Bu filmi aslında açılış gününde izlememe rağmen hala aklıma buraya yazacak doğru düzgün bir şey gelmiyor. Her ne kadar harika filmlerle dolu Oscar sezonunun tam ortasında olsak da, bu filmi izledikten sonra sinemadan uzun bir süre boyunca soğudum doğrusu. Bu yüzden uzun bir süredir eleştiri yazamıyordum.
Öncelikle bu filmin konusuna değinecek olursam (eğer varsa tabii): Ana karakter olarak sempati duymamız gereken ama bir türlü duyamadığımız Kayhan, okul arkadaşlarıyla yıllar sonra görüşmek için buluşma yemeğine gider ve orada onun okul yıllığına arkadaşlarının yazdığı kötü şeyleri görür. Bundan sonra Kayhan iyi niyetinden vazgeçer ve yıllığına kötü şeyler yazan herkesten intikam almaya başlar.
Madem konu açıldı, size Şahan Gökbakar ve filmleri hakkındaki görüşlerimden bahsedeyim. İlginçtir ki, Şahan Gökbakar'ın şu ana kadarki hiçbir filminden nefret etmedim. Evet, bu filmlerin her birinin hiç de iyi olmadığını olduğunu kabul ediyorum ama bu filmlerden birisine televizyonda denk geldiğim zaman belki bir göz atarım, sonra da aklımda hiçbir şey kalmadan kapatırım. İzle-unut türünde idare ederler yani. Fakat bu filmlerin her birinin gişe rekorları kırmasına da bir anlam veremediğimi söylemeliyim. Ama benim için işin asıl can sıkıcı olan tarafı, Şahan'ın yarattığı filmlerin suyunu çıkarmaya çalışan filmlerden geliyor; örneğin Cumali Ceber gibi. Fakat şu ana kadar çektiği kötü filmlerin hiçbiri canımı sıkmamış olan Şahan'ın yeni filmi Kayhan, epey sinirlerime dokundu. Bu yüzden film hakkında söyleyecek hiçbir iyi şey bulamadığım için, size direk filmin 3 önemli yanını ve neden bunların yanlış yapıldığını açıklamaya çalışacağım:
1) Ana karakter:
Şahan'ın şu ana kadar canlandırdığı Celal ile Osman karakterleri hiç olmazsa biraz gerçekçi sayılırdı (Şahan'ın seviyesine göre tabii). Recep İvedik karakteri ise ilk çıktığı zaman epey absürt ve aykırı bir kişilik olduğundan büyük dikkat çekti. Bu tiplemeler Şahan'ın kendi çapında anlaşılır olsa da, Kayhan'ı hiç anlamıyorum. Kayhan, Şahan'ın şu ana kadar canlandırdığı açık ara en itici karakterdi. Çünkü filmin tamamını Kayhan'la birlikte geçiriyoruz ve bu karakterin ağzından çıkan her bir kelimeye bile inanmadım, hatta Kayhan'ın ekrandan yok olmasını istedim. Hiç olmazsa Recep İvedik'in 3. filminde Recep'in kendi hayatında yaşadığı sorunları görüp karakter daha gerçekçi yansıtılmaya çalışılmıştı (Şahan'ın seviyesinde tabii). Bu filmdeyse Kayhan'ın kendine ait hiçbir özelliği yok, bu kişiliğin nasıl bir çevreden geldiğini veya çocukluğunu hiç öğrenemiyoruz. Normalde bu tarz filmde bunları istemenin fazla olduğunun farkındayım ama filmin ortasında Kayhan'ın çocukluğuna yapılan bir flashback görüyoruz zaten ve bu flashback hikayeyi hiçbir şekilde etkilemiyor. Kayhan, filmin iyi adamı olmaktan ziyade, aslında kötü adamıydı.
2) Hikaye:
Hiç olmazsa Cumali Ceber'in belli bir hikayesi vardı, ilk Recep İvedik filmini copy-paste yapmış olmasına rağmen. Bu filmin konusu ise Kayhan'ın intikam alması iken, film bu konuyu unutuveriyor ve 1 saat boyunca Kayhan'ın arkadaşı ile takılmasını izliyoruz. Son 20 dakikaya geldiğimiz zamanda da film "doğru ya, benim bir hikayem vardı" diyor ve filmin en başından beri hazırladığı intikam hikayesini 2 dakikalık bir montaja sığdırmaya çalışıyor. Sonra da öylece bitiveriyor. Her bir Recep İvedik filminde bir devam filmi için potansiyel varken, Kayhan ise sırf para kazanmak için yapılmış izlenimi uyandırıyor.
3) Şakalar:
Filmin canımı en çok canımı sıkan tarafı buydu aslında. Bu filmde yapılan tek bir şakaya bile gülmedim. Filmdeki şakaların her biri iticiydi, mantıksızdı ve yapılan işin içinde ruh yoktu. Fakat salon bu konuda benimle aynı fikirde değildi. Dediğim gibi bu filme açılış gününde gittim ve salonun tamamı doluydu. Kayhan'ı epey ön sıralardan izledim ve film boyunca salon gülmekten yıkıldı. Bağırarak gülmekten koltukları debelemeye kadar salonda o kadar çok ses vardı ki, etrafımı çevreleyen dev Dolby ses sistemine rağmen filmde söylenen kelimelerin büyük bir kısmını duyamadım bile. Hatta ara olduğunda arkamda oturan birisi "Keşke hiç ara olmasaydı, hep en güzel yerlerinde ara veriyorlar" dedi. Yani filmden zevk aldıkları için seyirci sevindim ama gerçekten mi? Tamam, benim de Recep İvedik filmleri sırasında güldüğüm bazı yerler yok değil ama Kayhan, işin resmen suyunu çıkarmış. Eğer son yılların en itici karakterlerden birisinin sıradan insanların canını yakmasını izleyip sadece tek bir gelişme hakkında yapılan, kendisini tekrarlayan şakaları izlemek istiyorsanız, o halde Kayhan sizi tatmin edecektir.
Daha da başka ne söyleyebilirim, bilmiyorum. Bu saydığım 3 şey dışında bile bu film hakkında her şey yanlıştı. Eğer benim gibi Şahan'ın diğer filmleri canınızı sıkmıyorsa bu filmin sıkacağına kesin eminim zaten. Eğer iyi bir komedi filmi izlemek istiyorsanız, Ölümlü Dünya ve Arif v 216 gibi filmlere destek olun. Günün sonunda bu filmi Cumali Ceber'den daha kötü bulup bulmadığımı bilmiyorum (Cumali Ceber zaten başlı başına sinemaya bir hakaret çünkü) ama epey yakın olduğu kesin. Size tavsiyem, bu filmi es geçmeniz.
FİLMİN KÖTÜ YANLARI:
- Bir senaryonun bile olmaması.
- İtici, umursamayacağınız bir ana karakter.
- Zayıf espri anlayışı.
- Gereksiz ve birbirinden klişe olan yan karakterler.
TOPLAM PUAN: 0/10