Hesabım
    Lara
    BEYAZPERDE ELEŞTİRİSİ
    3,0
    Ortalama
    Lara

    Lara: Bencillik ile Kendini Yenme Arasında Bir Dengesizlik

    Yazar: Misafir Koltuğu

    Oğlu ile arasındaki soğukluğu tamamen yanlış yollardan yok etmeye çalışan bir annenin, hayatını olduğundan daha fazla rayından çıkarmasını anlatan Lara, ülkemizde daha önce If İstanbul kapsamında gösterime girmişti. Festivalin en iyi filmlerinden biri olarak beğenileri toplayan Lara, vizyondaki yerini almayı başardı.

    Dünya üzerindeki toplumların her birinin farklı aile anlayışları olduğunu söyleyebiliriz. Ülkemizde koruyup kollayıcı ve bunu yaparken de gösteriş yapmaktan çekinmeyen bir aile anlayışı mevcut. Ancak Avrupa toplumlarına göz attığımız zaman, çocuğun kendi ayakları üzerinde desteksiz durmasını sağlamak isteyen bir yapı söz konusu. Tabii Lara da, oğlu Viktor ile olan ilişkisini zamanında mahvetmiş ve bunu uzaktan toparlamaya çalışan bir anne olarak karşımıza çıkıyor. Bunu toparlamaya çalışırken, kendi ön planda olan şeyin oğlu Viktor mu; yoksa kendi hırsları mı olduğunu tam olarak anlayamıyoruz. Bu iki his birbiriyle yarış içerisindeyken, Lara'yı yakından tanımaya çalışıyoruz.

    Lara filmiyle ilgili akla takılı kalan sorulardan biri, filme neden ortadan başlanmış duygusunun verildiği üzerine. Lara'nın geçmişini ya da nasıl biri olduğunu anlayamadan onun günlük yaşamına ve garip çabalarına giriş yapıyoruz. Bir anda kendimizi çatışmaların, 60. yaşını kutlaması gereken, ama bugünün önemli olmadığını düşünen Lara'nın kendi kimliğiyle olması gerektiğini düşündüğü kişi arasında denge kurmaya çalışmasını izliyoruz. Ancak Lara, kendi dışında biri olmaya çalışınca yaptığı her şey de havada asılı kalıyor.

    Bir Almanya yapımı olan filmin yönetmenliğini Jan-Ole Gerster üstleniyor ve yönetmenin bir röportajında, her filmin bir gizemden ibaret olduğunu düşündüğünü öğreniyoruz. Yani yönetmen, Lara'yı keşfedilmesi gereken, ancak her ayrıntısını da apaçık vermeyen biri olarak inşa ediyor diyebiliriz. Yine yönetmenin görüşüne göre, bir film boyunca karaktere dair verilebilecek bilgi sınırlıdır, hatta bazen hiçbir şey öğrenemeyebiliriz bile. Pekiyi Lara ile ilgili neleri öğrenemiyoruz?

    Öncelikle aile boyu müzisyenlik geleneğini bir bakıma sürdüren -gençliğinde bir piyanist olan, ancak kendine güvenemediği için bu harika işi bırakan- Lara, filme başlarken intihar girişiminde bulunuyor. Bu girişimin nedenini öğrenebildiğimizi söyleyemeyiz. Yalnızla olasılıklar üzerine konuşabiliriz. Lara'nın müzisyen kimliği, onu üst sınıfa yükseltirken, diğer yandan taksi şoförü ile -herhangi bir duygu hissedip hissetmediği çok iyi tespit edemediğimiz- bir flört durumu yaşıyor. Bu ilişki halinin, Lara'nın duygusal boşluğu kaynaklı olabileceği düşüncesi akıllardan sızıyor. Ancak eski kocası, gibi kişiler olayın içine hafif bakışlarla, basit diyaloglarla dahil olunca, Lara kendi boşluğuna geri dönüyor.

    Karaktere dair apaçık olduğunu söyleyebileceğimiz her özellik, hırsı olabilir. Filmin sonlarına doğru, Viktor'un henüz hazır olmadığını bildiğimiz konserinin bulunduğu salonun dolu olduğunu göstermek isteyen Lara, tüm biletleri alıyor ve önüne gelen herkese de bu biletleri dağıtıyor. Doğum günü hediyesi alması gerekirken, kendi doğum günü için hediye veren Lara, kendi bencilliği için cömertlik yapıyor. Aslında Lara, Viktor'a hazır olmadığını bizzat kendisi aşılamış, sonra da bunu telafi etmeye çalışmıştı. Oğlu da dahil olmak üzere herkese son derece açık sözlü olan ve karşısındakini kırıp kırmamayı, hasar verip vermemeyi önemsemeyen Lara'nın bencilliğini ve katılığını küçük bir piyano öğrencisinin başarısızlığını ebeveyniyle yaptığı tartışmada anlatması sayesinde kanıtlayabiliriz. Tüm bunları topladığımızda karakterin oldukça korkunç olduğunu söyleyebiliriz.

    Lara filminin sorunu nerede? Filmin derinliğine bakarsak, karakter bazlı olarak tatmin edici nitelikte birçok şeyi izleyiciye geçirdiğini görebiliriz. Ancak bunun için öncelikle filmin daha akıcı olması gerekiyor ve Lara'nın kaybı buradan başlıyor. Filmin güzel taraflarını keşfedebilmeyi sağlayabilmesi için izleyiciyi içine alması gerekirken, dışarıda bırakıyor ve soğuk duvarların yıkılmasını tam olarak sağlayamıyor. Bu nedenle filmin olduğu gibi kabul edilmesi zorlaşıyor. Hatta Lara'yı izlerken akıllara garip bir şekilde Isabelle Huppert ve Piano Teacher geliyor. Tabii konular tamamen farklı, ancak karakter yapısı ve oyuncular dolayısıyla o izlenim alınıyor.

    Yönetmenin bir önceki filmi Lara'da Viktor rolüyle gördüğümüz Tom Schilling'i başrolüne alan Oh Boy olmuştu. Aynı zamanda yönetmenin ilk uzun metraj filmiydi. Jan-Ole Gerster, ikinci uzun metraj filmi Lara ile Karlovy Vary Film Festivali, Munich Film Festivali gibi festivallerden ödüle layık görülmüştü. Tabii Lara'nın sizi filme alıp almayacağını keşfetmeniz için izleyip görmeniz gerekiyor!

    Yazar: Özlem Yenilmez

    Daha Fazlasını Göster
    Back to Top