Her dergi ve gazetenin puanlama sistemi farklı olduğu için, Beyazperde, puanları 0.5 - 5 yıldız üzerinden, kendi barometresine göre vermiştir.
Basın Eleştirisi
Gazete Duvar
Yazar: Şenay Aydemir
“New York’ta Yağmurlu Bir Gün”, Woody Allen’ın önceleri defalarca yaptığı bu kente dair güzellemelerden birisi. Yönetmen ne vakit bu kente dönse, sanki ev sahibi olarak maça çıkan bir takımın özgüveniyle hareket ediyor. Kentin mimarisine, dinamiklerine, kültürüne hâkimiyeti kendisini açıkça belli ediyor. Son dönemdeki en komik işlerinden birisi olduğunu da ekleyelim. “New York’ta Yağmurlu Bir Gün” sanki yönetmenin “Bu çağda 20’li yaşlarının başında New York’ta yaşayan bir genç olsaydım” sorusuna yanıt arayışı gibi. Özellikle erkek karakterleri kendisi gibi düşünüp yazan Allen, burada da Gatsby’yi benzer bir biçimde tasarlıyor.
Eleştirinin tamamı için: Gazete Duvar
Hurriyet
Yazar: Uğur Vardan
Hikâyeye ‘mükemmel çift’ görüntüsünde başlayan ama yaşanılan süreçte asıl ruh ikizlerini bulan karakterler... Woody Allen sinemasının temel refleksleri ‘New York’ta Yağmurlu Bir Gün’de bir kez daha karşımıza çıkıyor. Aslında pek de ‘muhteşem’ olmayan Gatsby, şehrine bir kez daha vurulurken kalbinin de sesini dinliyor ve gerçek aşkı bulmaya çalışıyor. Film, yönetmeninin öyküsünü kendi evi olan şehirde kurması itibariyle nispeten formunu gösterir bir hamle olmuş.
Eleştirinin tamamı için: Hurriyet
T24
Yazar: Atilla Dorsay
Ve film öylesine nostalji yüklü ki…Sürekli sinemanın geçmişi anılıyor, ikonlaşmış isimler yüceltiliyor. Ve fonda her Allen filmindeki gibi, özgün bir müzik yerine geçmişten gelen birkaç şarkı leit-motiv gibi duyuluyor. Oldukça kalabalık ve iyi seçilmiş bir kadro yine iyi bir kolektif iş çıkarıyor. Ve karşımıza sinema sanatına yine Woody’vari hoş ve sempatik bir romantik komedi daha katılıyor. Ancak olumsuz şeyler de söylenebilir. Kimi yabancı kalemlerin dediği gibi…Film başlarda özlenmiş bir sinemanın örneği olarak ilgiyle izleniyor. Ama giderek belli ölçüde monotonlaşıyor; tekrarlara, uzatmalara dalıyor. Sanki Allen’in kalemi ve de sineması belli bir yorgunluğun işaretlerini taşıyor. Ve bu da filme yansıyor.
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.
Gazete Duvar
“New York’ta Yağmurlu Bir Gün”, Woody Allen’ın önceleri defalarca yaptığı bu kente dair güzellemelerden birisi. Yönetmen ne vakit bu kente dönse, sanki ev sahibi olarak maça çıkan bir takımın özgüveniyle hareket ediyor. Kentin mimarisine, dinamiklerine, kültürüne hâkimiyeti kendisini açıkça belli ediyor. Son dönemdeki en komik işlerinden birisi olduğunu da ekleyelim. “New York’ta Yağmurlu Bir Gün” sanki yönetmenin “Bu çağda 20’li yaşlarının başında New York’ta yaşayan bir genç olsaydım” sorusuna yanıt arayışı gibi. Özellikle erkek karakterleri kendisi gibi düşünüp yazan Allen, burada da Gatsby’yi benzer bir biçimde tasarlıyor.
Hurriyet
Hikâyeye ‘mükemmel çift’ görüntüsünde başlayan ama yaşanılan süreçte asıl ruh ikizlerini bulan karakterler... Woody Allen sinemasının temel refleksleri ‘New York’ta Yağmurlu Bir Gün’de bir kez daha karşımıza çıkıyor. Aslında pek de ‘muhteşem’ olmayan Gatsby, şehrine bir kez daha vurulurken kalbinin de sesini dinliyor ve gerçek aşkı bulmaya çalışıyor. Film, yönetmeninin öyküsünü kendi evi olan şehirde kurması itibariyle nispeten formunu gösterir bir hamle olmuş.
T24
Ve film öylesine nostalji yüklü ki…Sürekli sinemanın geçmişi anılıyor, ikonlaşmış isimler yüceltiliyor. Ve fonda her Allen filmindeki gibi, özgün bir müzik yerine geçmişten gelen birkaç şarkı leit-motiv gibi duyuluyor. Oldukça kalabalık ve iyi seçilmiş bir kadro yine iyi bir kolektif iş çıkarıyor. Ve karşımıza sinema sanatına yine Woody’vari hoş ve sempatik bir romantik komedi daha katılıyor. Ancak olumsuz şeyler de söylenebilir. Kimi yabancı kalemlerin dediği gibi…Film başlarda özlenmiş bir sinemanın örneği olarak ilgiyle izleniyor. Ama giderek belli ölçüde monotonlaşıyor; tekrarlara, uzatmalara dalıyor. Sanki Allen’in kalemi ve de sineması belli bir yorgunluğun işaretlerini taşıyor. Ve bu da filme yansıyor.