Senaryosunu da yazan ve ciddi biçimde risk alarak deneyimsiz oyuncuları baş rollere taşıyan Paul Thomas Anderson'ın yönetmen koltuğunda oturduğu "Licorice Pizza"; Sean Penn, Tom Waits, Bradley Cooper, Benny Safdie ve Skyler Gisondo gibi önemli simalar ile büyük çoğunluğu genç ve amatörlerden oluşan oyuncu kadrosunu güçlendirilirken, fırsatlar ülkesi ABD'deki ülkeye özgü "Amerikan tarzı" girişimciliğe de sıklıkla, anlamlı bir vurgunun da yapıldığı "romantik bir dönem komedisi" olarak geliyor karşımıza...
Gelin isterseniz, 94. Academy Ödüllerine, "En İyi Film", "En İyi Yönetmen" ve "En İyi Özgün Senaryo" kategorilerinde, dörder kategoride de BAFTA ve Golden Globe ödüllerine aday olarak; Anderson'ın elinde tuttuğu düşük rakamlı kartlara rağmen çok doğru bir yöntemle oynadığı pokeri, sanki kartlar "full asmış"çasına açıkça kazandığını gördüğümüz 40 milyon dolar bütçeli bu filme biraz daha yakından bakalım...
Yıl 1973...
San Fernando Valley'de yaşayan, (henüz ilk filminde oynayan Philip Seymour Hoffman'ın oğlu Cooper Hoffman'ın canlandırdığı) 15 yaşındaki çocuk aktör Gary Valentine, öğrencisi olduğu lisenin yıllığında kullanılacak fotoğraf çektirme günü için süslenip püslenip sıraya girerken; bir fotoğrafçının asistanı olan (yine henüz ilk filmi olmasına karşın neredeyse "yıldızlaşan" Alana Haim'in oynadığı) 25 yaşındaki Alana Kane'i gözüne kestirerek akşam yemeğine davet eder...
Gündüz pek gönüllüymüş gibi görünmese de Alana, sonunda davete icabet ederek restorana damlayıverir...
Yemeğin ardından Alana'yı evine bırakırken oldukça hızlı davranan Gary, yıldırım aşkı ile tutulduğu kadının telefon numarasını almayı da ihmal etmez...
Neyse...
Los Angeles'lı iş insanı Jerome "Jerry" H. Frick (John Michael Higgins) ve eşi Mioko'nun (Yumi Mizui) San Fernando Valley'de açacakları Mikado isimli Japon restoranı için bir gazete ilanı hazırlayan Gary'nin reklam ajansı işletmecisi annesi Anita'nın (Mary Elizabeth Ellis) acilen Las Vegas'a dönmesi gerekmektedir...
Ki bu da aslında, Jerry Best'in (Greg Goetzman) Şovu için annesinin Gary'i New York'a götüremeyecek olması anlamına gelmekte olup henüz reşitliğini kazanmadığı için Gary'nin, kendisine refakat edecek bir başka yetişkini bulmasını gerektirecektir...
Yoksa Gary turneye kabul edilmeyecektir...
Ama Gary'nin çözümü hazırdır zaten...
Alana ile birlikte uçağa atladıkları gibi New York'a uçacaklardır...
Zira aralarında Gary'nin arkadaşı Lance Brannigan'ın (Skyler Gisondo) yanı sıra Mark (Griff Giacchino) ve Tim'in de (James Kelley) yer aldığı on sekiz çocuk, Lucy Doolittle (Christine Ebersole) ile beraber "Under One Roof / Bir Çatı Altında" oyununda sahneye çıkacaklardır...
Çıkmasına çıkarlar da...
Bu seyahat, Alana konusunda Gary'nin, Lance adında nur topu gibi bir rakibinin doğmasına da neden olmuştur...
Aynı esnada ("aynen gerçek hayatta olduğu şekilde") annesi Donna (Donna Haim), babası Moti (Moti Haim) ve kız kardeşleri Este (Este Haim) ve Danielle (Danielle Haim) ile aynı evde yaşayan Alana'nın bir Yahudi olduğunu ve o sebeple de Lance'i tercih ettiğini öğreniriz...
Ancak Yahudi gelenekleri ile büyütülen ve üstelik kendisine sorulmadan çocukluğunda sünnet de ettirilen yetişkin Lance, artık bir Ateisttir...
Böylelikle Lance faktörü tamamen devre dışında kalırken Gart'nin eli de, bayağı bir güçlenmiştir...
Kasabasındaki bir dükkanda gördüğü yeni nesil bir su yatağı, aklına iyice yatmış olan Gary; bunlardan satmak amacıyla mankeni Kiki Page (Emily Althaus), kardeşi Greg (Milo Herschlag) ve Kirk (Will Angarola) ile bir Gençlik Fuarına gider ve yanlışlıkla olsa da cinayet suçlamasıyla polis (Lakin Valdez ve Mark Kirksey) tarafından derdest edilip kelepçelenerek tutuklanır...
Elbette masum olduğu anlaşılınca serbest kalan Gary, Alana'yı da yanına alarak "Fat Bernie's" marka su yataklarının pazarlama ve satışı işine girer...
Yetmez...
Gary Alana'yı, oyuncu organizatörü Janice (Lori Killam) ile de tanıştırır...
Sıra kasabada, bir "Fat Bernie's" mağazası açmaya gelmiştir...
Yani ikili açısından her şey yolundadır...
Ta ki, Sue Pomerantz (Isabelle Kusman) çıkıp da mağazaya gelene kadar...
Her ne kadar bu, Alana ile Gary arasındaki ilişkide, onarılması mümkün olmayan bir kırılma anı olmasa da dakika 58...
Geride sizleri, fazlasıyla eğleneceğinizi tahmin ettiğimiz, atmosfer ve anlatılan öyküyü güçlendirerek filme damgasını da vuran 70'li yıllara ilişkin çarpıcı müzikleriyle; Barbara Streisand, petrol krizi ve eş cinsel politikacı örneklerinde de olduğu gibi değişik espri ve tiplemeler içeren 75 dakikalık bir bölüm daha bekliyor olacak...
Keyifli seyirler,