süper bir film.bir başyapıt.klasik ve sanatsal öğeli kült bir film.ilk izlediğinizde biraz sıkıcı gelebilir ama sonra zevkle izleyeceksiniz ve ara sıra canınız izlemek isteyecek.harikaydı.verdiği mesaj,göndermeler...
bir başyapıt...tam bir kült film.... tartışmasız görselliği o günün koşullarında bile mükemmele çok yakındı...bu kadar ince işçilikli bir film bulmak çok çok zor.....kesinlikle tavsiyemdir....
yönetim ve kurgu açısından mükemmel,oyunculuk harikulade.yaklaşık 40 yıl önceden geleceğe yollanmış bir uyarı.malcolm mcdowell belkide en iyi oyunculuğunu sergilemiş.sonrasında abd de oynamadığı film yok herhalde:)) her yönüyle övgüyü hakeden bir yapım..ama değinmeden geçemeyeceğim bu film sadık sinema sanatseverlerine hitap eden bir film olduğundan her bünyeye hitap etmeyebilir.9/10
Stanley Kubrick ne kadar büyük bir yönetmen olduğunu bu filmle kanıtlamış bence...Baştan sona ilgiyle izlediğim bir filmdi...Mekanlar, diyaloglar çok hoşuma gitti...
Şiddet ve cinsellik(daha doğrusu tecavüz)güdüsünü inceleyen kült yapım.Bu iki dürtünün insanın kişiliğini belirleyen unsurlardan biri olduğu baskıcı devletin hapiste bu iki dürtüleri yok ederek kişiyi bitkiselleştirdiğini çarpıcı sahneler ve unutulmaz oyunculuklarla anlatan Kubrick başyapıtı.Özellikle Alexin hapisten çıktıktan sonra başına gelenler çok çarpıcı.Zamanında olay yaratan ve İngilterede yasaklanan filmi için Kubrick usta İnsanlar filmimi anlayacak kapasitede değillercümlesini söylemişt.Zamanının ötesinde bu dahi yönetmenin bu filmini bugün bile anlayanlar maalesef az.
filme imdb ve beyaz perdenin yüksek not ve iyi yorumlarından dolayı büyük beklentilerle başladım.. arka arkaya gelen vahşet sahneleri epey zorladı beni hele öldürülen kadından sonra bi Ho Ho!! dedim ve filmi kapattım.. 15 dk sonra devam etme cesareti buldum ve iyiki de devam etmişim.. izlemeyi düşünen arkadaşlar mutlaka ara verin filmin tadını sindire sindire alın.. emin olun sindirmesi pek kolay olmuyor.. =) 9/10
söylemeden edemeyeceğim filmdeki ilk kavgalı sahneyi izlediğimde bu film komedimi diye düşünmeye başladım ve bu filmin sonuna kadar böyle anlamsız bir duyguyla devam etti çünkü oyunculuk denen şey sıfırın altındaydı. cüneyt arkının dövüş sahnelerine 'bunlarda filmmi kardeşim' diyenler bu filme başyapıt diyorlar. 1971de adamlar sizin için daha ne yapsın zamana ve teknolojiye göre elindekinin en iyisini yapmışlar diyenlerede bu sahneyi tavsiye ediyorum. soruyorum size birini döverken hiç zıpladınızmı? sitkom yaptınızmı gerçek bir filmde? hey gidi otomatik portakal olduğun yerde kal...
mükemmel! çok ince detaylar, çok akıllıca düşünülmüş sahneler var. hikaye sıradışı değil, yine politik çıkarlar, gençlik gibi konular var ama işleniş açısından mükemmel! 71 yapımı olabilir ama 2000lerin zekası olduğu bir gerçek.. william tell ve thieving magpie gibi rossini klasikleri çok yakışmış, alexe ludwig van(onun deyimiyle) dinletmek de zekice bir fikir. filmi beğenmeyenler klasik bir amerikan filmi bekledikleri için böyle yorumlar yapmış olabilirler. tek düze düşünülmesi gereken bir film değil malesef, ekşınlar ve pahalı oyuncular da yok.
Bu filmi anlamayan insanlar kesinlikle popüler sinemanın esiri olmuş insanlar.Bence tam anlamıyla bir başyapıt zerre falsosu yok.Bir insanın iç dünyasını ve geçirdiği değişim sonrası olaylara bakış açısını anlatan bir film10/10
bazı yorumlardan anladığım kadarıyla filmin aslında bi kitap uyarlaması olduğunu gözardı ettiğinizi anlıyorum. kitapı okuyun ve filmin tekrar değerlendirin. kesinlikle eşsiz bir uyarlama.
Stanley Kubrickten kesinlikle bir başyapıt. Tecavüz-adam öldürme - gasp - para çalmak gibi birbirinden pis işlere bürünen dört sokak çetesinin liderinin başından geçen hikayeyi konu edinen film belki de Kubrickin yapmış olduğu en iyi roman uyarlaması. Sisteme ve toplum yapısına getirdiği eleştirisel yaklaşımlarıyla sıradışı bir film. Şiddet ve şiddetin toplumsallaşması üzerine kurulu bir kült.queer as a clockwork orange deyişinden alıyor ismini. Bu deyiş olabilecek en garip davranışları ve özellikleri barındıran kişiler için kullanılıyormuş. Portakalın organikliği insanlığı temsil ederken, otomatik kelimesi de makineleşmeyi anlatıyor diyebiliriz; yani makineleşmiş bir insanı.Yazar Antony Burges kitabında şöyle der:'Tüm hayvanların en zekisi, iyiliğin ne demek olduğunu bilen insanoğluna bir baskı yöntemi uygulayarak onu otomatik işleyen bir makine haline getirenlere kılıç kadar keskin olan kalemimle saldırmaktan başka hiçbir şey yapamıyorum'
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.