"BKM'nin yeni filmi Düğüm Salonu, aynı anda yan yana olan 2 düğün salonunda yaşanan hadiseleri anlatıyor. Aslında birbirlerine aşık olan bir düğündeki damat ile diğer düğündeki gelin, bunu bir sır olarak tutmaya çalışıyorlardır. Fakat düğün gecesi bu sırrı birisi öğrenince, ikili bunu gizli tutmak için elinden gelen her şeyi yapmaya çalışır. Bu esnada da 2 düğün salonunda normal bir şekilde başlayan düğünler, giderek karmaşık bir hal alır."
Düğüm Salonu'nun fragmanı ve içeriği beni etkilememesine rağmen filme bir göz atmaya karar verdim. Sonuç olarak ne büyük bir hayal kırıklığına uğradım, ne de sonuçtan etkilendim. Düğüm Salonu, bu hafta sonunda sinemada vakit geçirip 1-2 kahkaha atmak isteyenler için ideal bir film. Fakat film, hiçbir zaman bunun ötesine gidemiyor.
Filmin muhtemelen yaşadığı en büyük sorun, hikayenin tamamının sadece bu iki düğün salonunda geçiyor olması. Mekan bu kadar dar olunca, senaryoda yapacak olasılıkların sayısı da azalıyor. Bu yüzden film sürekli aynı olaylar ile şakaları tekrarlıyor ve seyirciye sürekli flashback sahneleri göstererek süresini uzatmaya çalışıyor. Fakat asıl sıkıntı, bu sahnelerin kötü hazırlanmış olmasında değil. Bu bölümler başlı başına işe yarasa da, filmden sonra hikayenin tamamına baktığımda neredeyse hiçbir önemli olayın yaşanmadığını fark ettim. Eğer filmin son 10 dakikasını çıkarırsak -ki bu bölüm de aşırı hızlı geçiştirilmiş- filmin geri kalanı sadece kendisini tekrarlayan sahnelerden ibaret. Bu yüzden filmin 100 dakikalık süresi rahatlıkla 85 dakika olabilirmiş. Yine de burada yanlış anlaşılmak istemiyorum, filmin kesinlikle itici veya sıkıcı bir yanı yok. Filmin aslında epey yaratıcı bir konsepti var. Ben sadece senaryonun bu konsepti çok daha iyi değerlendirmesini isterdim. Yine de Düğüm Salonu, bu haliyle kafa dağıtmak için iyi bir seçim sayılır.
Güçlü oyuncu kadrosu, filmin kesinlikle en iyi yanıydı. İrem Sak, Ölümlü Dünya'daki işinden daha iyi bir oyunculuk sergilemiş bu filmde. Filmin aynı zamanda senaryosunu yazmış olan Şahin Irmak'ı izlemek ise keyifliydi. Emre Karayel'inse filmde biraz harcanmış olduğunu düşünsem de, filmdeki varlığı bile etkiliydi. Gonca Vuslateri ise karakterinin enerjisi ve samimiyetiyle filmde bulunduğu her sahneyi çalmayı başarıyor. Onun filmde daha fazla sahneye sahip olmasını isterdim. Yardımcı oyunculardan Onur Buldu, Ayşenil Şamlıoğlu, Salih Kalyon ile çocuk oyuncu Doğancan Sarıkaya'nın performansları da bir hayli iyiydi.
Yine de, şu an Düğüm Salonu hakkında başka söyleyebilecek bir şey aklıma gelmiyor. Güçlü oyuncu kadrosu bu filme epey enerji getirmiş ve filmde yapılan espriler çoğunlukla kaliteli sayılırdı. Ama günün sonunda, bu film fazla sıradandı. Yaratıcı içeriğine rağmen Düğüm Salonu, sade konusunu olabilecek en klişe şekilde uzatarak ortaya sıradan bir komedi filmi çıkarmış oluyor. Film kesinlikle kötü değil ama aynı zamanda, ortada konuşulacak pek fazla bir şey de yok. Beklentiniz olmadan sinemada sıkılmadan bir 2 saat geçirmek isteyenlere tavsiye ederim.
FİLMİN İYİ YANLARI:
+ Güçlü ve komik oyuncu kadrosu.
+ Güçlü espriler.
+ Yaratıcı konsept...
FİLMİN KÖTÜ YANLARI:
- ...gereksiz yere uzatılan süresi yüzünden etkisini kaybetmiş.
- Filmde çok fazla şey yaşanmaması, hikayenin kendisini tekrarlaması.
TOPLAM PUAN: 6.1/10