Senaryosu, David Grann’in The New Yorker’daki aynı isimli (2009) makalesinden Geoffrey Fletcher tarafından uyarlanarak yazılan “Trial by Fire”, yönetmen koltuğunda Edward Zwick’ın oturduğu biyografik bir drama…
Prömiyeri, 31 Ağustos 2018’de Telluride Film Festivalinde (TFF) yapılan ve 17 Mayıs 2019 tarihinde Amerika’da vizyona giren filmin, hâlihazırda IMDB, Rotten Tomatoes ve Metacritic gibi mecralarda ciddiye alınacak miktarda oydan oluşan bir izleyici ve yorumcu puanı ortalaması mevcut değil…
O nedenle bizde, David Grann’in on yıl önce yazdığı, alt başlığındaki, “Texas, masum bir adamı mı idam etti?” sorusuna yanıt arayan makalesinin işlendiği bu filmi, her zamanki gibi önceliği oyuncu kadrosuna vermek suretiyle bizzat kendimiz mercek altına alarak incelemeye ardından da puanlamaya çalışacağız…
Bunun için de, Texas özelinde, ABD’de idam cezası uygulamasını sürdüren bütün eyaletlere:
Yeterli ekonomik güçleri olmadığı için savunma haklarını gerektiği gibi kullanamayanlara karşı yargının her zaman adil davranmadığı ve o sebeple, gerçekte masum olan insanların da sonradan telafisi mümkün olmayan bir biçimde öldürülerek cezalandırılmış olma ihtimalinin bulunduğuna dair (bazılarınca manipülatif bulunan) mesajlar da veren filme ilişkin ilk tespitimizi, sonrasında da naçizane ilk önerimizi paylaşalım istiyoruz…
Bu bağlamda da işe; karşımızdakinin, Laura Dern ve Jack O'Connell’ın performansları ile göz doldururlarken, “idam cezası karşıtı” propagandanın da dibine vurulduğu TV filmi lezzetinde bir seyirlik olduğunu söyleyerek başlayabiliriz…
Evet, yönetmen olarak filmografisinde 140 milyon dolar bütçeli “The Last Samurai” (2003), 100 milyon dolar bütçeli “Blood Diamond” (2006) ve 32 milyon dolar bütçeli “Defiance” (2008) gibi filmlerde bulunan Edward Zwick’ın bu filmi, oyuncularının tüm iyi niyetli çabalarına karşın ne yazık ki, bir TV filmi olmanın çok da ötesine geçememiş…
Elbette bu durum filmin, yukarıda da belirttiğimiz gibi idam cezası taraftarlarının tepkilerine neden olan idam cezası karşıtı mesajlarını vermesini de engelleyememiş…
Özellikle de, gözleri kan bürümüş bu arkadaşların ayarlarını bayağı bir bozacak tarzda finalde solda yazılar akarken sağda verilen, “Cumhuriyetçi Vali Adaylarının” TV’deki belgesel – arşiv nitelikli soru – cevap tarzında akan seçim tartışması görüntüleri gibi…
Film için bizim de getireceğimiz eleştiri, üzücü olduğu kadar oldukça sağlam bir yaşanmış hikâyeye de sahip olan bir konunun böylesine ucuz bir prodüksiyon ile harcanmış olması… Hâlbuki biraz daha dolgun bir bütçe ile çekilecek olan bir film, hem ödülden ödüle koşarak hem de çok daha fazla izleyici ile buluşarak "idam cezası karşıtı" mesajını daha geniş kitlelere ulaştırabilirdi…
Belki, yine klasik bir laf olacak ama diğer yorumlarımızda olduğu gibi yaptığımız açıklamalar sonrasında meraka kapılarak filmi izlemeye karar vereceklerin ağzının tadını kaçırmış olmamak adına “spoiler vermeden” yazılmayanları yazmaya, anlatılmayanları anlatmaya, söylenilmeyenleri söylemeye çalıştığımız bu satırlar filme ilişkin ilk tespitimiz olsun…
İlk önerimize gelince:
O hakkımızı da bu kez; yangından mal kaçırırcasına film çekmeyi marifet zanneden Edward Zwick gibi yönetmenlere, “Daha iyi prodüksiyonları fazlasıyla hak eden bu türden özel hikâyeleri boşuna ziyan etmeyin” diye seslenerek kullanmak isteriz…
Sonuç olarak, kendi değerlendirme sistemimiz içinde puan olarak 2,5 verdiğimiz bu film için önerimiz de, olumsuz yorum ve puanları dikkate almadan “bir şans da siz verebilirsiniz” şeklinde olacak…
Keyifli seyirler,
Son bir not:
Tüm hakları bize ait olan bu yorumun orijinali; bir başka mecrada tarafımızca, 23 Ekim 2019 günü saat 03.11’de yazılarak paylaşılmıştır...