Velvet Buzzsaw eleştirileri

“Velvet Buzzsaw”, senaryosunu da yazan Dan Gilroy’un yönetmen koltuğunda oturduğu fantastik bir gerilim filmi…

Prömiyeri, 27 Ocak 2019’da Sundance Film Festivalinde yapılan ve 1 Şubat 2019 tarihinde Netflix tarafından yayın akışına dâhil edilerek vizyona sokulan filmin, 5.7/10 (56.314 oy) ve 2.8/5 (1.000 üzeri oy) olan IMDB ve Rotten Tomatoes izleyici puanı ortalamalarıyla 6.1/10 (190 yorum) ve 61/100 (29 yorum) olan Rotten Tomatoes ve Metacritic yorum ortalamaları, izleyenleri pek fazla mutlu etmeyen “vasata yakın orta halli” bir filmle karşı karşıya olduğumuzu söylüyor gibi…

Peki, gerçekten de öyle mi?

Yani vasata yakın orta halli bir film mi bu “Velvet Buzzsaw”?

Gelin isterseniz bunu anlayabilmek için, her zamanki gibi önceliği yine oyuncu kadrosuna vermek suretiyle 21 milyon dolarlık bir bütçeyle çekilen bu filmi bir de biz inceleyerek yorumlayalım ve ardından da puanlamaya çalışalım…

Ancak ayrıntılı incelemeye geçmeden filme ilişkin ilk tespit ve naçizane ilk önerimizi de hemen paylaşalım:

Eğer özelde Tom Ford’un “Nocturnal Animals” (2016) filminden ve genelde de David Lynch’in sinema dilinden hoşlananlardan değilseniz, emin olun bu film de kesinlikle size göre değil…

O nedenle de, boşu boşuna 112 dakikanızı bu filmle harcayıp hem kendinizi hem de o ruh haliyle yazacağınız yorumlarla da bizleri üzmeyin…

Bu küçük uyarıdan sonra şimdi gelelim filmin kendisine…

Her şeyden önce olan biteni daha iyi kavrayabilmek için bu filmin, sinema salonu gösterimi için değil de Netflix için projelendirilmiş olması ve böylelikle de filme ilişkin gişe kaygılarının ortadan kalkması nedeniyle Dan Gilroy’un elinin her açıdan oldukça rahatladığını biliyor olmamız gerekiyor…

Hal böyle olunca da, editörlüğü de bizzat kendisi üstlenen Dan Gilroy’un bu filmde, görüntü yönetmeni olarak daha önce “Nightcrawler” (2014) da da birlikte çalıştığı Academy ödüllü Robert Elswit, casting direktörü olarak “Django Unchained” (2012) ve “The Hateful Eight” (2015) gibi Quentin Tarantino filmlerinden de tanıdığımız Victoria Thomas, set tasarımcısı olarak da “Good Night, and Good Luck.” (2005), “Argo” (2012) ve “Sicario” (2015) gibi filmlerde de aynı işi yapmış olan Jan Pascale gibi işinin ehli olduğundan kimsenin kuşku duymadığı oldukça önemli isimlerle birlikte çalışmayı tercih ettiğini görüyoruz…

Aslında istenirse bu listeyi daha da uzatmak pekâlâ mümkün…

Fakat biz bu üç ismi de, örnek olsun ve yorumun sonunda filme vereceğimiz puana ilişkin olarak teknik açıdan taşlar yerine otursun diye verdik sadece…

Elbette filmin oyuncu kadrosuna da kısaca bir göz atmamız gerekiyor…

Ancak yukarıda da ifade ettiğimiz gibi eğer David Lynch’in sinema dilinden hoşlananlardan değilseniz nereye göz atarsak atalım sizin için pek de fazla bir şey değişmeyecek zaten…

Bu arada unutmadan, David Lynch benzetmesi fikrinin bizim kendi icadım olmadığını ve (dikkatli izleyicilerin gözlerinden kesinlikle kaçmayacağı gibi) Jake Gyllenhaal ve Natalia Dyer’ın birlikte oldukları bir sahnede “Mulholland Dr.” (2001) filmine yapılan bir gönderme ile bizzat John Gilroy tarafından gündeme oturtulduğunu da belirtmiş olalım…

Tekrar oyuncu kadrosuna dönecek olursak…

Karşımızdakinin, film başlar başlamaz Jake Gyllenhaal, Rene Russo, Toni Collette ve John Malkovich’li birinci sınıf bir casting olduğunu hemen fark ediyoruz…

Tabii ki nihayetinde, başta efemine tavırlarıyla dikkatleri üzerinde toplayan Jake Gyllenhaal olmak üzere bu kadronun çıkardığı iş de kadronun kendisi gibi birinci sınıf olmuş…

Öyle ki, filmi izlerken 112 dakikalık sürenin nasıl akıp gittiğini anlayamıyorsunuz bile…

Sonuç olarak, Netflix’in portföyündeki prestijli işlerden biri olma sıfatıyla notlarımız arasına kaydettiğimiz bu film için puanımız 3,5 önerimiz ise, yapılan olumsuz yorumlara kulak asmadan “mutlaka izlenmeli” şeklinde olacak…

Keyifli seyirler,

film fena değildi.. idare eder.. izlenmeyecek derecede de vasat değil yani.. çerezlik olarak izlenilebilir..

Sanata ve gizeme olan ilgim dolayısıyla izlemeyi tercih etmiştim fakat beğendiğimi söylemeyeceğim. Üstelik oyuncu kadrosunda Jake Gyllenhaal olması beni daha bir heycanlandırmıştı fakat bu filmi o bile kurtaramamış. Öldükten sonra resimleri ünlü olan bir adamın eserlerine sahip olan herkesi öldürdüğünü anlatan, hayaletleri sanatla birleştirmeye çalışmış bir film. Hayalet hikayeleri seven bir insan olmadığım için film bana saçma ve yetersiz geldi. Fakat oyunculuklar ve karakterlerin işleyişi güzeldi. Bu konuda tek beğenmediğim şey morf ve josephina arasında başlayan romantik ilişkinin çok yüzeysel olması. Bir de morf gibi kariyerine sadık birinin sırf bir kız için bir adamın resimlerini kötülemesi bana biraz karakter dışı geldi.

Bu neydi yaa.. Ne diye izledim ben bunu şimdi. Üstelikte olumsuz bir sürü yoruma rağmen olumlu bi kaç yoruma aldanıp izledim. Jake Gyllenhaal (Morf) olmasa hiç çekilmezdi ki tüm sempatikliğine rağmen filmi kurtaramadı. Tavsiye etmiyorum...