Hesabım
    Sen Kiminle Dans Ediyorsun?
    BEYAZPERDE ELEŞTİRİSİ
    4,0
    Çok İyi
    Sen Kiminle Dans Ediyorsun?

    Bırak Aksak yönetmenlikle dans ediyor.

    Yazar: Duygu Kocabaylıoğlu

    “Sen Kiminle DanAslında güzel Türkçemizde kalıplaşmış deyim biçimlerinden biri olan “Sen kiminle dans ediyorsun?” – ya da dans ettiğini sanıyorsun?- sorusu, şüphesiz ki günümüzde hafızalarda biri bitmeden diğeri başlayan dans-yetenek-müzik yarışmalarına referans vermekte. Güçlü senaryo kalemi ve karakter yaratmaktaki başarısı ile tanıdığımız Burak Aksak’ın hem yazıp hem yönettiği beşinci uzun metraj sinema filmi “Sen Kiminle Dans Ediyorsun?” ise her iki anlamı da içeren, keyifli, ayakları yere sağlam basan, bu sefer ‘karası’ daha az, kahkahası daha da çok özgün bir komedi filmi örneği.

    Bir eleştiri yazısının rengini henüz ilk ya da ikinci paragraftan belli etmesi usulen şık durmasa da, gönül rahatlığı ile ifade edebilirim ki bu film Aksak’ın şimdiye kadar yönetmen profili ile beyazperdede seyrettiğim en iyi işi. Gönüllerin efendisi Leyla ile Mecnun dizisinin lağvedilmesinden sonra ‘kendi gemisini’ yürütmek için kolları sıvayan Aksak ilk olarak 2015’te Kara Bela adlı bir yol komedisine imza attığında, yine incelikli karakter yazmasına rağmen yönetmenlik olarak biraz daha pişmesi gerektiğini düşünmüştüm. İtiraf ediyorum ki her biri 2017’de vizyona giren Salur Kazan: Zoraki Kahraman ya da Deli Dumrul’u henüz izleyemedim; her hangi bir karşılaştırmaya girme iddiam yok ama “Sen Kiminle Dans Ediyorsun?” başı sonu tutarlı, nereyse her sahnesinde zeka dolu esprilerle güldürmeyi başaran, dahası küfrü de bolca kullanmasına rağmen bu silahı nerede ateşleyeceğini çok iyi bilen ve karakterlerinin altını doldurmayı ihmal etmeyen –zira yerli komedi senaristlerimizin en büyük handikabı içi boş komedi kahramanları- oldukça kaliteli bir komedi; bu anlamda bence Burak Aksak’ın hem yönetmenlik hem senaristlik olarak en iyi işi.

    Aksak’ın 2017’yi seri bir verimlilikle tamamladığını da ekleyerek oyuncular cephesine dönelim. Öncelikle Binnur Kaya’yı övmek ya da yermek haddimize değil ama geçen hafta Cengiz Bozkurt’un yardımcı erkek oyuncu pozisyonunda, Mutluluk Zamanı filminde Tarık karakteri ile filmin çok üstüne çıktığını, zaten tam bir karakter oyuncusu olduğunu ısrarla vurgulamıştım. Bu filmde ise yine ders veren bir oyunculukla Binnur Kaya, yan oyuncu olarak kalabilecek nefis bir karakteri – dans öğretmeni Songül- başrole taşıyarak, filmin aşk eksenini çizecek olan esas kız ve esas oğlanı yardımcı oyuncu görevlerine paslıyor. Mahalle spor-dans salonu sahibi, emekli beden eğitimi öğretmeni Songül karakteri o kadar iyi yazılmış ki, Binnur Kaya kendisi de karaktere ne eklemesi, ne çıkartması gerektiğini bilerek tek kelimeyle müthiş bir oyunculuk ortaya koymuş.

    Örneğin yukarı bahsettiğimiz küfrü gediğine koyan neredeyse tüm replikler Songül’e ait – fragmanda da bazı örnekleri mevcut- fakat sarf edilen küfürler o kadar günlük dilden, günlük olağan tepkilerden ki filmde sürekli bir kadının ağzından duyduğunuz repliklere feminist bir okuma dahi yapamazsınız; dedik ya karakter izin vermez, suntalı bir tane de size yapıştırır geçer. Öte yandan anne ve babasının vefatını kaldıramayan, esas kız Aysel rolünde Demet Özdemir ve babası gibi psikiyatr olmaya çalışan tıp öğrencisi, esas oğlan rolünde Uraz Kaygılaroğlu da sıkı çalışarak, seyir zevki oyunculuklar ortaya koymuşlar; Uraz Kaygılaroğlu’nun Selim karakterini doğal akışında seyretmek ayrıca keyifli. Neredeyse tüm yan karakterler rollerini ana karakter bilinciyle ve müthiş bir uyumla götürüyorlar. Kendisine hep zengin sünepe rolleri biçilen Okan Çabalar’ı seyrettiğim en iyi performans, bu Kötü Çocuklar dans grubuydu desem herhalde kimse abartıyorsun demez.

    Ufak ayranın yarım ekmek kokorece asla yetmemesi, seyyar araba pilavının ve pilavcısının felsefisi, “neden herkes çatıya çıkıyor” gibi kafalarda yarattığı sorular ve detaylarla nev-i şahsına münhasır bir Burak Aksak filmi olan “Sen Kiminle Dans Ediyorsun?” yaratıcı başlangıç jeneriği ve ara geçişleri ile, seyirci koltukta oynatacak müzik ve dans seçimleriyle, içiniz daralıyorsa vizyonun bugünlerdeki en iyi yerli alternatifi; bilet paranızın hakkını doyasıya alacaksınız. Ve o gemi bir gün elbette gelecek… Sebatla el sallayarak bekleyenlere selam olsun…

    Twitter.com/duygukocabay

    Daha Fazlasını Göster

    Yorumlar

    Back to Top