Liseli slasherlarından komedi filmi yapmak..
Yazar: Murat Tolga ŞenŞahan Gökbakar tam bir gişe canavarı. Ülke sineması için önemli bir isim çünkü o ve birkaç isim sinema salonu işletmeciliğini karlı bir sektöre dönüştürüyor. Bu pek kabul edilmek istenmeyen bir gerçek; her yıl rekor sayıda film çekilmesine kanmayın. Gişe yapan üç beş işim var ve Şahan Gökbakar filmleri o filonun amiral gemisi...
Şahan Gökbakar’ın sineması ikiye ayrılıyor. Bir tarafta kimsenin bileğini bükemediği çocuk ruhlu maganda aynı zamanda orta üst sınıfa saldıran sosyal bir intikamcı olan Recep İvedik filmleri, öte tarafta diğerleri. Diğerleri kısmında Celal ile Ceren gibi hiç de fena olmayan bir film var örneğin. Şahan Gökbakar’ın ucuz ajans oyuncularıyla çalışma inadından vazgeçtiği, başrolü Ezgi Mola ile paylaştığı bu filmde muhteşem bir de kanat adamı vardı; Gökçen Gökçebağ... Onun Kubilay karakteri filmin unutulmazlarından biriydi. Şahan Gökbakar pekala bu ikiliye (Celal-Kubilay) yeni rotalar belirleyebilirdi. Cem Yılmaz bunu yapıyor. G.O.R.A’nın şaşkın robotu 216 (Ozan Güven) son filmde başrol olarak çıktı karşımıza...
Şahan Gökbakar, iyiden iyiye Recep İvedik karakterine hapsolduğu gerçeğinin farkında. Bunu kırmak için de başka projeler geliştiriyor. Recep kadar etkili bir karakter daha arıyor ki Recep’in yakıtı bittiğinde onunla yola devam edebilsin ancak Kayhan denize düşünce sarılacak yılan bile değil ve belki de Şahan Gökbakar filmografisinin en zayıf halkası olarak hatırlanacak.
Kayhan’ın temel hatası şu; bu film tavaya atılıp şöyle bir çevrilip çiğ olarak önümüze atılmış et gibi... Kayhan itici bir karakter, aslında karakter bile değil bir tip. 80’ler Amerikan slasherlasının gözde temalarından biri olan, lise mezuniyet töreninde küstah arkadaşlarıyla karşılaşıp sonra onlardan feci şekilde intikam alan ezik genç hikayesinin komediye çevrilmiş hali... Bu işin diğer ucunda Carrie gibi bir Brian De Palma başyapıtı var ama sinemanın sonsuz etkileşime açık olması bize Kayhan’ı getiriyor. Açıkçası Şahan Gökbakar filmlerinde Cem Yılmaz’ın yaptığı gibi özenli bir prodüksiyon başarısı aramıyorum. Onun işlerinde başarılı bir sanat yönetmenliğine ya da birinci sınıf bir cast’a rastlamak pek mümkün değil. Yeşilçam’dan bu yana gelen ucuza çekip çok para kazanma rüyasını gerçekleştirdiği için gişe sinemasını yönlendiren bir isim oldu ancak yaptığı-oynadığı filmlerin sayfalarca eleştiri yazılacak bir tarafı yok. Televizyonda karşımıza çıktığı günden bu yana başarılı bir skeç oyuncusu oldu ve bir şekilde bu skeçleri uzun metrajda birleştirmeyi başardı. Halk bunu sevdi, istedi ve bu böyle devam edecek.
Ama ne yazık ki Kayhan, başka bir filmde 10 dakika görünse ilgi çekebilecek bir tiplemeden daha fazlası değil. O ve başına gelenler seyircinin ilgisini çekecek gibi durmuyor. Filmin en komik anları Kayhan’ın kendisi olmaktan çıkıp Recepleştiği sekanslar. Recep gibi özdeşlik yaratabilme gücü de yok. Recep’i sevenler Kayhan’dan nefret edecek! Filmden parçaları Youtube’a klip olarak atsanız eğlendirici olabilir ancak bir uzun metrajı ilgiyle izlettirme gücüne sahip değiller. Kayhan’ın intikam alma biçimleri keşke bu kadar tahmin edilebilir olmasaydı.
Şahan Gökbakar kabul eder mi bilmiyorum ancak bir tavsiyem var; muhtemelen yine gişe rekoru kıracak olan yeni Recep İvedik filminde daha sonra filmini çektiği karakterleri serpiştirsin, seyirci üzerinde denesin. Yine Cem Yılmaz’dan örnek vereceğim ama G.O.R.A ve Arif V 216 filmlerinde karşımıza çıkan Erşan Kuneri tiplemesi buna iyi bir örnek olacaktır. Cem Yılmaz’ın bir sonraki projesi onun üzerine olsun diye bekleyen çok insan var. Kendi kültünü çoktan yarattı.
Son cümleler; Kayhan peş peşe gelen gişe komedileri sağanağının son halkası olduğu için zamanlaması açısından da şanssız bir iş. Sinemaya gitmeyi bir yaşam biçimi haline getirmemiş seyirciler, Aile Arasında, Arif V 216, Deliha 2, Enes Batur: Hayal mi Gerçek mi? izlerken tükendiler. Ocak ayı gişesini hep birlikte yükselttiler ama beraberinde yerli komediye karşı bir doygunluk da geldi. Tam da o sırada karşımıza çıkan Kayhan, zayıf bir iş olmasının da etkisiyle Şahan Gökbakar’ın en düşük gişesi olabilir. Umarım bundan çıkarılacak dersler vardır.
murattolga@gmail.com