The Resort eleştirileri

Senaryosunu da kaleme alan Taylor Chien'in yönetmen koltuğunda oturmakta olduğu "The Resort"; ardındaki gizemi bir türlü çözemeyeceğiniz, "hayaletli mekan (haunted place)" konseptindeki enteresan bir korku gerilim olarak geliyor karşımıza...

***

Gelin isterseniz, oldukça düşük bir bütçeyle çekilmiş olduğu her halinden belli olmasına rağmen; makyaj ve görsel efekt uygulamalarını başarılı bulduğumuz, bu bağımsız (indie) Amerikan filmine biraz daha yakından bakalım...

***

Film...

Hawaii, Kilahuna Adası'ndaki terk edilmiş bir tatil köyünde...

Gece nöbetindeki iki güvenlik görevlisinden (Dante Jimenez, Romualdo Castillo) birinin, görünmeyen bir başkasının saldırısına uğradığı bir sahne ile başlar...

***

Derken...

Yaşamakta olduğu apartman dairesinin kapısını, anahtarıyla açıp içeriye giren...

Doğaüstü güçlerle alakalı bir kitap hazırlığındaki Alexandra "Lex" Sanders (Bianca Haase)...

Prize dokunup salonun ışıklarını açtığında...

Erkek arkadaşı Chris (Brock O'Hurn) ile diğer arkadaşları Sam (Michael Vlamis) ve Bree'nin (Michelle Randolph)...

Kendisi için hazırlamış oldukları...

Yaş pastalı...

"Beklenmedik derecedeki sürpriz" bir doğum günü kutlamasıyla karşılaşır...

***

Zira...

Doğum günü için çok önceden zaten...

Kendisininkinin masraflarını Chris'in üstleneceği...

Bir Hawaii gezisi de planlanmıştır...

***

Fakat...

Çok geçmez...

Hawaii takım adalarından Maui'nin Emniyeti'nden Dedektif Peterson'ı (Dave Sheridan)...

Bir önceki gece, Kilahuna Adası'nda yaşadığı tatsız deneyim nedeniyle...

Hastaneye kaldırılmış olan dörtlüden Lex'i ziyaret etmekteyken görürüz...

***

Ki...

Anladığımız kadarıyla da...

Ada sakinleri kendisini...

Yol kenarında, yarı baygın bir vaziyette bulup...

Yatmakta olduğu hastaneye getirmişler...

***

Ve Dedektif...

Lex'in, üç arkadaşının daha olduğunun da farkındadır...

***

Böyle olunca da biz...

Aslında dört kafadarın, tatil köyünün kapatıldığı...

Üstelik yerel halkın da artık, adını dahi ağızlarına almaya çekindikleri...

Perili olduğu söylentisinin yayıldığı Kilahuna Adası'na...

Bir turizm acentesi aracılığıyla gittiklerini...

***

Artı...

Lex'in ifadesiyle...

Chris, Sam ve Bree'nin...

Dedektifin kimliğini merak ettiği, "Yarım Suratlı Kız" (Nayeli Morales) tarafından öldürüldüğünü de öğreniveririz...

***

Üstelik de...

Youtube'daki Paranormal Dedektif kanalının takipçilerine yaptığı...


"Merhaba, bu haftaki bölümümüze hoş geldiniz... Bugün Hawaii'ye, gerçekle kurguyu ayırmaya gidiyoruz...

Aslında Hawaii, ürpertici olaylara yabancı değil... Bölgede, paranormal araştırmacıları cezbeden pek çok mit mevcut... Bu bölümde, özellikle bir tanesine odaklanacağız...

Kilahuna Adası'ndaki, terk edilmiş tatil köyünde yaşanılanlar...


Hawaii adalarında, doğa üstü olaylar vuku bulmakta... O adalardan birinde, Kilahuna'da; bir zamanlar görkemli, şimdi ise terk edilmiş durumda olan bir tatil köyü var...

Tuhaf ve açıklanamayan bir dizi vaka sebebiyle tesis, dış dünyaya kapatılmış durumda...

Adalılar, tarihte yaşanan kabile çatışmaları yüzünden bölgeyi; kutsal alan olarak görüyor... Kanlı savaşlarla lanetlendiğine inanıyor...


1990'ların başında inşa edilen tesisin, turizm için bir cazibe merkezi olması amaçlanmıştı... Ancak açılıştan kısa süre sonra tesis, doğa üstü olaylarla gündeme gelmeye başladı...

İzlediğiniz görüntüler, tesiste kaydedilmiş son video...

Yakın zaman önceki drone çekimlerini de içeriyor... Ve bu görüntülerin, kaynağı da bilinmiyor...


Özellikle bir oda, ürkütücü vakalar ile öne çıkmıştı... 306 numara... Bu odada konaklama talihsizliğine erişen konuklar, çeşitli paranormal aktivite bildirimlerinde bulunmuştu...

Kimisi sesler duyduğunu, ışıklar gördüğünü... Kimisi de duştan sonra aynaya, yazılar yazıldığını belirtiyordu...

Öyle ki...

Otel çalışanları, 306 numaraya servis yapmayı; reddetmeye başlamışlardı... Bu da odanın, tamamen kapatılmasıyla sonuçlandı...


Tesisteki doğaüstü varlıkların arasında bir tanesi, saldığı büyük korkuyla öne çıkıyordu... Ada sakinlerinin, Yarım Suratlı Kız dediği hayalet... Rivayete göre Yarım Suratlı Kız, adada saldırıya uğrayan ve öldürülen bir köylüydü...

Atladığı iple boğularak hunharca öldürülmüş ve cesedi ormana atılarak, vahşi hayvanlara yem edilmişti...

Saldırıdan sorumlu kişilerin, otelde kalan turistler olduğuna inanılıyordu... Fakat tutuklanan kimse olmadı...

Bölge sakinleri, Yarım Suratlı Kız'ın hala adada ve tesiste dolaştığını... Ebedi adaleti sağlamak için katillerini aradığını söylüyor...


Tanık olunan olaylar ve ortadan kaybolmalara dair, ada halkı onları; Yarım Suratlı Kız'ın kaçırdığına ve ruhlarını adada, sonsuza kadar dolaştırdığına inanıyor...

Sadece iki yıl açık kaldıktan sonra tesis, tüm faaliyetlerini nihayetlendirdi ve ziyarete kapatıldı...

Adaya erişim, günde tek sefer yapan bir motor ile sağlanıyor...

Adalılar, tesise olan mesafeyi özenle korurken; davetsiz misafirleri ve belki de olayların soruşturulmasını engellemek maksadıyla, bir güvenlik ekibi istihdam edilmektedir...


Kilahuna ve tatil köyü hakkında anlatılanlar doğru mu?

Adalılar kimseyi tesise yaklaştırmadığı sürece, sır perdesi asla aralanamayabilir..."


Uyarı mahiyetindeki bu videoyu birlikte izlemiş olmalarına rağmen....

***

Ne yazık ki bu video...

Dört kafadarın hevesini kırmak yerine meraklarını daha da tetikleyecek ve kendilerinin...

Batıl inanıştan ibaret olduğunu düşündükleri, Yarım Suratlı Kız'ın peşine düşmelerine vesile bile olacaktır...

Dakika 20...

***

Bir yandan...

İfadesini almakta olan Dedektif'in sorularını yanıtlarken, öte yandan da aynı Dedektif'in talebi üzerine...

Kiralık bir araçla yola çıkılış ve ulaştıklarında da kendilerini adaya...

Helikopterle götürecek olan pilot (Andy Bumatai)...

Yarım Suratlı Kız hikayesini...

Büsbütün bir deli saçmalığı olarak değerlendirir...

***

"Girilmez yazan yerlere sakın girmeyin... Yardım edecek kimse yok, telefon da çekmez buralarda... Geri dönmek isterseniz, akşam dönüş motoru var... Saat 19:00'da kalkıyor... Onu kaçırmayın... Çünkü gelip ben sizi almayacağım..."

Şeklindeki ikazlarda da bulunurken...

***

Adaya varış aşamaları dahil yaşanan "absürt" nitelikteki gelişmelerin tamamını Lex'in anlatacağı, filmin geride kalanında siz değerli sinemasever dostlarımızı; ters köşe bir finali de bünyesinde barındırırken...

Seyretmeseniz de hiç bir kaybınızın olmayacağınızdan kesinlikle emin olmanızı istediğimiz, 56 dakikalık bir bölüm daha bekliyor olacak...

***

Emek verilerek ve benzeri bir örneğine rastlamanızın da asla mümkün olamayacağı; alışılmış "nesir" tarzının dışındaki, yüzyıllar içinde güzel Türkçemize yavaş yavaş sızarak eklemlenmiş Arapça, Farsça ve Avrupa kökenli sözcükler bütününe entelektüel taklaların attırıldığı...

"Irkçılık", "faşizm", "homofobi" ve doğruluğunun bilimsel olarak kanıtlanması imkansız bir metafizikten ibaret olan "inanç övücülük" yahut da "yericilik" içermediği için...

Ezberleri bozan "lirik" bir anlatım dili de benimsenmek yoluyla...

25 - 30 kelimelik Türkçe bilgi haznesinin ötesine geçilerek yazılmış, bir başka "özgün" yorumda yeniden buluşmak dileğiyle...

Keyifli seyirler,