Senaryosunu da, R. L. Stine'ın aynı isimli 12 - 18 yaş kuşağı için yazdığı kitap serisinden (1989 - 1995) uyarlayarak Phil Graziadei ve Kate Trefry ile birlikte yazan Leigh Janiak'ın yönetmen koltuğunda oturduğu “Fear Street Part Three: 1666”, "Fear Street Trilogy / Üçlemesi"nin (final de bir dördüncüsüne daha "gel gel" yapıldığı için "son" diyemediğimiz için) "üçüncü" halkasını oluşturan oldukça kanlı bir "slasher" olarak geliyor karşımıza...
Gelin isterseniz, aynen üçlemenin ilk iki filminin yorumunda da ifade ettiğimiz biçimiyle, " 'Stranger Things' (2016 - 2021) benzeri genç bir oyuncu kadrosuna sahip olan ve Netflix platformunda birer hafta ara ile gösterime sokulan seriden üçüncüsünün hikayesine de biraz daha yakından bakalım" diyeceğiz...
Diyeceğiz de...
Üçlemenin görüntü yönetmeni Caleb Heymann, sanat yönetmeni Sean Brennan ve görsel efekt yöneticilerinden Paul Graff'ın, sözünü ettiğimiz Netflix dizisi "Stranger Things" de de aynı görevleri icra ettiklerini belirtmeyi ihmal etmeden...
Yıl 1666...
Geçmişe dair kısa bir hatırlatmanın ardından; genç Sarah Fier (Kiana Madeira) ile kardeşi Henry (Benjamin Flores Jr.) ve Sarah'ı Solomon Goode (Ashley Zukerman) ile evlendirmek isteyen babaları George (Randy Havens) ile tanışırız...
Elbette, geçmiş iki filmde farklı isim ve kişiliklere sahip olan Lizzie (Julia Rehwald), Elijah Goode (Matthew Zuk), Isaac (Fred Hechinger), Constance (Sadie Sink), Abigail (Emily Rudd), Hannah Miller (Olivia Scott Welch), Grace Miller (Lacy Camp), Kaçık Thomas (McCabe Slye) ve Caleb (Jeremy Ford) gibi karakterleri de atlamamak lazım...
Havanın kararıp, kasabadaki herkesin uykuya daldığı saatlerde, Sarah, Lizzie ve Hannah, onun gizemine inandıkları böğürtlenlerinden almak üzere Dul Mary'nin (Jordana Spiro) yanına doğru yola koyulurlar...
Vardıklarında Dul'un evde olmadığını gören diğer kızlar, böğürtlenlere dadanırken Sarah, içinde "A Simple Exchange / Basit Bir Takas" yazılı bir bölümün bulunduğu bir kara büyü kitabı keşfeder...
Bu arada aynen 1994 yılının Deena ile Samantha "Sam" Fraser'ı gibi 1666'nın Sarah'ı ile Hannah'ı da, gizleyebildiklerini sandıkları lezbiyen bir ilişki yaşamaktadırlar...
Ancak ikiliyi sevişirken gören Thomas, tüm kasabayı bu mevzudan haberdar ederek ayağa kaldırmıştır...
Fakat daha da kötüsü, Hannah'ın babası Papaz Cyrus Miller'ın (Michael Chandler) aniden hastalanması sonrasında, kasabadaki tüm yiyecekler içten içe çürürlerken neredeyse hemen her şey de ters gitmeye başlamıştır...
Bu da yetmez...
Kilisesine topladığı on iki çocuk ile beraber kendi gözlerini de oyan Papaz Cyrus, tam Sarah'ı da aynı şekilde ortadan kaldıracakken, Papazı öldüren durduran Solomon, buna son anda engel olur...
Bu kadar ölüm ve felaketin sorumlusunu bulmak üzere toplanan kasaba meclisindeki insanlar, Caleb'ın verdiği gazla Sarah ile Hannah'ı cadı olarak ilan ederler...
Bunu duyarak kaçan kızlardan Hannah, anında yakalanırken Sarah, Dul'un evine dönerek Şeytan ile bir takas anlaşması yapmaya karar verir...
Ki, böylelikle Sarah, hem kendini hem de Hannah'ı kurtaracak ve böylelikle aşklarını da özgürce yaşayacaklardır...
Tabii Dul'u sağ, kara büyü kitabını da yerli yerinde bulabilirse...
Zira Dul'u öldüren adını veremeyeceğimiz bir başkası kitabı da alarak, bir aile geleneği olarak nesiller boyu sürdürülecek olan kara büyüye başlamıştır bile...
Ta ki; 1994 yılında, Deena (Kiana Madeira), Josh (Benjamin Flores Jr.), yetişkin Ziggy (Gillian Jacobs) ve Martin (Darrell Britt-Gibson), o ailenin tekerine taş koyarak durduruncaya kadar...
Dakika 45...
Geride, Sarah Fier efsanesine ilişkin tüm düğümlerin çözüleceği, 69 dakikalık nefes kesen bir kısım daha mevcut...
Eğer türün meraklılarından iseniz...
Önerimiz:
Geçtik, henüz "aydınlanma devrimini" idrak edememiş karanlıklarla dolu 17. yüzyılı...
İçinde bulunduğumuz 21. yüzyılın neredeyse ilk çeyreğinin sonlarına yaklaştığımız şu günlerde dahi, zihnini "homofobik" ön yargılardan arındıramayan kitlelerin yaptıkları olumsuz propagandaya aldırmadan, soluğu ekran başında almanız...
Çünkü emin olun, kesinlikle beğeneceksiniz...
Keyifli seyirler,