Hesabım
    Deri Ceket
    Ortalama puan
    3,0
    4 Puanlama
    Deri Ceket hakkında görüşlerin ?

    1 Kullanıcı eleştirisi

    5
    0 Eleştiri
    4
    0 Eleştiri
    3
    1 Eleştiri
    2
    0 Eleştiri
    1
    0 Eleştiri
    0
    0 Eleştiri
    Sırala
    En yararlı eleştiriler En yeniler En çok eleştiri yazmış üyeler En çok takip edilen üyeler
    Turgay Buğdacigil
    Turgay Buğdacigil

    Takipçi 2.094 değerlendirmeler Takip Et!

    3,0
    13 Mart 2021 tarihinde eklendi
    “Le daim / Deerskin”, hikâyesini de yazmanın yanı sıra görüntü yönetmenliği ve editörlüğünü de üstlenen Quentin Dupieux’nun yönetmen koltuğunda oturduğu bir drama…

    Prömiyeri, 15 Mayıs 2019’da Cannes Film Festivalinin “Directors' Fortnight” bölümünde yapılan ve 19 Haziran 2019 tarihinde Fransa’da vizyona giren filmin, hâlihazırda IMDB, Rotten Tomatoes ve Metacritic gibi mecralarda ciddiye alınacak miktarda oydan oluşan bir izleyici ve yorumcu puanı ortalaması mevcut değil…

    O nedenle bizde, literatürdeki en basit tanımı ile akılcı tutuma tavır almış, mantığın egemenliğinden kurtulan, aklın ve düşüncenin denetimini yıkan, ahlakçı tavra düşman, düşlere ve bilinçaltına eğilen, masalsı ve çocuksu olandan yararlanan, kendini imgelemin sınırsız özgürlüğüne teslim eden “sürrealizm” akımından derin esintiler taşıyan bir hikâyeye sahip olan bu filmi, her zamanki gibi önceliği oyuncu kadrosuna vermek suretiyle bizzat kendimiz mercek altına alarak incelemeye ardından da puanlamaya çalışacağız…

    Bunun içinde, 4,4 milyon dolarlık bir bütçeyle çekilen ve sadece "Eşek hoşaftan ne anlar" deyimine aşina olanlar için1.6 milyon dolarlık hiç de düşündürtüçü olmayan bir hasılat rakamı ile gişeye çakılan filme ilişkin ilk tespitimizi, sonrasında da naçizane ilk önerimizi paylaşalım istiyoruz…

    Bu bağlamda da işe; her ne kadar şu ana kadar sinema dünyasında bir “Mulholland Dr.” (2001) veya “Eternal Sunshine of the Spotless Mind” (2004) yahut da bir “A Field in England” (2013) kadar ses getirmiş olmasa da karşımızdakinin de aynı kategoride değerlendirilmesi gereken bir film olduğunu söyleyerek başlayabiliriz…

    Yurtdışındaki yorumlara göz gezdirirken, Bradley Warren’ın The Playlist için filmin Cannes’daki gösteriminin hemen ardından kaleme aldığı 15 Mayıs 2019 tarihli yorumundaki (kullandığı ifadeler birebir bizim yazdıklarımız gibi olmasa da) iki şey dikkatimizi çekti:

    Bunlardan ilki, filmin ana mekânlarından birinin, “The Shining” (1980) de olduğu biçimde karlı kış şartları altındaki küçük bir dağ kasabası oteli ile onun barının olması gibi…

    Ki filmimizdeki bu mekânlarda, neredeyse Jack Nicholson’ın canlandırdığı Jack Torrance karakterininkine benzer uçuk takıntı ve hayallere sahip olan filmin başkarakteri Georges (Jean Dujardin) konaklayarak viskisini yudumluyor…

    İkincisi ise, Dupieux’nun da aynen Steven Soderbergh gibi filmin yönetmenliğinin yanı sıra editörlük ve (İPhone marka cep telefonu ile olmasa da el kamerasıyla) görüntü yönetmenliğini de üstlenmesi…

    Bunların her ikisi de birer basit tesadüf olabilirler…

    Ama bize göre emin adımlarla ilerleyen Quentin Dupieux’nun, çektiği filmlerle Avrupa sinemasının “özgün” figürlerinden biri haline gelmiş olması kesinlikle bir tesadüf ile açıklanamaz…

    Her şeye tek başına sahip olmak isteyenlere ve yine bir Fransız sinema yıldızı olan Brigitte Bardot’nun (annemizin ilk okuldaki sınıf arkadaşlarından, 1952 – 1957 yılları arasında Fransız sinemacı Roger Vadim ile evli kalmış olan) söylemlerini anımsatan görüntülerle hayvan kürkü karşıtı mesajlar da verilen filme dair söyleyeceklerimizi, baş rolleri paylaşan Jean Dujardin ile Adèle Haenel’in kimyasal uyum içinde bir performans sergilediklerini de belirtilerek buraya kadar yazdıklarımızla sınırlandırmak istiyoruz…

    Zira filmin kendisi, bir çırpıda izlenip biten 77 dakikalık bir süreye sahip zaten…

    Belki, yine klasik bir laf olacak ama diğer yorumlarımızda olduğu gibi “spoiler vermeden” yazılmayanları yazmaya, anlatılmayanları anlatmaya, söylenilmeyenleri söylemeye çalıştığımız bu satırlar filme ilişkin ilk tespitimiz olsun…

    İlk önerimize gelince:

    O hakkımızı da bu kez; sıra dışı sinemacıların kendileri gibi sıra dışı (ve hatta biraz da uçuk kaçık) olan filmlerini izlemeyi kendine meşgale edinmiş sinemasever dostlara, “Quentin Dupieux’nun filmlerini de izleme listelerinize dâhil etmeyi unutmayın” diye seslenerek kullanmak istiyoruz…

    Sonuç olarak, kendi değerlendirme sistemimiz içinde puan olarak 3 verdiğimiz bu film için önerimiz de olumsuz yorum ve puanlara aldırmadan, “bir şans da siz verin” şeklinde olacak…

    Keyifli seyirler…

    Son bir not:
    Bakarsınız kafamıza eser, Quentin Dupieux’nun arşivimizdeki diğer filmlerini de inceleme ve yorum programımıza dâhil ederiz…
    Daha Fazlasını Göster
    • En son Beyazperde eleştirileri
    • En İyi Filmler
    • Basın Puanlarına Göre En İyi Filmler
    Back to Top