Senaryosunu, Bragi F. Schut ve Maria Melnik’in birlikte yazdıkları “Escape Room”, yönetmen koltuğunda “Insidious: The Last Key” (2018) filmini de çekmiş olan Adam Robitel’in oturduğu psikolojik bir gerilim filmi…
4 Ocak 2019 tarihinde Amerika’da vizyona giren filmin, 6.4/10 (95.793 oy) ve 3.3/5 (2.500 üzeri oy) olan IMDB ve Rotten Tomatoes izleyici puanı ortalamalarıyla 5.3/10 (157 yorum) ve 48/100 (26 yorum) olan Rotten Tomatoes ve Metacritic yorum ortalamaları, vasata yakın bir filmle karşı karşıya olduğumuzu söylüyor gibi…
Yine de isterseniz 9 milyon dolarlık bir bütçeyle çekilen ve 155,7 milyon dolarlık bir hasılat başarısına imza atan bu gişe canavarı filmi, her zamanki gibi önceliği oyuncu kadrosuna vermek suretiyle birde biz inceleyerek yorumlayalım, ardından da puanlamaya çalışalım…
Ancak, artık neredeyse yorumlarımızda geleneksel bir özellik halini aldığı üzere ayrıntılı incelemeye geçmeden önce bu filme ilişkin ilk tespitimizi, sonrasında da naçizane ilk önerimizi paylaşalım istiyoruz…
Bu bağlamda da işe, karşımızdakinin; insanın 99 dakikalık süre içinde yaşananları anlaması için normalden fazla zeki olması gerekmediği gibi (her ne kadar kategorisi gerilim olsa da) gerilerek izlemesini gerektirecek pek fazla bir şeyin bulunmadığı sabun köpüğü tarzında bir seyirlik olduğunu söyleyerek başlayabiliriz…
Zira insanları av, tuzaklarla dolu bir bulmaca yumağını da av fişeği gibi kullanarak çaresizce kapana kıstırılan bu insanları birer birer avlayarak öldürme işini kendine konu edinen çok daha zekice kurgulanmış filmleri de gördü bu gözler…
Ki zaten sırf o yüzden de “sabun köpüğü” olarak tanımladık bu filmi…
Yoksa kesinlikle filmin senaristlerine yahut yönetmenine karşı özel bir takıntımız olduğundan değil bu tavrımız…
Muhtemelen kimileri bu "sabun köpüğü" tanımını (ve verdiğimiz puanı görünce yorumun tamamını) biraz acımasız bulacaklardır…
İyi de filmi izlerken, filmin karakterleriyle birlikte terlediğinizi, üşüdüğünüzü veya ıslandığınızı hissettiğiniz ya da irkilerek şoka girdiğiniz hatta onlarla birlikte çaresize ipucu aradığınız herhangi bir sahne oldu mu hiç?
Eğer bunlardan sadece birine dahi olumlu yanıt veremiyorsanız, o zaman yorumumuzdan dolayı bizi değil (komik bir biçimde PG-13 olarak derecelendirilen) bu basit filmi çekerek insanların parasını, sinema salonlarındaki meşrubat ve patlamış mısır satıcılarını da ihya ederek cebe indirenleri acımasız olmakla itham etmeniz gerekecek…
Belki, yine klasik bir laf olacak ama bu söylediklerimizin hepsi, filme ilişkin ilk tespitimiz olsun…
İlk önerimize gelince:
O hakkımızı bu kez, tüm sinemasever dostlara, “Filmlere puan verirken biraz daha titiz davranalım ve eğer mümkünse, bu filmde olduğu gibi 1,2 ile 4,5 tarzı uç puanlar da, bu puanları veriş nedenlerini 'somut' örneklerle de paylaşalım” diye seslenerek kullanmış olalım…
Böylelikle hem birbirimizi daha iyi anlamış hem de filmleri henüz izlememiş olanlara çok daha doğru bilgi vermiş oluruz diye düşünüyoruz…
Sonuç olarak, kendi değerlendirme sistemimiz içinde puan olarak 2 verdiğimiz bu film için önerimiz de, söylediğimiz gibi “izlenecek daha iyileri de var” şeklinde olacak…
"Olsun, ben yine de izlerim" diyeceklere, keyifli seyirler,