Hesabım
    The Last Thing He Wanted
    Ortalama puan
    2,5
    8 Puanlama
    The Last Thing He Wanted hakkında görüşlerin ?

    3 Kullanıcı yorumları

    5
    0 Eleştiri
    4
    0 Eleştiri
    3
    0 Eleştiri
    2
    0 Eleştiri
    1
    3 Eleştiri
    0
    0 Eleştiri
    Sırala
    En yararlı eleştiriler En yeniler En çok eleştiri yazmış üyeler En çok takip edilen üyeler
    Turgay Buğdacigil
    Turgay Buğdacigil

    Takipçi 2.048 değerlendirmeler Takip Et!

    1,5
    5 Şubat 2021 tarihinde eklendi
    “The Last Thing He Wanted”, senaryosunu, Joan Didion’un aynı isimli romanından (1996) Marco Villalobos ile birlikte uyarlayarak yazan Dee Rees’in yönetmen koltuğunda oturduğu bir drama…

    Prömiyeri, 27 Ocak 2020’de Sundance Film Festivalinde yapılan ve 21 Şubat 2020 tarihinde Netflix platformuna dâhil edilerek vizyona sokulan filmin, hâlihazırda IMDB, Rotten Tomatoes ve Metacritic gibi mecralarda ciddiye alınacak miktarda oydan oluşan bir izleyici ve yorumcu puanı ortalaması mevcut değil…

    O nedenle bizde, bünyesinde, Amerika’nın 1980’li yıllarda Orta Amerika’da karıştığı kirli işlere dair çetrefilli entrikalar içeren bir hikâye barındıran bu filmi, her zamanki gibi önceliği oyuncu kadrosuna vermek suretiyle bizzat kendimiz mercek altına alarak incelemeye ardından da puanlamaya çalışacağız…

    Bunun içinde, artık neredeyse yorumlarımızda geleneksel bir özellik halini aldığı üzere ayrıntılı incelemeye geçmeden önce filme ilişkin ilk tespitimizi, sonrasında da naçizane ilk önerimizi paylaşalım istiyoruz…

    Bu bağlamda da işe; karşımızdakinin uzunca bir süre, özellikle de örneğin konunun merkezine yerleşen “FSLN” ve “Contras / Kontralar” gibi siyasi figürlerden de haberdar olmayanlar açısından, kimin elinin kimin cebinde olduğu anlaşılamayan kurgusu nedeniyle herkese hitap etmeyeceğini düşündüğümüz bir film olduğunu söyleyerek başlayabiliriz…

    İsterseniz izleyici (en azından bizden sonra izleyecek olanların) gözünde her şeyin daha bir netleşmesi açısından, yıllardır Nikaragua (ve CIA’nın Orta Amerika) siyasetine damga vuran şu figürlere bir açıklık getirelim…

    Zira ortalama sinema izleyicisinin, (hem de 1980’lerden bu yana) dünyadaki bütün politik gelişmelerden haberdar olduğu varsayımı ile bu konularda bilgi verme zahmetine girilmemiş ve böyle olunca da doğal olarak pek çok şey havada kalmış…

    Gelin önce açılımı, “Frente Sandinista de Liberación Nacional / Sandinista Ulusal Kurtuluş Cephesi” olan “FSLN” ye bir göz atalım…

    Bakalım bunlar kimlermiş, neler yapmışlar (ve bu filme ne için malzeme olmuşlar) daha bir yakından öğrenelim…

    Aslında “FSLN” kısaca, 19 Temmuz 1979 tarihinde, Nikaragua’daki 43 yıllık ABD destekli kanlı (baba – oğul) Somoza diktatörlüğüne son veren devrimci örgütün adıdır…

    İspanyolca isimleri “Contrarrevolución Nacional” yani “Ulusal Karşı Devrim” olan “Kontralar” a gelince… Onlarda, yeni kurulan Sandanista hükümetine karşı yıkılan Somoza rejiminin ordusunda ve Ulusal Muhafızları'nda görev almış kişilerden oluşturulan ABD destekli anti – komünist birliklerdi… Giriştikleri terör eylemlerinde, pek çok insan hakkı ihlaline neden oldukları için ABD Kongresi bu örgüte aleni yardımı kesmiş fakat Reagan yönetimi bu işi el altından gizlice sürdürmüştür…

    Ki, bütün bu kirli ilişki ağı, pek çok belge imha edilmiş yahut da saklanmış olmasına karşın, 1986 tarihli “İrangate” skandalı ile ortaya çıkartılmıştır…

    İşte filmde, 1982’de El Salvador’da başlayan ve 1984 yılında Nikaragua devam görüntüler ile tam da bu gizli ilişkiye odaklanılmaktadır…

    Ancak, eşyanın tabiatına aykırı bir biçimde, (Anne Hathaway’in götürdüğü silahların parasını tahsil edemediği sahne sonrasında, Fransız istihbarat ajanı Jones – Edi Gathegi ile çıktığı kısa yolculuktan kaynaklanan yanıltmaca sayesinde) sanki Sandanistalar’a da ABD’de deki (CIA’nın radarlarından kurtulmayı beceren) bazı kişiler tarafından silah yardımı yapıldığı biçiminde bir algı da yaratılmaya çalışılmış filmde…

    Belki tarihi gerçeklerden haberdar olmayanlar inanabilirler… Ama bu, gerçekten de çok absürt kaçmış…

    Zira Fidel Castro ile olan yakın ilişkileri sonucunda ABD’nin hışmını üstüne çeken ve 1981’de ekonomik bir abluka ile karşı karşıya kalarak Sovyetler Birliği ile yakınlaşan “FSLN” ye (hem de silahlı bir) destek, Amerika’nın bulunduğu nokta açısından hem imkânsız hem de akıl dışıdır…

    Hikâye de ciddi yalpalamalara yol açarak izleyiciyi de yanıltan bu büyük hatanın dışında, ne yazık ki, Anne Hathaway, Willem Dafoe ve neredeyse (castinge zorla eklenmişçesine) somurtarak oynayan Ben Affleck ile bir son dakika sürprizi olarak konuya dâhil olan Toby Jones’lu kadronun performansı da filmi kurtarmaya yetmemiş…

    Belki biraz tarzımızın dışında olacak ama tek bir “spoiler vermeden” buraya kadar yazdıklarımızın tamamı, zımnen de olsa ikisini de içerdiği için filme ilişkin hem ilk tespitimiz hem de ilk önerimiz olsun…

    Ayrımı gönlünüze göre siz kendiniz yaparsınız…

    Sonuç olarak, kendi değerlendirme sistemimiz içinde puan olarak 1,5 verdiğimiz bu film için önerimiz de zamanınıza yazık etmeden “kendinize izleyecek daha anlamlı şeyler bulun” şeklinde olacak…
    Ahmet Büke
    Ahmet Büke

    Takipçi 935 değerlendirmeler Takip Et!

    1,5
    3 Mayıs 2022 tarihinde eklendi
    bir gazteci. Kötü babası var.. Çok diyaloğ var çok laf var. Filmin başındaki kurgu sanki bu filmi izlemeyin demek için yapılmış.. Anlaşılmaz olaylar.. Kim neci belirsiz falan filan.. Ben kaçarım bu filmden.. Birde netfix yapmış zaten..
    Cuneyt Surelli
    Cuneyt Surelli

    Takipçi 1 değerlendirme Takip Et!

    1,0
    22 Mayıs 2020 tarihinde eklendi
    Sıradan bir film. Beklentilerin çok altında. Oyuncu kadrosu iyi ama dağınık bir işleyiş var filmde. Ana Karakterde film içinde inandırıcı gelmeyen bir kişilik durumu var. Fazlası ile zaman kaybı.
    Daha Fazlasını Göster
    • En son Beyazperde eleştirileri
    • En İyi Filmler
    • Basın Puanlarına Göre En İyi Filmler
    Back to Top