Beyazperde
Hesabım
Ortalama puan
2,7
12 Puanlama
The Perfection hakkında görüşlerin ?
5
0 Eleştiri
4
3 Eleştiri
3
1 Eleştiri
2
1 Eleştiri
1
0 Eleştiri
0
0 Eleştiri
Sırala
Filtrele:
Hepsi
“The Perfection”; senaryosunu, Eric C. Charmelo ve Nicole Snyder ile birlikte yazan Richard Shepard’ın yönetmen koltuğunda oturduğu bir gerilim filmi…
Prömiyeri, 20 Eylül 2018’de Fantastic Fest’de yapılan ve 24 Mayıs 2019 tarihinde Netflix platformunda yayın akışına dâhil edilerek vizyona sokulan filmin, hâlihazırda IMDB, Rotten Tomatoes ve Metacritic gibi mecralarda ciddiye alınacak miktarda oydan oluşan bir izleyici ve yorumcu puanı ortalaması mevcut değil…
O nedenle bizde bu filmi, her zamanki gibi önceliği oyuncu kadrosuna vermek suretiyle bizzat kendimiz mercek altına alarak incelemeye ardından da puanlamaya çalışacağız…
Ancak, artık neredeyse yorumlarımızda geleneksel bir özellik halini aldığı üzere ayrıntılı incelemeye geçmeden önce yine bu filme ilişkin ilk tespitimizi, sonrasında da naçizane ilk önerimizi paylaşalım istiyoruz…
Bu bağlamda da açılışı yine, bugüne kadar hep yaptığımız gibi:
“Karşımızdakinin, oldukça değişik bir intikam hikâyesine de sahip olan ilgi çekici bir psikolojik gerilim filmi olduğunu söyleyerek başlayabiliriz” biçimindeki bir giriş paragrafı ile yapabilirdik…
Eğer filmin “castinginin” ve “kurgusunun”, hikâyedeki gerilimi aktarmadaki yetersizliği anında dikkatimizi çekmiş olmasaydı…
Nasıl mı?
Şöyle; filmi izlemiş olanlar, bir an için Charlotte karakterinde Allison Williams’ın yerinde Kate Siegel’ın, Anton karakterinde de Gary Oldman’ın oynadıklarını düşünsünler…
Henüz izlememiş olanlar da filmi, bu oyuncu değişikliklerini zihinlerinde yaparak izlesinler…
Eminiz, Kate Siegel ve özellikle de Gary Oldman’ı yakından tanıyanlar, belirli bir noktadan sonra bu rollerin onlar için biçilmiş kaftan olduğunu hemen fark edeceklerdir zaten…
Sanıyoruz bu şekilde, takıldığımız ilk nokta olan casting işini halletmiş, en azından konuya kendi yorumumuzu getirmiş olduk…
Şimdi sıra filmin kurgusunda…
Onun içinde herkesten, bir an için de olsa gerilim ve karanlık atmosferlerin ustalarından Mike Flanagan’ın filmlerini hafızalarında canlandırmalarını istiyoruz…
Geçtiğimiz yıl yine bir Netflix projesi olan “The Haunting of Hill House” (2018) isimli dizinin devamı niteliğindeki "The Haunting of Bly Manor" da da (2020) direksiyonun başına geçmiş olan ve son olarak da sinema için Stanley Kubrick'in “The Shining” (1977) inin devam filmi “Doctor Sleep” (2019) i çeken Mike Flanagan’a da kimsenin itirazının olacağını düşünmüyoruz…
Gerçi, çok iyi anımsıyoruz, kültürel kodlarındaki ciddi farklılıklar (yahut uyumsuzluklar) nedeniyle izlediği her şeyi anlayamayan veya daha doğru bir tabirle anlamlandıramayan ve (doğal insani nedenlerle de) bunu açıkça itiraf edemeyen bir grup, psikolojik savunma mekanizmasını harekete geçirerek hem o muhteşem iki dizinin kendisine ve hem de yine Netflix platformuna demediğini bırakmamıştı…
Her neyse...
Biz tekrar filmimize dönecek olursak, belki yine klasik bir laf olacak ama şu ana kadar ki bütün bu sıraladıklarımız filme ilişkin ilk tespitimiz olsun…
İlk önerimize gelince:
O hakkımızı da, bu film vesilesiyle yapımcılara; bir filmin kaderinde, oyuncu kadrosunun ve yönetmenin o filmin senaryosuna uygunluğunun ne kadar önemli olduğunu bir kez daha hatırlatarak kullanmış olalım…
Sonuç olarak, tüm eksikliklerine rağmen ilginç hikâyesi nedeniyle kendi değerlendirme sistemimiz içinde puan olarak 2,5 verdiğimiz bu film için önerimiz de, “bir şans verilebilir” şeklinde olacak…
Keyifli seyirler,
Prömiyeri, 20 Eylül 2018’de Fantastic Fest’de yapılan ve 24 Mayıs 2019 tarihinde Netflix platformunda yayın akışına dâhil edilerek vizyona sokulan filmin, hâlihazırda IMDB, Rotten Tomatoes ve Metacritic gibi mecralarda ciddiye alınacak miktarda oydan oluşan bir izleyici ve yorumcu puanı ortalaması mevcut değil…
O nedenle bizde bu filmi, her zamanki gibi önceliği oyuncu kadrosuna vermek suretiyle bizzat kendimiz mercek altına alarak incelemeye ardından da puanlamaya çalışacağız…
Ancak, artık neredeyse yorumlarımızda geleneksel bir özellik halini aldığı üzere ayrıntılı incelemeye geçmeden önce yine bu filme ilişkin ilk tespitimizi, sonrasında da naçizane ilk önerimizi paylaşalım istiyoruz…
Bu bağlamda da açılışı yine, bugüne kadar hep yaptığımız gibi:
“Karşımızdakinin, oldukça değişik bir intikam hikâyesine de sahip olan ilgi çekici bir psikolojik gerilim filmi olduğunu söyleyerek başlayabiliriz” biçimindeki bir giriş paragrafı ile yapabilirdik…
Eğer filmin “castinginin” ve “kurgusunun”, hikâyedeki gerilimi aktarmadaki yetersizliği anında dikkatimizi çekmiş olmasaydı…
Nasıl mı?
Şöyle; filmi izlemiş olanlar, bir an için Charlotte karakterinde Allison Williams’ın yerinde Kate Siegel’ın, Anton karakterinde de Gary Oldman’ın oynadıklarını düşünsünler…
Henüz izlememiş olanlar da filmi, bu oyuncu değişikliklerini zihinlerinde yaparak izlesinler…
Eminiz, Kate Siegel ve özellikle de Gary Oldman’ı yakından tanıyanlar, belirli bir noktadan sonra bu rollerin onlar için biçilmiş kaftan olduğunu hemen fark edeceklerdir zaten…
Sanıyoruz bu şekilde, takıldığımız ilk nokta olan casting işini halletmiş, en azından konuya kendi yorumumuzu getirmiş olduk…
Şimdi sıra filmin kurgusunda…
Onun içinde herkesten, bir an için de olsa gerilim ve karanlık atmosferlerin ustalarından Mike Flanagan’ın filmlerini hafızalarında canlandırmalarını istiyoruz…
Geçtiğimiz yıl yine bir Netflix projesi olan “The Haunting of Hill House” (2018) isimli dizinin devamı niteliğindeki "The Haunting of Bly Manor" da da (2020) direksiyonun başına geçmiş olan ve son olarak da sinema için Stanley Kubrick'in “The Shining” (1977) inin devam filmi “Doctor Sleep” (2019) i çeken Mike Flanagan’a da kimsenin itirazının olacağını düşünmüyoruz…
Gerçi, çok iyi anımsıyoruz, kültürel kodlarındaki ciddi farklılıklar (yahut uyumsuzluklar) nedeniyle izlediği her şeyi anlayamayan veya daha doğru bir tabirle anlamlandıramayan ve (doğal insani nedenlerle de) bunu açıkça itiraf edemeyen bir grup, psikolojik savunma mekanizmasını harekete geçirerek hem o muhteşem iki dizinin kendisine ve hem de yine Netflix platformuna demediğini bırakmamıştı…
Her neyse...
Biz tekrar filmimize dönecek olursak, belki yine klasik bir laf olacak ama şu ana kadar ki bütün bu sıraladıklarımız filme ilişkin ilk tespitimiz olsun…
İlk önerimize gelince:
O hakkımızı da, bu film vesilesiyle yapımcılara; bir filmin kaderinde, oyuncu kadrosunun ve yönetmenin o filmin senaryosuna uygunluğunun ne kadar önemli olduğunu bir kez daha hatırlatarak kullanmış olalım…
Sonuç olarak, tüm eksikliklerine rağmen ilginç hikâyesi nedeniyle kendi değerlendirme sistemimiz içinde puan olarak 2,5 verdiğimiz bu film için önerimiz de, “bir şans verilebilir” şeklinde olacak…
Keyifli seyirler,
Film başlarda sıkıyor ama sonra sarıyor. Kendini izlettiren ters köşelerle dolu güzel bir film. Kesinlikle izlenmeli.
Vayy bee dedirten bi film oldu. İki kez ters köşe yaptırıyor. Filmin özeti ve bazı yorumlar yüzünden dikkatli bir izleyici ilk ters köşeyi yemez ama ikinci ters köşeyi kesinlikle yiyorsunuz. Final sahnesi efsaneydi tek vücutmuş gibi çalmaları gerçekten çok iyiydi. Filmin adı gibi perfect 👌🏻👌🏻👌🏻
Viyolonsel aşkına... İzleyin.
Viyolonsel aşkına... İzleyin.
çok güzel ve etkileyici bir film.. özellikle finali çok etkileyiciydi.. sıkılmadan izlenebilecek bir film..
Fragmanına göre yargıladığım filmlerden biri,boş bir zamanım vardı izleyeyim dedim. iyi ki izlemişim.oyunculuklar gerçekten güzel.Filmde 10 saniye bile atlayacağınz yer yok o kadar saran bir film.güzel sonla bitti.
- En son Beyazperde eleştirileri
- En İyi Filmler
- Basın Puanlarına Göre En İyi Filmler