Kemiksiz bir başarı öyküsü
Yazar: Fatih YürürAamir Khan’ın incelikle yürüttüğü reklam kampanyası sayesinde Hindistan ile eş zamanlı biçimde vizyona giren ve ülkemizdeki Khan hayranlarının senkronik bayram kutlamalarına vesile olan Superstar nihayet vizyonda! Geçtiğimiz haftalarda ülkemiz seyircisi ile buluşan Dangal’da olduğu gibi bir kere daha “kendisine zorbalıkla dayatılan hayata meydan okuyan kadın” teması ile seyirciyi selamlayan Khan’ın bu yeni mahsulü, beklenen bereketi sağlayabildi mi peki?
Ülkemizde hatırı sayılır bir rötarla izleyiciyle buluşan ve bu sebeple de özellikle Khan fanatiklerinin haklı tepkilerine kapı açan Dangal filminin, global dağıtım krizi açısından telafisi olarak da değerlendirebileceğimiz Süperstar; maharetli oyuncunun “yılda en az 1 film” perhizinin şimdilik son halkası. Bir şekilde dahil olduğu her projeyi fiyakalı birer görsel şov haline getirme alışkanlığını terk etmeyen Khan’ın istikrarını şahsen pek çok açıdan Michael Jackson’ın mükemmeliyetçiliğine benzer buluyorum. Hemen hemen her öyküyü genel izleyiciyi cezbeden, görsel anlamda bonkör ve klasik anlatının da dalını budağını kesmeyen; ilham alınası öyküler sunuyor bizlere.
Advait Chandal’ın yönetmen koltuğuna oturduğu yapım, yine daha dumanı üzerinde tüten Dangal’a benzer bir anlatı yolculuğunun ana duraklarını takip ediyor. Fakat Chandan’ın hem kaleme döktüğü hem de filme bizzat aldığı öykü, bir yönüyle de biraz daha farklı bir kanaldan gemileri yürütüyor. Şarkı söyleme arzusunu hayatının en tepe noktasına yerleştiren ve bestelerini bir gün milyonların diline dolamayı hedefleyen Insu’nun büyüme krizleri ile de harmanlanan yolculuğu; temelde klişelerle arasını oldukça iyi tutan bir “hayallerinin peşinden koş” güzellemesine dönüşüyor. Olabilecek en naif biçimde, kırsalın gündüz düşlerinin tam karşısına, dünyanın gerçeklerini dikerek karşılık veriyor.
14 yaşındaki Insu’nun henüz yeni yeni netleşmeye başlayan bakış açısından, şöhrete giden yolun dolambaçlı, yoz, yorucu patikasını arşınlamaya çalışırken; aslında modern dünyada dost ve düşman kavramlarının ne kadar iç içe geçtiğini bir kere daha perdeye aksettiriyor. Bu noktada öykünün olmazsa olmaz prototipi mentor kontenjanını ise, Insu’ya sahip olmak istediği özgürlüğü elleriyle sunacağının teminatını veren Shakti Kumar dolduruyor.
Kızları Babita ve Geeta’yı, yerleşik ve çarpık normlar karşısında birer savaşçı gibi yetiştiren Mahavir gibi kuralcı ama hedef odaklı bir babaya sahip olsa hayatında pek çok şeyin değişeceğine inandığımız Insu’nun mücadelesi ise kelimenin tam anlamıyla kendisini çevreleyen tüm dünya ile! Savaşın başlangıç noktası ise, kendisinin müzikle uğraşmasını yasaklayan babası oluyor! Etrafına örülen baskıcı et duvarını aşacağına dair umutlarını yitirdiği anda ise karşısına Shakti çıkıyor. Peki bu ilahi yardım meleği Insu’nun yükselmesini sağlayacak kanatları gerçekten de sırtına yapıştıracak mı; yoksa bunun için yapacağı fedakarlıklar ile kendisi için değerli olan başka şeyleri de gözden çıkartmasını mı sağlayacak?
Özellikle son yıllarda prototip olarak algımıza yerleşen karakterleri pürüzlü halleriyle perdeye taşıma konusunda adeta talim yapan Aamir Khan; Shakti Kumar gibisinden abecesi fazlasıyla belli bir prototipi bile ete kemiğe büründürürken klas atlatmayı başarıyor. Filmin ışıldayan ismi ise; elbette sürpriz olmayacak biçimde genç oyuncu Zaira Wasim… İlk kamera önü deneyimini yine Aamir Khan karşısında döktürdüğü Geeta karakteriyle Dangal filminde gerçekleştiren Wasim; Superstar’ın yer yer ucu kaçacan dramatik yükünü mümkün mertebe sırtlamayı başarmış gibi görünüyor.
Yönetmen Advait Chandan’ın Khan ile ufak bir mazisi olsa da, filmografisi pek de kabarık bir isim değil. Hatta Superstar gibisinden klasik rotayı takip eden bir kişisel başarı öyküsünün epik tarafını besleme konusunda sergileyebileceği maharetlerden şüpheye düşmek hiç de yanlış değil! Yine de Chandan’ın Yerdeki Yıldızlar ve Dhobi Ghat gibi filmlerde kıyısından da olsa birlikte çalışma şansı yakaladığı Aamir Khan’ın projeyi bizzat sırtlanan isim olmasının kredi puanını ise tartışmaya gerek yok!
Nihayetinde, Superstar, Hollywood cenahındaki emsallerinin anlattıklarının üzerine bir taş daha koyma işinden tamamen bağımsız bir biçimde, kişisel başarı öykülerinin büyüsünü perdeye taşıma hedefi olan bir yapım. Son yıllarda perdeye taşıdığı yapımlarla bu konudaki uzmanlığını pekiştiren Aamir Khan ve ekibi için etiketin üzerinde yazan her şeyi içeriğinde ustaca eritmeyi başardığına şüphe yok! Ayrıca 14 yaşında genç bir kızın, etrafına dikilen tüm putları kırarak zirveye yaptığı yolculuk fikrinin alıcısı olmanıza da gerek yok!
Süperstar, köşeye sıkıştığı zaman yumruğunu havaya kaldırma isteği duyan herkesin halihazırda kendisinden bir şeyler bulabileceği, iki buçuk saatlik süresinin kalibre hakkını da teslim eden bir film!