Boss Level eleştirileri

Senaryosunu da, Chris Borey ile Eddie Borey'in kendi yazdıkları hikayeden uyarlayarak...

Yönetmen koltuğunda oturmakta olan Joe Carnahan ile beraber kaleme aldıkları "Boss Level"; gizemini sonuna kadar koruyan, bilim kurgu tarzdaki bir aksiyon gerilim olarak geliyor karşımıza...

***

Gelin isterseniz, 45 milyon dolarlık bütçesinin de sağladığı avantaja ilaveten görsel efekt ve yeşil perde teknolojileri ile başarılı makyaj uygulamaları sayesinde; gerçekleşen olayların ruhuna uygun olarak yaratılan fiziki atmosferin de çatısı altında...

Koordinatörlükleri ile dövüş koreografisini, Denney Pierce, Daniel Joseph Rizzuto, Brian Simpson, Bryan Sloyer, Frank Torres ve Bill Young'ın üstlendikleri dublör oyuncuların payının da mevcut olduğu...

Bu Hulu platformu filmine biraz daha yakından bakalım...

***

Atlantalı bir emekli Delta Gücü yüzbaşısı olan Roy Pulver (Frank Grillo), tamı tamına 140 gün boyunca...

Her sabah...

Saat 7:00'yi gösterirken...

Gece tanıştığı Alice (Annabelle Wallis) ile beraber uyumakta olduğu yatağında...

İlk olarak elinde pala bulunan bir suikastçı ile sonrasın da penceresine yaklaşan helikopterdeki makinalı tüfekli bir adamın (Rob Gronkowski) saldırısına uğrar...

***

Ve...

Vücuduna tek bir sıyrık dahi almaksızın...

Bunların her ikisinden de kurtulma becerisini gösterirken...

Roy'un kafasına taktığı tek husus...

Kiracı olarak oturduğu evin mahvolması nedeniyle...

Ev sahibine verdiği depozitoyu geri alamayacak olmasıymış gibi görünse de...

***

Daha sırada...

Dördüncü kattaki evin bulunduğu binaya çarpan helikopterin yol açacağı patlama öncesinde...

Sokaktaki çöp ve geri dönüşüm kamyonunun kasasına atlaması faslı da bulunmakta olup...

***

Kendi ifadesiyle bunu 22 kez ıskalayarak...

Doğrudan asfalt zemine çakılmış...

Ardından da...

Ziyadesiyle feci şekilde ezileceği, bir TIR'ın altında kalmıştır...

***

Derken...

Ana caddedeki...

Sağ salim yürüyüşünü sürdüren Roy...

Şimdi de...

Zorla bir adamın otomobili ile gözlüğüne el koyarken...

***

Yine kendisini öldürmeye çalışan...

Esmeralda (Armida Lopez) ve Pam (Meadow Williams) adındaki iki kadından oluşan bir başka silahlı saldırgan grup...

Hızla yaklaşmakta olan bir minivanın içindedir...

***

Ve...

Gündüz gözü...

Onlarda ateş açmaktan asla çekinmemektedirler...

***

Hadi diyelim Roy...

O ana kadarki bütün bu girişimlerden paçayı kurtardı...

Ama Guan Yin'in...

Yani Merhamet Tanrıçası'nın elindeki...

Kafasını bedeninden ayıran keskin kılıcından...

Asla sıyıramayacaktır...

***

Elbette...

Kaboom (Aaron Beelner) ile kendisine çok benzeyen Roy #2 (Eric Etebari) ve Alman İkizler'i de (Quinton "Rampage" Jackson, Rashad Evans) atlamamak lazım...

Zira onlarda...

Roy'un üzeeindeki şanslarını...

Fırsat buldukça denemektedirler...

***

Çok geçmez Roy...

Bütün bu yaşadıklarının sebebini bildiğini düşündüğü eski karısı ve oğulları Joe'nun (Rio Grillo) annesi Dr. Jemma Wells'e (Naomi Watts) telefon açtığında karşısına...

Jemma'nın bir gece önce laboratuvarda düşerek...

Boynunu kırmak suretiyle kazaen öldüğünü söyleyecek olan...

Laboratuvarın patronu Albay Clive Ventor (Mel Gibson) çıkacak...

***

Ancak Roy...

Kesinlikle bunun bir kaza olduğuna inanmasa da...

Bir türlü aynı gün içerisinde...

Jemma'nın akıbetini araştırarak öğrenecek kadar uzun yaşayamamakta...

Ve...

Yukarıda isimlerini saydığımız suikastçılardan herhangi birince hayatına son verilmektedir...

***

Neyse...

Yeniden 140. güne döndüğümüzde...

En son...

Kendisini takip eden Esmeralda ile Pam'in minivanlarını havaya uçuran Roy...

Halen hayattadır...

***

Ve...

An itibarıyla da...

İki şişe brendiyi midesine indirirken...

İç güvelik uzmanı Dave'in (Sheaun McKinney) sıkıcı konuşmasını dinleyeceği...

Jake'in (Ken Jeong) barındadır...

***

Artık orada da...

Eski eskrim şampiyonu Dai Feng'in (Michelle Yeoh) mekana gelip son boş masaya kuruluşu ile garsonlardan Pedro'nun (Travis Gomez)...

Ayağının kayıp düşüşünü izleyecektir...

***

Ta ki saat 12:47'ye kadar...

Çünkü bütün bunlar...

Aynı günün değişmez rutinleridir...

***

Ve...

12:47 olduğunda da...

Kendi ifadesiyle...

Tanımadığı bir avuç şerefsiz, bilmediği sebeplerden ötürü...

Kendisini kurşuna dizerek öldüreceklerdir....

***

Ki...

Hiç bitmeyen bir günün ölüm döngüsüne sıkışıp kalmış olan Roy'a göre...

Hemencecik bir plana ihtiyacı bulunmaktadır...

Ve...

Kendisi ile Jemma'nın başına gelenlerin bedelini de...

Sorumlularına ödetmelidir...

Dakika 20...

***

Silahlı çatışma, yakın dövüş ve araç takip sahnelerinin nefes keseceği...

"Edge of Tomorrow"un (2014) örüntüsünü anımsatan filmin geride kalanında, siz değerli sinemasever dostlarımızı; pek çok sürprizi de bünyesinde barındıran, 80 dakikalık bir bölüm daha bekliyor olacak...

***

Emek verilerek ve benzeri bir örneğine rastlamanızın da asla mümkün olamayacağı; alışılmış "nesir" tarzının dışındaki, yüzyıllar içinde güzel Türkçemize yavaş yavaş sızarak eklemlenmiş Arapça, Farsça ve Avrupa kökenli sözcükler bütününe entelektüel taklaların attırıldığı...

"Irkçılık", "faşizm", "homofobi" ve doğruluğunun bilimsel olarak kanıtlanması imkansız bir metafizikten ibaret olan "inanç övücülük" yahut da "yericilik" içermediği için...

Ezberleri bozan "lirik" bir anlatım dili de benimsenmek yoluyla...

25 - 30 kelimelik Türkçe bilgi haznesinin ötesine geçilerek yazılmış, bir başka "özgün" yorumda yeniden buluşmak dileğiyle...

Keyifli seyirler,

Her öldüğünde başa dönen (Source Code, Edge of Tomorrow) filmler klişesinde, FAKAT bol aksiyonlu, eğlencelik bi film olmuş. Dünyayı kurtarmak gibi fantastik bi sonuca da varılmış. Ama kahramanımızın akıbeti muamma bırakılmış. Belki filmin 2.si gelir. Aşk-Aile-çocuk hayatta tutunulacak değerler olduğu da gösterilmiş. Puanım 7/10