En yararlı eleştirilerEn yenilerEn çok eleştiri yazmış üyelerEn çok takip edilen üyeler
Filtrele:
Hepsi
KaliteTAKİP
Takipçi
873 değerlendirmeler
Takip Et!
4,0
15 Şubat 2014 tarihinde eklendi
İZLEYEN DE İZLEMEYEN DE OKUSUN |
Size hafıza kaybıyla ilgili bir olay anlatacağım.
Howard Engel adında bir yazar bir sabah uyandığında gazetesinin baş sayfasına baktığında başka bir dilde yazıldığını görü bu bir şaka mı diye düşünürken emin olmak için önceden okuduğu bir kitabı eline alıyor ve farklı bir dil de ( Çince , İspanyolca ) yazıldığını görüyor. Hemen oğlunu uyandırıyor ve birlikye hastaneye gidiyorlar ve tabelaları vb. okuyamıyor. Oğlunu tanımakta da güçlük çekiyor. Meyveleri koklayarak anlayabiliyor. Doktorlar bir dizi testlerden sonra beyninin sol tarafının kısmi felç geçirdiğini söylüyor
BURAYA KADAR HERŞEY NORMAL
TUHAF OLAN hemşire Howard Engel'e adını yazmasını söylüyor ve kendi adını akıcı bir şekilde yazıyor ve sonra başka şeyler de yazabiliyor. ASIL SORUN İŞTE BU KENDİ ADINI OKUYAMASA DA YAZABİLİYOR
FİLME GELİRSEK... Çoğu insan bu filmi anlamıyor,yapılış amacını veya filmden çıkarmamız gereken duyguyu 15 dakika öncesinde nereye gittiğini veya nerede olduğunu unutabilen sürekli hafıza kaybı yaşayan bir insanın işlediği cinayet anlatılı filmdeki asıl amaç şu; Nolan bu filmi hafıza kaybı yaşayan bir insanın yaşadıklarını hissetmemiz için yapmıştııl oluyor derseniz; Filmin akışına bakın sondan başa doğ sayede bir önceki sahneyi hatırlamaya çalışıyor ve kendinizi filmin içinde kaybolmuş olarak gelindiğinide birçok insan filmin başını hatırlayamıyor veya filmdeki sahneleri seçmekte zorluklar yaşıyor.İşte bu duygu gerçek bir hafıza kaybıdıo yu izleyenlerin çoğu saçma bulur bu yüzden en az 2-3 kez bu filmi izleyip yorum yapmak daha doğrudur.
son zamanlarda seyretmiş olduğum hatta hayatımda seyrettiğim en iyi filmlerden biri olan MEMENTO ' yu artık ezberlemiş biri olarak bir yazı yazma gereksinimi duydum :)) OLAĞAN ŞÜPHELİLER,PARAMPARÇA AŞKLAR VE KÖPEKLER ve FIGHT CLUB' tan bu yana her seyredişimde yeni birşeyler öğrendiğim ve herdefasında seyretmekten büyük mutluluk duyduğum filmlerden biri MEMENTO... insanın ilk seyrettiğinde gözünden kaçırdığı şeyleri ikinci seyredişinde hatta benim gibi üçüncü seyredişinde bile bir çok bilinmeyen ortaya çıkıyor... şimdi fazla uzatmadan filmden anladıklarımı anlatmaya başlıyayım...
1-Benim anladığım öncelikle filmde bilinenin aksine iki tane kurgu var...birincisi ve filmin çoğunluğunu anlatan sondan başa doğru giden bir anlatım... ikincisi filmde arara ara görülen telefon konuşmaları ...(bu sahnelerde renkler daha solgun) bu solgun renkteki sahneler ise baştan sona doğru anlatılarak gidiyor...yani filmin en sonundaki final sahnesinden öncesini anlatıyor ve iki öykü o harabe evde kesişiyor... filmdeki bütün düğümde buralarda çözülüyor...aslında filmdeki bütün ipuçları ikinci kurguda saklı...yani o telefon konuşmalarını dikkatle dinlediğinizde kafanızda belirli şeyler oluşmaya başlıyor...
2-NATALIE'nin tek bir amacı var...öldürülen sevgilisinin intikamını almak... TEDDY'i çok yakından tanıyor.. çünkü kendiside uyuşturucu dağıtımının içinde olduğu için onu TEDDY 'nin öldürttüğünü biliyor.. bir konuşmada sevgilisinin TEDDY adında biriyle görüşmeye gittiğini ama bir daha geri gelmediğini söylüyor..(bir sahnede LEONARD'a ''bizim gibi değersiz insanların konuşacak bir şeyleri yoktur'' gibi bir söz ediyor..bu sözde neden polise gidemediğini açıklıyor''
3-LEONARD film boyunca öldürülen karısının katilini aradığını sanıyor.. ama finalde TEDDY LEONARD'a gerçekleri anlatıyor..karısının o olayda ölmediğini söylüyor.. o olayda başına aldığı darbe sonucunda bu rahatsızlığa yakalanıyor.. ve ondan sonrasını hiç hatırlamıyor..LEONARD'ın anlattığı öykülerde SAMMY JANKINS karakteri var.... LEONARD'ın sigortacılık yaptığı zamanlardan tanıdığı ve anlattığı gibi hastalığa sahip biri..ama anlattığı öyküler tamamen kendi hayal ürünü...bunu TEDDY ona açıklıyor...SAMMY'nin hiç karısı olmadığını ve bu olayları tamamen kendisinin yaşadığını söylüyor.. (bizde o anda anlatılan hikayelerdeki kişinin aslında LEONARD olduğunu görüyoruz) ama LEONARD buna inanmıyor.. o sırada gözünün önüne bir kaç sahne geliyor.. karısına iğne yaptığını falan görüyor... çok sevdiği karısını kendisi öldürdüğü gerçeğini kabullenmek istemiyor ve TEDDY'ye çok kızıyor...
4-TEDDY ona olanları anlatıyor...polisin LEONARD'ın karısına tecavüz edenlerin iki kişi değilde bir kişi olduğuna inandığını söylüyor..(bu LEONARD'IN polis kayıtlarından tuttuğu dosyadada öyle yazıyor) ama kendisinin LEONARD'a inandığını ve onun ikinci kişiyi bulması için yardım ettiğini söylüyor...aslında ikinci kişiyi önceden bulup öldürmüşler..ve bu anın fotoğrafını çekmişler...ama bu fotoğraf TEDDY' de duruyordu .. bu yüzden LEONARD aslında aradığı kişiyi öldürdüğünü bilmiyor..
5-Aslında polisin iki tecavüzcü olduğuna inanmaması gibi bir durum yok.. bu TEDDY'nin LEONARD'a oynadığı bir oyun.. amacı onu kontrol altına alarak istediklerini yaptırabilmek..LEONARD bir sahnede şöyle diyor:''SAMMY olayları hatırlıya bilmek için küçük not kağıtlarına yazılar yazıyordu..ama kağıtları yazdığını unuttuğundan hiç bir işe yaramıyordu..ben çok daha güzel bir yöntem buldum...'' bulduğu yöntem vucuduna dövmeler yaptırmaktı..(buraya tekrar döneceğim!!)
6-Filmde bir konuşmada LEONARD kendisine yetecek kadar çok parası olduğunu çünkü karısının ölümünden sonra sigortadan para aldığını anlatıyor... bence polisler LEONARD'a burada inanmıyorlardı..yani amacının para olduğunu karısını bu yüzden öldürdüğünü düşünüyorlardı... TEDDY 'de LEONARD'a bu olaydan sonra inanmaya başladı.. yani onun gerçekten hasta olduğuna inandı..ve onu kullanmaya başladı..onun aklına ikinci kişiye polislerin inanmadığı düşüncesini soktu.. böylece onu gerçeklerden uzaklaştırdı..
7-TEDDY, LEONARD'a yardım ederek ikinci kişiyi buldular ve öldürdüler..bu anın fotoğrafını LEONARD'a hiç göstermedi..böylece onu kullanmaya devam edicekti..amacı LEONARD'ın hala bir katili aradığına inandırmaktı.. böylece ona yem olarak bir isim ortaya attı... JAMES G. ...bu kişide NATALIE'nın sevgilisiydi.. JAMES G. ile bağlantıya geçerek uyuşturucu için pazarlık yaptı. LEONARD'ı sürekli telefonlarıyla yönlendiren TEDDY katilin uyuşturucu kuryeliği yaptığından falan bahsederek sürekli onun aklına girdi.. sonunda katilin bir uyuşturucu alışverişi için o kulübeye gideceğinden bahsetti... JAMES G. yanındaki 200 bin dolarla uyuşturucu almak amacıyla o yıkık kulübeye geldi.. TEDDY de LEONARD'ı o kulübeye katili bulduğunu söyliyerek yolladı..amacı JAMES'ı öldürtmek ve paraları almaktı..
8-TEDDY zor durumda kalınca bütün gerçekleri anlattı.. onu kullandığını ve bu işi para için yaptığını paranın yarısınında LEONARD'ın olduğunu söyledi...sonra onu teselli etmek için bunun çok önemli olmadığını nasılsa bunları unutacağından falan bahsetti.. onun bir katil aradığını kendisininde ona bir katil bulduğunu söyledi.. şuan hatırlıyamadığım bir konuşmadan sonrada ona kendi adının JOHN G. olduğunu söyledi..karısını kendisi öldürdüğü gerçeğini kabullenmeyen LEONARD bunu kendisine unutturabileceğini ve yeni bir katil bulması gerektiğini söyliyerek TEDDY'nin arabasının plakasını ve JOHN G. ismini birinci dereceden gerçekler olarak yazıyor... sonra TEDDY'nin fotoğrafının altına YALANLARINA İNANMA diye bir yazı yazıyor... ikinci adamı öldürdüğü ve JAMES'ı öldürdüğü resimleri yakıyor.. böylece yeni bir katilin peşine düşüyor.. o ana kadar olan bütün gerçekleri tekrar kendisi için çeviriyor...
9-LEONARD'ı sürekli telefonlarla yönlendiren TEDDY ona sürekli uyuşturucu işinden bahsetmişti.. sonunda LEONARD'ı katili çağırdığı yere götürmek için gelip aldı.. otel odasını terk eden LEONARD TEDDY le birlikte çıktı..TEDY JAMES'ı öldürdükten sonra LEONARD'ın izini kaybetmek istemiyordu..bu yüzden ona yine aynı otelin adresini verdi.. LEONARD bu sefer otelde üst kattaki odada kalmaya başladı (bu sahne biraz dikkat gerektiriyor.. çünkü TEDDY LEONARD'ı otelde aşağıya çağırdıktan sonra çantasını alıp dışarı çıkarken LEONARD'ın odası otel görevlisinin yanlışlıkla aşağı kattaki odasına getirip gösterdiği şekliyle aynı duruyordu..çöp kovası yatağın üstünde,kese kağıdı yatağın kenarında vs. ) buda TEDDY'nin herşeyi çok iyi hesapladığını gösteriyor.. büyük ihtimalle otel görevlisinide bu konuda uyarmıştı..
10-NATALIE sevgilisinin öldürüldüğünü anladıktan sonra intikamını almak için çok zekice bir yola başvuruyor.. TEDDY'i kendi silahıyla vurmayı planlıyor.. aslında NATALIE ile LEONARD'ın karşılaşmaları tamamen şansa bağlı.. LEONARD JAMES'ı öldürüp elbiselerini aldıktan sonra cebinde NATALIE 'yi görmesi gereken bir not buluyor.. bu JAMES için yazılmış bir nottu.. ama bu notu kendisine yazılmış sanan LEONARD bara NATALIE 'i görmeye gidiyor.. ilk karşılaştıkları sahnede NATALIE arabasından dolayı LEONARD'ı JAMES sanıyor zaten...
11-Bütün olayları anlayan NATALIE sinsi planını devreye sokuyor... JAMES'sın ortağı DODD (yanlış yazmış olabilirim) paraları alıp kaçtığını düşündüğü ortağını bulmak için NATALIE 'yi sıkıştırıyor.. NATALIE 'da ondan kurtulmak için LEONARD'a adresini vererek onu öldürmesini istiyor..ama şans eseri zaten DODD arabayı yolda görüyor.. ve LEONARD'ı kovalıyor.. (buralardaki sahneler bana göre filmin en komik yerleri.. koşarken olayları hatırlamaya çalışması, sonra klozetin üstünde elinde şampanya şişesiyle oturup beklemesi beni gülmekten kırdı geçirdi)
12-NATALIE LEONARD'ı en son gördüğü sahnede ona plaka numarasının sahibini yani TEDDY'nin kimlik fotokopisini veriyor.. ve ondan sonrada artık görülmüyor.. çünkü NATALIE LEONARD'ın TEDDY'i öldüreceğini bildiği için görevini başarıyla yerine getirmiş oluyor..
13-Zaten NATALIE bu planı yapmasa bile LEONARD'ın ulaşacağı kişi TEDDY olucaktı.. çünkü kendisine herşeyi unutturmak amacıyla TEDDY'i hedef olarak seçmişti...
evet arkadaşlar...benim yürüttüğüm varsayımlar bunlar.. daha doğrusu filmden anladıklarım bunlar.. bazılarına göre filmin finali çok kötü olmuş şeklinde..bana göreyse filmin en mükemmel yeri finali oluyor..filmi insan çok iyi anlayınca (yada anladığını sanınca benim gibi :P) finalinde ne kadar mükemmel olduğunu anlıyor.. bence bu sezon seyrettiğim en iyi film MEMENTO... ve benim ilk beş filmim arasına rahatca gire bilecek bir film..bu filmi mutlaka tekrar tekrar seyredin..inanın bana bir önceki seyrettiğinizden daha çok şaşıracaksınız... bu arada tabiki yazım daha bitmedi :))) şimdi gelelim bir kaç ilginç noktaya ... filmde tam anlamıyla FIGHT CLUB'a bir gönderme var .. akıl hastanesinde SAMMY'i gösterirken bir anda saliselik bir olayla LEONARD'ın yüzünü görüyoruz.. bu bence olsa olsa FIGHT CLUB'a göndermedir... hatırlıyacağınız gibi o filmdede TYLER D. birkaç defa saliselik olarak ekrana gelip gidiyordu.. herhalde oradaki anlatılmak istenenle buradaki anlatılmak istenen aynı şey olsa gerek diye düşünüyorum...
sonra filmin finalini seyrettikten sonra bir kaç varsayım daha yürütmek olabilir... örneğin LEONARD TEDDY'nin başına silah dayayınca TEDDY SAMMY ile ilgili gerçekleri anlatmıştı.. ama bu tamamen düzmece olabilir..yani TEDDY LEONARD'ın aklını karıştırmak için böyle bir hikaye anlatmış olabilir.. çünkü LEONARD karısıyla ilgili gördüğü hayallerde yine dövmeli olarak gözüküyordu..(5. bölümde anlatıcağım dediğim olay) yani gerçekten öyle birşey varsa neden dövmeli olarak karısıyla ilgili anılarını hatırlıyordu!?! bu birinci soru...ikinci soruysa olayda karısı ölmediyse neden onunla ilgili hiç fotoğraf yok !?! (bunun cevabı şu olabilir..çünkü karısı ile ilgili herşeyi yakıyor... karısının eşyalarını yakarken şöyle diyordu.. ''kimbilir kaçıncı defa senin eşyalarını yakıyorum?? )
neyse..görülen şuki bu film tamamen insanı düşünmeye iten bir film... ilk seyredişte eminimki herkezin filmle ilgili finali ayrı ayrı düşüncelerden oluşuyordu..benim üçüncü kez seyretmeme rağmen hala birşeyleri düşünüyor olmam çok garip??ve hala ısrarla bu filme sıkılmadan gitmeyi düşünmem ise şaşırtıcı..film anlatılanlarından çok seyircinin kafasında kurduklarıyla filmi anlamasını istiyor...KAYIP OTOBAN filmi için kitaplar çıktı..filmi anlatan bir çok görüş ortaya atıldı..doğrusu benim hayatımda hiç anlamadığım iki film KAYIP OTOBAN ve PERSONA filmleri bile beni bukadar kafa yormaya itmemişti.. bu senenin en iyi film ve senaryo oscarı benim için belirlenmiş oldu...ayrıca SİYAD'ın bu yılki listesinde zirvelerde olucağıda kesin...ve yazın yapılan film şenliklerindede en az PULP FICTION gibi beş sene boyunca gösterileceğine kesin gözüyle bakıyorum...içinizde hala bu filmi seyretmemiş olanlar varsa hiç vakit kaybetmeden gidip bu filmi görsünler... sakın bunca ayrıntılı yazmış!!! okuduktan sonra ne gideceğim demeyin!!! birkez gidince yine gitmek istiyeceksiniz nasıl olsa :))) (zaten yazı filmden daha karışık oldu..çöze bilene bravo doğrusu :P )
son olarak CHRISTOPHER NOLAN'a dikkat...ben birdahaki filmini heyecanla bekliyeceğim..ve birde günah çıkartmak istiyorum...GUY PEARCE ve CARRIE-ANN MOSS sizler için şimdiye kadar söylediğim herşey için binlerce defa özür... gerçekten inanılmaz iyi oynamışsınız...ben sizi böyle bilmiyordum doğrusu!!! JOE PANTOLIANO ise her zamanki gibi yardımcı rollerdeki büyük başarısını devam ettiriyor... RİSKLİ İŞ filminden sonra adını afişte görmesem tanıyamacağım bir şekle daha bürünmüş !!!
diğer filmlerde ne olacağını merak ederken bu filmde ne olduğunu merak ediyorsunuz, ve her anını deli gibi dikkatle izliyorsunuz. her anı aşmış ayrıntı, ipucu içermekte olduğu için buna da ihtiyacınız var zaten.filmin sonunda oturduğunuz yerde öylece kalıveriyorsunuz. son sahneleri, hazmetmeye ve son sahnelerden itibaren tekrar düşünüp neler olup bittiğini toparlamaya, sıralamaya çalışıyorsunuz. dumur üstüne dumur oluyorsunuz bu esnada... sonra bilmeniz gereken herşeyi bilmenize rağmen gözünüz dönüveriyor. 'daha çok ayrıntı daha daha neler kaçırdım kimbilir!! ' diyerek tekrar izliyor,tekrar zevk alıyor, tekrar dumur oluyor ve 'elleriniz dert görmesin' demekten kendinizi alamıyorsunuz.
mementoyu seyredeceklere tavsiyeler:1- gündüz ve uykunuz olmadan seyredin. gece yatmadan seyredeyim derseniz olmaz.2- çevrenizde çoluk çocuk ses ve dikkat dağıtıcı birşeyler olmasın3- altyazılı çok tavsiye etmiyorum.okunacak çok yazı oluyor..4- filmin her saniyesini seyredin. arkanızdaki kırlenti düzeltmek için bile 1 saniye kadar bile dönmeyin.bu kurallara uyarsanız anlarsınız film-yorumuma gelince: film öyle kurgulanmış ki adamın gerçekten ne hissetiğini anlıyorsunuz. ama tam bir bilmece.... çok dikkatli seyrettim ama yinede sanki eksik kısımlar var.... başrol oyuncusunu hiç sevmedim onun yerine edward norton oynamalıymış mesela. film güzeldi ama 2.kez seyretemek istemem. bu tarz filmler sonunu öğrenene kadar güzel. 10/6
Bittikten sonra sersem gibi oldum fakat üzerinde düşünmeye başladığımda raylar yavaş yavaş yerine oturmaya başladı.Zaten kurgu sondan başa doğru ilerliyor,karmaşık olduğu bir gerçek o yüzden dikkatli ve birden fazla kere izlenmesi gerek fakat burada nolan ın zekasından ve kurgunun müthişliğine de ayrı bir yer açmak lazım;cidden çok zekice kurgulanmış.
Gerilim çok yoğun nerdeyse her dakikasında hissediliyor. Nolan'ın çok zeki bir yönetmen olduğunu bir kez daha kanıtladığı bir film. Kurgusu harika. İzlerken kendini başrol oyuncusu sanıyorsun, senin hafızanı da 5 dk'lık yapıyor bu filmde. Kesinlikle izle diğer tüm filmlerden farklı. Fakat Ghajini'ye benzetenler var bence hiç alakası yok ve Ghajini'nin daha altında bir film.
Hiç bir romanı sondan okumaya başladınız mı? Ya da bir filmi sondan başa izlediniz mi? Muhtemelen hayır. Ben de yapmadım ama neden? Sanırım bu beynimizin zamanı hep geçmişten geleceğe uzanan bir şerit gibi kurgulamasından kaynaklı bir durum. Bunu videoları geri saydırarak izlediğimde tuhaf hissetmemden ve anlamlandıramayışımdan çıkardım. Bundan faydanılarak yapılan birkaç görsel ilizyon videosuna bile rastlamıştım ve cidden çok şaşırmıştım.
Neyse filme dönelim. Christopher Nolan'ın iyi filmlerinden senaryosu sonu aslında başlangıcı şeklinde olan filmlere benzese de çok daha özgün ve onlarla kıyaslanamayacak düzeyde. Ölmeden böyle bir yapımı izlemek isteyeceksinizdir :) Filmde genel olarak üzerinde durulan konu sanırım sadece beynimiz. Bizi biz yapan şey nedir? Anılarımızı ne kadar güvenebiliriz? Yöntem mi bilgi mi önemlidir? Bunların size sorgulatacak olan bir film kısaca. Daha fazla uzun yazmak isterdim ama hem filmin dışına çıkmış olacağım hem de sizi sıkmış olacağım en iyisi size keyifli seyirler. Sağlıcakla kalın :)
### FİLM BAZILARINA KARIŞIK GELMİŞ BİRAZ ANLATMAK İSTİYORUM ### (Anlamışsınızdır ama bundan sonrasında bol bol spoiler olacak.)
Film başlangıçta takma adı Teddy adına birini vuruyor ve film geriye doğru bu cinayeti çözümlüyor. Yönetme kronolojik olarak geriye giderken siyah beyaz sahnelerde ana karakterin kazadan sonraki hikayesini anlatıyor. Bunu Teddy ile filmin sonundaki diyalogundan anlayabiliriz. Karısı şeker hastası ve Leonard bir işte çalışıyor evliler. Sonra karısını evde yalnız sanan 2 serseri eve girip ona tecavüz ediyorlar. Burada karısı aslında ölmüyor ama Leonard tekrarlayarak kendisine onun ölmüş olduğunu inandırıyor ama aslında karısı onun bu haline dayanamayıp terk ediyor. Tekrarlayarak öğrenemeyeceğini Sammy'nin hikayesini tekrarlayarak kendisine inandırıyor ( Sammy'nin hikayesine benzer yaşanmış bir olay duymuştum berki ondan ilham alınmıştır ama kişiyi veya biyografisi hatırlayamıyorum.). Sürekli bu hikayeyi kendisine tekrarlayarak yaşanmış olduğuna inandırıyor ve her seferinde kendi yaşantısından da bir şeyler ekleyerek genişletiyor. Neyse karısı onu terk ettikten sonrasına geri dönelim. Karısı onu terk ettikten sonra Teddy buna acıdığı için yardım etmeye karar veriyor. Sanırım bu arada döğmeleri yapıyor ama filmde bunu tam yakalayamadım. Katili bulduktan sonra Leonard onu öldürüyor. Teddy artık bunu unutmayacağını sanıyor ama unutuyor ve kendine yeni John G. ' ler yaratmaya başlıyor. Teddy buna soruşturma dosyasını vermesine rağmen sayfaları karıştırıyor ve yeniden düzenliyor. Anılarını yeniden değiştirmeye onlarla oynamaya başlıyor. Bunu karısına insülin verme sahnesini cimcikleme sahnesiyle değiştirmesiyle anlayabilirsiniz veya gözlerini kapadığımda orada bir dünya olduğuna emin olmalıyım tarzında repliklerinden. Buraya kadar anlattıklarım Teddy'nin anlattıklarının siyah beyaz sahnelerdeki ile birleştirilmiş kısmı asıl çözümlenmesi gerekende buydu. Burayı anladığımızda filmde yaşananları da anlıyoruz. Ama o kısmı da anlatmak istiyorum. Teddy Leonard ile ne yapacağını bilmezken bir uyuşturucu ağını çökeltmede ondan yardım alıyor tabi bu hiçbir şey hatırlamıyor ve Teddy'nin az önceki anlattıklarımı anlatınca ona inanmak istemiyor ve yeni John J.'sini Teddy olarak seçiyor. Plakasını yazıyor ve dövme yaptırmaya gidiyor. Burada Teddy onu buluyor ve kılık değiştirmesini istiyor ama fotoğrafa onu yeni John J.'sini seçtiğinde yalanlarına güvenme yazdığından oradan kaçıyor ve Jımmy'nin arabasına binip Natalie'nin çalıştığı bara gidiyor. Natalie bunu Jımmy'nin arabasında olduğu için onu Jımmy sanıyor ama olmadığını görüyor. Leonard'ı Teddy uyuşturucu için kullanırken sadece Jımmy ile tanışmış buradan onu anlıyoruz ama Jımmy tabi bunu Natalie'ye bahsetmiş bardaki konuşmalardan bunu çıkartın. Sonra Natalie Jımmy parayı alıp gittiği için ve haliyle öldüğü için başı Dodd ile derde giriyor bu sırada Leonard'ın hastalığını öğrenen Natalie Dodd'u öldürmek için Leonard'ı kullanıyor. Sonrasına bunu unutuyor Leonard ama onu kendi evinde bulduğu için Natalie'ye güveniyor ve " o da birini kaybetmiş bu yüzden sana yardım edecek" yazıyor bundan sonra Natalie buna Teddy'nin gerçek kimliğini veriyor ve onu öldürmesi için kullanıyor(veya yardım ediyor.). Kullandığını tam söylenemez gerçi burada filmde bunu destekleyen pek sahne yok. Ona Teddy'yi öldürmeye giderken Jımmy'nin gittiği yerine adresini veriyor ben buradan Natalie'nin olayı daha fazla araştırıp Jımmy'nin öldüğünü öğrenip ve Teddy'nin uyuşturucu çetesini çözdüğünü öğrenip onu aradan çıkartıp olayı Leonard'a yıkmak istemesi olarak yorumladım. Dodd'u da aradan çıkartmıştı zaten. Film burada bitiyor. Ve son yukarıdakileri filmi sondan başa doğru sararak yorumlamanız gerek. Kafası karışanlar için hatırlatmak istedin.
Son 10-15 yılın en iyi 5-6 filminden birisidir büyük ihtimalle. Nolan bu filmin üzerine çıkan bir film yapamadı şu ana kadar (diğer filmleri de çok iyi olsa da Memento'nun senaryosunu, kurgusunu aşmak kolay değildir artık, kendisi için bile) İlk izleyenler için izlemesi zor bir film olsa da, birçok kişinin en sevdiği filmler arasına rahatlıkla girecek bir filmdir. Sinema tarihinde ters kurgu olayını ''Memento'' dan önce kullanan bir filme şu ana kadar denk gelmedim, eğer yoksa ''Memento'' yu otomatik olarak başyapıt seviyesine çıkarabiliriz zaten. Fikrin mükemmel olması bir yana, fikrin uygun bir senaryoda işlenmesi de mükemmel bir seçimdir. Başka bir filmde olsa herhalde ''fikir güzel, ama işlenişi sıradan veya öykü sıradan'' tarzında yorum yapardık herhalde. Ama bu filmde fikirde, senaryoda, perdeye yansıyanda 4/4 lüktür. Her sinemaseverin izlemesi gereken modern klasiklerden.
memento sinema tarihinde izlerken en fazla düşündüren,zihni sonuna kadar zorlayan filmlerden biridir,başlarında gelir.nolan günümüzde adını tüm dünyaya duyurduysa eğer,bunun başlıca sebebi memento gibi cesur ve yankı uyandırabilecek işlerle kariyerine başlamasıdır.filmi izlemek lazım,buraya yorum yazarken çok iyiydi falan deriz ama filmin kendisi,üst düzey senaryosu,kaliteli oyunculukları başlı başına görümeyi hak ediyor.film boyunca yapılan sürprizlerin bir sınır yok.
Cristopher Nolan'dan etkili ve zihin yoran bir filmdi.Özellikle zaman normâL akışında değildi tersten başlanıp, bazen ileri bazen de zamansal sahneleri geriden getirerek zihnimizdeki olağan zaman akışının dışında olmasıyla farklılık yaratarak orijinallik kazanmış bir film olduğunu düşünüyorum .Leonard Shelby karakterini canlandıran Guy Pearce oskarlık bir performans sergilemiş. Filmi adeta tek başına sürüklemiş. Özellikle kısa zamanlı hafıza kaybına uğrayan Shelby'yi kendine göre yazarak gerçeklik belirleyen özgün bir karaktere dönüşmesi çıtayı yukarı taşımış. Ayrıca bu karakter Sammy diye bence normâLDE olmayan kendi zihninde olan hayali bir karakter ambiyansı yaratıyor.Yönetmen Nolan filmin bir iki yerinde bunu düşündürecek ipuçları veriyor. Kahramanın aradığı aslında karısını öldüren adamlardan intikam almakken, bu durumu fırsat bilen polis Teddy birini öldürterek karısının intikamını aldırırken istemediği uyuşturucu kaçakçısını öldürtmek istemesi , Natalie'nin birini öldürtmek istemesi bunun ispatı. Shelby kendine göre gerçeklik yaratan ve bitmek bilmeyecek bir yolculuğa sürüklenen bir karakterdir. Güzel bir film. Filmin durağanlığı bence zamanın ileri-geri geçişkenliğinden dolayı yavaşlama var, bu tempo bir tık daha ileride olmak zorundaydı. Çekildiği yıla göre düşünürsek görüntü yönetmenini başarılı sayabiliriz. Benden tavsiye sakin, zihninizin berrak, film izlemeye güdülenmiş bir anda izlemenizdir.
Memento benim en sevmediğim Nolan filmi. Tersten akan kurgusu güzel eyvallah ama filmin öbür kısımları çok zayıf. Bana göre bir filmdeki en önemli kısım finaldir. Çünkü o kadar sahne çekip sonunu güzel bir şeye bağlayamayınca bana göre o kadar çekilen sahnelerin bir anlamı yoktur. Bu filmin finali de bence rezalet. Çok daha güzel olabilirdi. Bazı yerlerde giren rahatsız eden arka fon müziği, gereksiz sahneler, akılda kalmayacak oyunculuklar ve birkaç mantık hatası filmin başka eksileri. İzlemezseniz bir şey kaybetmezsiniz. Güzel bir potansiyel harcanmış. Yazık olmuş. Nokta
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.