En yararlı eleştirilerEn yenilerEn çok eleştiri yazmış üyelerEn çok takip edilen üyeler
Filtrele:
Hepsi
Robbie-2
Takipçi
9 değerlendirmeler
Takip Et!
0,5
2 Aralık 2010 tarihinde eklendi
Filmin cok guzel oldugunu biliyorum ilk 20 dakkasini izledim acayip sıkıldım biliyorum dayansaydim sonunda mutlu olacaktim ama ancak 20. dakkasına kadar dayanabildim cok sıkıcı geldi...
Çok Karışık ama çOK Güzel bir Film.Belki daha az karışık olsaydı yani kafamızı allak bullak etmeseydi akıcılığı olsaydı azıcık daha 10 üzerinden 10u Hak Ederdi ama Puanım 9.Tavsiyem...
Servetin görüşüne saygı duyuyorum ama açıkçası anlayamadım. Herkes beğenecek diye birşey de yok. Ama bu 8.7 kadar beğenme oranı almış filme 2 bile fazla gelir deme hakkını vermezx.Bunu yaptığınızda saygısızlık etmiş olursunuz.Ki 2 bile etmez dediğiniz filmin yönmetmeni C.Nolan.8/10
SİNEMA TARİHİNE ALTIN HARFLERLE ADINI YAZDIRMIŞ BİR KİLOMETRE TAŞI
Memento filmini, Jonathan Nolan yazıp Christopher Nolan yönetmiş. Nolan kardeşler ile chris'in karısı uzun yıllardır beraber projeler geliştiriyorlar. İlk çalışmaları bir kısa film olan doodlebug. Chris'in Kubrick gibi detay takıntısı olması ve gençliğinden itibaren filmlere ilgi duyması tesadüf değil. Henüz yedi yaşındayken tarantella isimli kısa filmi çeker. Yedi yaş nedir yahu. Sonrasında bu işin peşini bırakmaz ve geldiği nokta ortada. Ufak kardeşi ise neredeyse ondan daha zalım. Sürekli hikayeler yazıyor ve ufku çok geniş. Memento'nun orijinali ise "memento mori" isimli kısa hikaye. "Memento Mori" latince bir deyim ve "fani olduğunu hatırla" anlamında neyse. Başrollerde ise Guy Pearce, Carrie–Anne Moss ve Joe Pantoliano yer alıyor. Favorilerimden olan bu film arkadaşlarınızdan duyduğunuz üzere tersine işliyor ama bu kadar basit değil tabii ki de. Filmde bi siyah beyaz sahneleri bi de renkli sahneleri görüyoruz. Sırayla beliriyorlar. 22 tane siyah beyaz sahneye 22 tane renkli görüntü eşlik ediyor. Bu 44 tane sahne aslında bir olay örgüsünün kronolojik olarak bölünmüş halleridir.
Bu arada filme geçmeden önce yönetmene ve kardeşine de değinmek lazım. Bence gelmiş geçmiş en iyi yönetmenlerden biri Christopher Nolan'dır. Bunu memento'yu çektiğinde söylemek pek doğru değil ama 2011 yılı itibariyle söyleyebilirim. O kadar da değil diyenle de tartışmaya hazırım. Prestige, Following, İnception, Memento ve son dönem Batman serileri. Bunlar kolay filmler değil. Senarist olan kardeşin nerelerden ilham aldığı ayrı bir tartışma konusu neyse filme dönelim;
Güzel bir hayatın nasıl mahvolduğunu ve mahveden kişinin peşinden giderken neleri feda edebileceğimizi göz önüne seren Akıl Defteri filmi, 2000 yılında yapılmış senaryosu ile beyinleri zorlayan bir filmdir. Leonard Shelby adındaki ana karakterimiz tuhaf ve nadir bir hastalığa yakalanmıştır. Yaşadığı son 15 dakikayı hatırlayamayan bu yüzdende herşeyi unutan Leonard sürekli kendine notlar yazmaktadır. Karısının tecavüze uğradığını ve öldürüldüğünü hatırlayan bunun dışında geçmişindeki bazı anıları hatırlayabilien Leonard, katili yakalamak için ucuz otel odalarında kalıyor dedektif gibi araştırmalar yapıyordur. Önemli notları vücuduna dövme olarak yapıyor onlara bakması için kendisine notlar bırakıyordur. Bıraktığı notlar ileride kafasını karıştırmaya başlasa da gerçeği gördüğünde büyük bir şaşkınlığa uğrayacaksınız.
Eski tarz filmlerden çok fazla zevk almasam da bu tarz senaryosu sağlam ve kafa karıştıran şeyleri çok seviyorum. Akıl Defteri filmi izlediğim en karışık filmlerden bir tanesiydi diyebilirim. Kendisine bıraktığı notları zamanla kendince yorumlayan Leonard pek çok hataya düşmeye başlıyor ve insanlar tarafından kullanılmaya çalışılıyor. Bu yüzden bazı önlemler alması gerekiyor. Bu kısımı spoiler sanabilirsiniz fakat değil. Filmi izlediğiniz o kadar büyük olaylar dönüyorki bu ufak bilgi çok ufacık bir detaydan ibaret sadece. Sonu sürprizli biten filmlerden hoşlanan arkadaşlarımızın tereddüt dahi etmeden izlemesini tavsiye ediyorum. Film kategorisi ne kadar gerilim olarak görünse de filmde gerilmekten ziyade büyük bir aksiyonun içerisinde kalıyorsunuz. Cevaplanmamış binlerce soru ve hedefe ulaşabileceğimiz konusunda pek çok buğulu ip uçları var. Fakat kahramanımızın hafıza sorunu bunları karma karışık bir hale getirip bizi senaryonun içerisindeki bir labirente çekiyor. Doğru yolu bulabilir miyiz derken aslında aradığımız yol acaba doğru yol muydu ? gibi karışık sorulara dönüşmesini sağlıyor. Sağlam senaryo, sağlam oyunculuk sonucu film on numara beş yıldız bir hale dönüşmüş. Gerilim, karmaşa, bilmece ve bulmaca sevenlerin bayılacağı benimde şiddetle tavsiye ettiğimi güzel bir film. İyi Seyirler Dilerim
Bastan sona rezalet neymis sondan basa ilerlimus filmde hic bise ilerlemiyorki birde 8.7 puan anlamak mumkun diil 10 uzerinden 2 puan bile fazla bu filme hic bir ozelligi olmayan degisik bir hava katılmaya calısılmas ama hic bise veremeyen bir film
sadece filmi baştan sona izleyin hemen ardından yapacağınız ilk şeyse filmi sondan başa tekrar izlemek...ve sonuç inanılmaz bir beyin fırtınasının tadını çıkarın...herşeyin hatırlamayarak daha doğrusu seyirci olarak göremeyerek ne kadar farklı geliştiğine şahit olacaksınız 10/9 1 puanıda tüm gece yarısını filmi anlamaya çalışarak geçirdiğim için kırdım :D
film, benim favori filmlerimdenen başta denenmemişi denemesi özgün olması senaryosu ve filmin akış şekli tam anlamıyla farklı film kahramanının önüne geçemiyorsunuz sizde onun bildiğini biliyor onunla yanlış sokaklarda geziyor ve gerçeği arıyorsunuz dört dörtlük
Olayların gidişatı yer değiştirilerek seyirciye çok ilginç gibi gösterilmeye çalışılan pisikoloji filmlerinden biri filme kötü demek yanlış sadece daha farklı olabilirdi ama yinede seyredilmesi gerekdiğini düşünüyorum...
Bence bu film 8.7 lik bir film değil.Film de yapılan tek sey filmin sondan basa dogru akması, bu da bazılarının hosuna gitmis. Ayrıca hic de öyle derin bir film de degil ilk izlemede kolaylıkla anlasılabilir. 6/10
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.