Hesabım
    Anna
    BEYAZPERDE ELEŞTİRİSİ
    2,5
    Geçer
    Anna

    Bir Nikita değil..

    Yazar: Hande Kara

    Luc Besson, Nikita’nın ardından geçen 29 yıl sonrasında, casus / ajan janrına Anna ile geri döndü. Sasha Luss, Luke EvansHelen Mirren ve Cillian Murphy gibi bir oyuncu kadrosuna sahip olan film, maalesef öyle 90’lar Luc Besson efsanesine çok da uygun bir film değil. Ama belli ki, Besson da artık eğlenmek istiyor. Ki bunu istediği için onu suçlayamayız da. Sonuçta ortada Valerian gibi bir hezimet var. Peki Valerian’da Princess Lïhio-Minaa olarak izlediğimiz aslen bir model olan Sasha Luss, böyle bir aksiyonun yıldızı olabilecek bir oyunculuk vaat ediyor mu? Bu sorunun cevabı da maalesef hayır.

    Evet biraz olumsuz başladım yazıya ama, filmde eğlenmediğimi söyleyemem. Zira nasıl geçtiğini anlamadığınız iki saat boyunca kesintisiz bir aksiyon ve ters köşelerle bezeli bir film Anna ama inanın benzerlerini çok izledik. Üstelik ortada bu konuda gelmiş geçmiş en iyi hikayeye sahip olan The Americans dizisi gibi bir gerçek varken, bu soğuk savaş aksiyonlarının çok daha fazla yaratıcılığa ihtiyacı var. Geçtiğimiz yıl izlediğimiz Red Sparrow da bende aynı etkiyi bırakmıştı maalesef. Yine de Sasha Luss bu güzelliğe sahip oldukça, perdede sadece durduğu bir görüntüyü bile izleyebilirmişiz gibi geliyor.

    Buradan sonra anlatacaklarım filmin hikayesine dair sürpriz bozan içerir.

    Moskova’da pazar satıcılığı yaparak geçimini sağlayan genç kız, Fransa’daki bir modellik ajansının dikkatini çeker ve modellik yapmak üzere Paris’e davet edilir. Burada kısa sürede iyi işler yapmaya başlayan Anna, ajansın küçük ortaklarından birinin ilgisini çeker ve onunla birlikte olmaya başlar. İki ayın sonunda birlikte olduğu adamın gerçekte ne iş yaptığını öğrenmesinin ardından onu öldürür ve hikayemiz de asıl burada başlar zaten. O andan itibaren Anna’nın geçmişine gideriz ve model olmadan önce başına gelenleri, nasıl bir hayat sürdüğünü görürüz.

    Moskova’da, kirli işlere bulaşan erkek arkadaşı ile birlikte sefil bir hayat süren Anna, her şeyin bittiğini düşündüğünü bir gece tüm hayatını değiştirecek bir teklif alır. Babası da Deniz Kuvvetleri’nden olan Anna’nın, umutsuz bir anında orduya katılmak için yaptığı başvuru ilgi çekmiş ve KGB onunla çalışmaya karar vermiştir. Bir yıllık eğitimin ardından sahaya çıkacak ve ülkesi adına bir suikastçı olarak çalışacaktır. İlk etapta kendini üstlerine beğendirmek için zorluk yaşasa da, kısa sürede gözde isimlerden biri olur. Ancak gün geçtikçe kapana kısıldığını hisseden Anna, özgürlüğüne kavuşmak için elinden gelen her şeyi yapacaktır. Bu noktadan sonra da işler hayli karışıyor zaten, gerisini izleyerek görmenizi tercih ederim.

    Filmin açılış sahnesi bizim için tanıdık bir yüzle başlıyor. Daha önce Cansu Tosun’un  show reel videsounu görüp, sesini çok beğenen ve onunla çalışmak istediğini söyleyen Luc Besson sözünü tutmuş ve çok küçük bir rol de olsa Tosun’u ajanlarından biri yapmış.  Anna’nın KGB’deki üstlerinden biri olan Olga’yı canlandıran Helen Mirren ise filmin tek heyecan verici oyunculuğunu sergilerken, Anna’yı KGB’ye kazandıran Alex Tchenkov karakterini canlandıran Luke Evans ve CIA ajanı Cillian Murphy’nin ortalama oyunculukları ile iki saat boyunca kesintisiz aksiyon izleyebilirsiniz.

    Aksiyon meraklısı yeni nesil ilk hafta sonunda Anna’yı tercih edebilir ancak Leon ve Nikita görmeyi bekleyen 90’ların sinema severleri için, nostalji garantili Toy Story 4 belki de daha iyi bir tercihtir. 

    Daha Fazlasını Göster
    Back to Top