik” karşılaşma ve sohbetin ardından, kurtulduğunu zanneden Jessica, bir kez daha karşısında, ısrarla “Aracım bozuldu, bana yardım et” diyen Sam’i görür…
Neyse bu kez de “acelem var” bahanesi ile Jessica, Sam’i atlatmayı başarmıştır…
Ama o ne?
Akşam mola verdiği benzin istasyonun da karşısına tekrar Sam çıkmaz mı?
Bunun üzerine apar topar yeniden yola koyulan ve sinirleri tamamen alt üst olmuş olan Jessica, bu kez de aracına bağlı römorkun lastiği bıçakla yarılarak patlatıldığı için kontrolü kaybederek yolun dışına savrulacaktır…
Küçük bir mücadelenin ardından aracın içine girmiş olan Sam, Jessica’yı bayıltır…
Böylelikle de filmin, gerçekten de nefes kesen 30 dakikalık ilk bölümü tamamlanmış olur…
Geride, dört bölümün sığdırıldığı bir 64 dakika daha vardır…
Fakat bu bölümleri izlerken, ilk bölümün senaryosu ile bunları yazan kişinin aynı insan (Mattias Olsson) olup olmadığı hususunda ciddi anlamda şüpheye kapılıyorsunuz…
En azından biz öyle düşündük…
Zira ilk 30 dakikadaki “yaratıcılık” ve “kıvrak zekâ” ürünü olan gerilimli atmosfer gitmiş yerine “ite kaka” götürülmeye çalışılan bambaşka bir şey gelmiştir…
Tamam, film düşük bütçeli bir “indie (bağımsız)” …
Ancak hikâyedeki bu ani ivme kaybının para ile hiçbir alakası yok…
Biz bunu kısaca, “vizyon yetersizliği” olarak değerlendiriyoruz…
II. THE RIVER – NEHİR
Yaşanan bu olaylı gecenin sabahında, kendisine verilen ilacın etkisinden de kurtulan Jessica, kilit altındaki boş bir depo da uyanır…
Kadın kaçırma, tecavüz etme ve öldürme işini alışkanlık haline getirdiğini bizzat itiraf eden Sam, aynı zamanda evli ve küçük bir kızı da bulunan psikopat bir sapıktır…
Bir yolunu bulan Jessica, o depodan kurtularak kaçar ve ormandaki yorucu bir kovalamacanın sonrasında kendini akıntılı bir nehre atar…
III. THE RAIN – YAĞMUR
Bu, atladığı nehirden çıkıp ormana yeniden dönen Jessica’nın Robert (Anthony Heald) adındaki bir avcı ile karşılaşarak, ondan yardım istediği bölümdür…
IV. THE NIGHT – GECE
Önde Jessica, arkada da Sam koşuşturmaya devam ederken yağmurla beraber birdenbire gecenin karanlığı da bastırıverir…
V. THE CLEARING – TEMİZLEME
Artık finaldeyiz…
Dikkat ederseniz son üç bölümde, küçük dokundurmalar dışında ayrıntılara hiç girmedik ve henüz izlemediyseniz, tadını çıkartabilmeniz adına filmin geri kalanını sizlere bıraktık…
Bitirmeden yorumumuza ilave edeceğimiz son husus, Jules Willcox (Jessica) ve Marc Menchaca’nın (Sam) performansları ile göz doldurdukları biçiminde olacak…
Belki, yine klasik bir laf olacak ancak diğer yorumlarımızda olduğu gibi “spoiler vermeden” yazılmayanları yazmaya, anlatılmayanları anlatmaya, söylenilmeyenleri söylemeye çalıştığımız bu son derece özgün satırlar, filme ilişkin aydınlatıcı tespitler toplamımız olsun…
Sinema sanatına yaraşır; “emek ve bilgi verilerek” yazılmış bir başka kapsamlı yorumda yeniden buluşmak üzere puan olarak 2,5 verdiğimiz bu film için önerimiz de, olumsuz puan ve yorumlara aldırmadan “bir şans da siz verebilirsiniz” şeklinde olacak…
Keyifli seyirler,