Hesabım
    Hannah
    Ortalama puan
    3,0
    1 Puanlama
    Hannah hakkında görüşlerin ?

    1 Kullanıcı eleştirisi

    5
    0 Eleştiri
    4
    0 Eleştiri
    3
    1 Eleştiri
    2
    0 Eleştiri
    1
    0 Eleştiri
    0
    0 Eleştiri
    Sırala
    En yararlı eleştiriler En yeniler En çok eleştiri yazmış üyeler En çok takip edilen üyeler
    Turgay Buğdacigil
    Turgay Buğdacigil

    Takipçi 2.066 değerlendirmeler Takip Et!

    3,5
    3 Mayıs 2021 tarihinde eklendi
    “Hannah”, hikâyesini de “iyi ki de varmış” dediğimiz Orlando Tirado ile birlikte yazan Andrea Pallaoro’nun yönetmen koltuğunda oturduğu enteresan bir drama…

    Prömiyeri, 8 Eylül 2017’de Venedik Film Festivalinin “ana yarışma bölümünde” yapılan ve 18 Ocak 2018 tarihinde Almanya’da vizyona giren filmin, hâlihazırda IMDB, Rotten Tomatoes ve Metacritic gibi mecralarda ciddiye alınacak miktarda oydan oluşan bir izleyici ve yorumcu puanı ortalaması mevcut değil…

    O yüzden bizde, düşük bir bütçeyle çekildiği her halinden belli olan bu “bağımsız” filmi, her zamanki gibi önceliği oyuncu kadrosuna vermek suretiyle bizzat kendimiz mercek altına alarak incelemeye ardından da puanlamaya çalışacağız…

    Bunun içinde, artık neredeyse yorumlarımızda geleneksel bir özellik halini aldığı üzere ayrıntılı incelemeye geçmeden önce Belçika, Fransa ve İtalya ortak yapımı olan filme ilişkin ilk tespitimizi, sonrasında da naçizane ilk önerimizi paylaşalım istiyoruz…

    Bu bağlamda da işe; karşımızdakinin:

    Andrea Pallaoro’nun, Avrupa sanat sinemasının tanınmış yüzlerinden Charlotte Rampling aracılığı ile dünya âleme, “Bakın bakalım, birinci sınıf oyunculuk nasıl bir şeymiş” dersi verdiği sıra dışı bir film olduğunu söyleyerek başlayabiliriz…

    Elbette bizzat Pallaoro’nun kendisinin, “senaryo ortağı” Orlando Tirado’nun ve kamerayı Mozart’ın ünlü operasındaki (1791), “Sihirli Flüt”müş gibi kullanma becerisine sahip olan görüntü yönetmeni Chayse Irvin’in hakkını da yemeyelim…

    Zira onlarsız, anlayanlar için aralara pek çok “simgesel mesajlar” da serpiştirilmiş olan böyle bir film, kesinlikle düşünülemezdi…

    Bu arada, genel bir kural olarak, Pallaoro ve Tirado ikilisinin filmlerinde, yoğun “kişilik analizleri” ile beraber hani neredeyse, “Gözümün içine bak ve ne dediğimi anla” dercesine karakterler arası “diyaloglara” pek fazla yer verilmediğini de belirtmiş olalım…

    Ki, bu da aslında filmde, çok az konuşma duyacağınız ve işin Charlotte Rampling’in mimikleri ile kimi zaman metro, kimi zaman bir otomobil veya kimi zaman da bir mağazanın camına yansıyan görüntülere kalacağı anlamına geliyor…

    Fakat daha da önemlisi, Chayse Irvin’in, bütün bu anları büyük bir ustalıkla yakalayarak, kamerasına hapsetmesi ve bütün bunların mükemmel bir kurgunun ardından bizlere aktarılmış olması…

    İsterseniz yeri gelmişken yorumumuza, yukarıda sözünü ettiğimiz şu “simgesel mesajlara” da kısa ama net iki örnek vererek devam edelim:

    Tek başına eski tip bir binada yaşayan Hannah (Charlotte Rampling), kocası hapiste olan ve öz oğlu tarafından da reddedilen yetmişli yaşlarında bir kadındır…

    Geçimini de her gün metro ile gidip geldiği bir evdeki temizlik ve evin “gözleri görmeyen” çocuğunun yani Nicholas’ın bakımı işinden kazandığı, çok da büyük olmadığını düşündüğümüz bir para ile sağlamaktadır…

    Tabii ki bu kısımdaki en önemli “mesaj”, aynı Nicholas’ın gözleri görmemesine karşın dünyayı, gerek Hannah’ın ve gerekse de annesinin anlattıkları ile “mutlu ve mesut” olarak algılayarak vaziyeti devam ettirmeye çalışması…

    Aslında yaşanan bu durum, Hannah’ın da “yönünü bulmasına” yardımcı olmakta ve “ekolokasyon sistemlerinin” bozulması sonucunda yolunu şaşırıp karaya vuran balinalar gibi ölmesini de engellemektedir…

    Hem de, yalnız yaşayan yaşlı biri için önemli bir sosyal aktivite olarak değerlendirilebilecek olan kapalı havuz üyeliğinin iptal edilmiş olduğu bir süreçte…

    Hadi bu da paylaşacağımız ikinci ve son mesaj olsun…

    Ancak filmde, şu havuz da yüzdükten sonra insanların, kadın – erkek “anadan üryan” karışık bir biçimde duş aldıkları bir sahne var ki, cinsellikle alakalı tüm gereksiz tabuları aşmış kültürler ile küçük erkek çocukları ve hayvanlara tecavüzün yaygın olduğu kültürler arasındaki farkı göstermesi açısından da oldukça değerli…

    Peki, gerisi?

    Olmaz mı, özellikle de “görmek ile bakmak” denilen şeylerin arasındaki farklılıkların ayırdına varmış gözler için…

    Belki, yine klasik bir laf olacak ama diğer yorumlarımızda olduğu gibi “spoiler vermeden” yazılmayanları yazmaya, anlatılmayanları anlatmaya, söylenilmeyenleri söylemeye çalıştığımız bu son derece özgün satırlar filme ilişkin ilk tespitimiz olsun…

    İlk önerimize gelince:

    O hakkımızı da bu kez; bu işi adam gibi yapmayı becerebilen sinemacıların filmlerini izlemeyi kendine ilke edinmiş sinemasever dostlara, “Andrea Pallaoro ve Orlando Tirado ikilisinin projelerini de takip listelerinize eklemeyi unutmayın” diye seslenerek kullanmak isteriz…

    Sonuç olarak, kendi değerlendirme sistemimiz içinde 3,5 verdiğimiz bu film için önerimiz d , olumsuz yorum ve puanları dikkate almadan, “izleyerek kendinize bir iyilik yapın” şeklinde olacak…

    Keyifli seyirler,

    Son iki not:
    1. Pallaoro ve Tirado ikilisinin son projeleri “Monica” için gözlerimiz yollarda,

    2. "Anlatılan hiç birşeyi anlamadım" tarzındaki bir itiraf da ayıp değildir tarzında olacaktır...

    Zira sonuçta sinema denilen ve üniversiteler de bölüm açılarak ders olarak okutulan bu iş, ciddi bir eğitim ile kültürel bir altyapı da gerektiriyor...
    Daha Fazlasını Göster
    • En son Beyazperde eleştirileri
    • En İyi Filmler
    • Basın Puanlarına Göre En İyi Filmler
    Back to Top