Yol Arkadaşım, Ayla (bu filmi en kısa sürede izlemeye çalışacağım bu arada) ve Yol Ayrımı gibi Türk filmlerinin ağırlıklı olduğu bir vizyon haftasının ortasında vizyona girmeyi başarmış olan OHA Diyorum, gişede çok izlenmesine rağmen çoğu kişiden olumsuz yorumlar aldı. Ben de filmin o kadar kötü olup olmadığını merak ettiğimden bu sabah ilk seans için biletimi aldım ve neredeyse tamamı dolu olan bir salonda önden 2. sırada filmi izledim. Bu filme gittim çünkü ben olabildiğince yerli yapımları desteklemeye çalışıyorum ve özellikle de Vine veya YouTube ortamında ünlü olmuş insanların beyazperdeye attıkları adım ile birlikte ortaya nasıl bir iş çıkacağını merak ediyordum. Ayrıca "Madem Cumali Ceber, Kötü Çocuk ve Adam Mısın gibi benzer Türk filmlerini sinemada izledim, neden bu filmi de izlemeyeyim?" diye düşünüyordum.
Genelde böyle bir filmi izlemeden önce çıkan sonucun nasıl olacağına dair kafamda iki seçenek olur. Film, ya büyük ihtimalle sırtını klişe ve bel altı esprilere dayayıp sıkıntıdan insanı bunaltacak, ya da son derecede masum ve hiç risk almayan bir film olduğundan aşırı sıkıcı olacak. OHA Diyorum filminde bu iki seçenekten birisinin yaşanacağını düşünüyordum.
Fakat film beni bu açıdan şaşırtmayı başardı. Çünkü OHA Diyorum'ın bazı bölümleri yukarıda saydığım iki seçeneğe de uyuyor, bazıları ise uymuyor. Bu yüzden film hakkındaki düşüncelerim biraz karışık. Hatta o kadar karışık ki, bu yazıyı nasıl sürdürebileceğim hakkında pek bir fikrim yok.
OHA Diyorum, hayatımda izlediğim izlediğim en "izlerken sıkılıp bunalmayacağınız ama aynı zamanda yaşanan hiçbir şeye şaşırıp gülmeyeceğiniz" türdeki filmlerden birisiydi (evet, bu türü kendim uydurdum).
Filmde yapılan şakaların hiçbiri sinirime dokunmadı, hatta şaşırtıcı derecede o kadar küfür kullanımı bile yoktu. Filmde yaşanan bazı durumları izlerken eğlendiğimi bile söyleyebilirim. Bu yüzden OHA Diyorum; Cumali Ceber, Düzensiz Düzenbazlar, Tutmayın Beni, Adam Mısın gibi Türk komedi filmlerinden daha eğlenceliydi. Yine de, OHA Diyorum bu açıdan yeni duvarları yıkmıyor. Yani eğer bu filmi sinemalarda izlemezseniz bir komedi başyapıtını falan kaçırmış olmayacaksınız. YouTube kanalıyla aynı adı taşıyan bir filmden bu kadar büyük bir beklentiniz olmamalı zaten.
Ayrıca oyunculuklar da fena değildi. Oyuncu kadrosunun filmi çekerken iyi vakit geçirdiğini fark edebiliyorsunuz ve bunun büyük bir kısmı filme de yansımış. Üstelik yukarıda saydığım Türk komedi filmleri içerisinde OHA Diyorum, en güzel çekilmiş olanıydı. Kamera fazla sallanmıyordu ve görüntü kalitesi son derecede netti. Bu sayede Cumali Ceber'in aksine, OHA Diyorum gerçekten de bir filmmiş gibi hissettiriyordu... Ya da hiç olmazsa 2. yarısı öyleydi.
Filmin ikinci yarısı hiç de fena değildi aslında, karakterler ve durumların tahmin edilebilir olmasına rağmen senaryo çok karmaşık değildi ve filmi takip etmesi kolaydı. Bu yüzden filmi izlerken hiç kafam yorulmadı veya "bu filmin var olduğuna inanamıyorum" diye bir düşünce içimden geçmedi (ama son 10 dakikanın gerçekten saçma olduğunu söylemeliyim). Fakat ilk yarıya o kadar da bayıldığımı söyleyemem.
İkinci yarı daha çok bir film havası taşırken, ilk yarı ise "Eğer bilginiz yoksa bizim bir YouTube kanalımız var, şimdi de bir film çekiyoruz" havasında ilerliyor. İlk yarının büyük bir kısmı OHA Diyorum'un kanalı için yapılan bir reklam gibiydi ve bütün sahneler gereğinden fazla tesadüfi olay içeriyordu. Hatta bazı sahnelerde o kadar çok tesadüf vardı ki, zaman zaman bir filmden ziyade senaristlerin sırf zaman öldürmek için öylesine yazdıkları şeyleri izliyor gibiydim. İkinci yarıda buna biraz alışsanız da, ilk yarı gerçekten de arka arkaya hazırlanmış skeçler gibiydi. Ayrıca bahsetmeden geçemeyeceğim ama filmin fragmanı, arabayla yolculuk bölümünün tamamının bir günde geçtiğini iddia ediyor. Eğer filmdeki 1 sahne dışında geriye kalan bütün sahnelerin gün ışığında çekildiğini de düşünürsek, bunun imkansız olduğunu düşünüyorum.
Arabayla yolculuk bölümüne gelecek olursak OHA Diyorum, bu konuda son zamanlarda vizyona girmiş benzer konulu 2 Türk komedi filminin tam ortasında yer alıyor benim için; Yol Arkadaşım ve Düzensiz Düzenbazlar. Daha 1-2 hafta önce vizyona girmiş olan Yol Arkadaşım, konusunun klişe olduğunu bildiği için hikayesini karakterler üzerinden ilerletip ortaya farklı durumlar koymaya çalışıyordu. Bu sayede ortaya çıkan sonucu izlemek son derecede keyifliydi. Düzensiz Düzenbazlar'ınsa iyi bir senaryosu ve hatırı sayılabilir şakaları vardı. Fakat bunların hepsi öyle berbat bir şekilde bir araya gelmişti ki, filmi izlemek insana resmen acı veriyordu. OHA Diyorum ise bu filmlerin içerisinde en az deneyeni ve en çok klişe olanıydı. Fakat nasıl olduysa, bu filmden nefret etmedim. Performanslar son derecede idare ederdi ve yaşanan durumlar kendisini izletmeyi başarıyordu. Bu yüzden filmi izlerken sıkılmadım da.
Kısacası hala ne diyeceğimi bilemiyorum yani. OHA Diyorum, kesinlikle iyi bir film değil, hatta ortalamanın altında olan bir iş. Konusu ve içeriği bilindik olduğu için izlemezseniz bir şey kaçırmayacağınız türden bir film. Ama aynı zamanda aşırı kötü bir film de değildi. Film sırasında pek güldüğümü hatırlamasam da yaşanan olaylar yeterince kendini izletiyordu ve genel itibariyle çok daha kötü bir film beklediğim için sinemadan pişman olmuş bir şekilde ayrılmadım. Eğer bu ekibi seviyorsanız veya sinemada klişe olduğunu bildiğiniz halde hiç bunalmadan ekrana 90 dakika boyunca bön bön bakmak istiyorsanız, OHA Diyorum sizin için doğru adres olabilir. Ama geriye kalan herkes için, bu filmi es geçseniz de olur. Ortada ne harika ne de rezalet bir ürün var. Ortaya olabilecek en idare eder ve en tahmin edilebilir sonuç çıkmış.
FİLMİN İYİ YANLARI:
+ Performansların fena olmayışı.
+ Yaşanan bazı durumların kendisini izlettirmesi.
+ İkinci yarının biraz toparlaması.
FİLMİN KÖTÜ YANLARI:
- Klişe senaryo.
- Ortada yeni bir şeyin olmaması.
- Mantık hataları, zayıf espriler.
TOPLAM PUAN: 4/10