Wonder Woman 1984: en yeniler yorumlar

Aksiyon sahnesi oldukça azdı birkaç sahne dışında sıkıcıydı. Filmi romantiğe çevirmişler sanki aşk sahnesi çokn fazlaydı

cok keyifliydi bence birazda hüzünlü ama 1. daha güzeldi birazda ders niteliğinden bir film olmuş insanların bir şeyleri ulaştıkça daha fazlasını istemesini ne kadar acgözlü olduğumuzu gösteriyor 10/7

Allah yazısını nie bi kenara atarsın ki filmde o sahne var 1 23 15 te dikkat le izleyin. taksiden çıkarken

İzlediğim en kötü süper kahraman filmi. Hikaye kopuk, her şey oldu bittiye getiriliyor. Bir kaç tane aksiyon sahnesi dışında çok çok kötü.

Wonder Woman serisi sürmeye devam edecek. DC’nin sinematik evreni için yapacağı yeniliklerle de tüm kitleler tarafından daha çok sevilecek. Hepimizin bildiği üzere DC, sinematik evren konusunda Marvel Studios’un gerisinde kaldı. Filmler arasındaki kopukluklar, insanların hangi filmin sinematik evren ile bağlantısı olup olmadığını anlayamamasına yol açıyor. Suicide Squad, Shazam ve Birds of Prey gibi filmlerde bu tarz eleştirileri sıkça gördük. Justice League’de ise bambaşka bir problem yaşandı ve neyse ki Warner Bros. yola geldi ve Zac Snyder’ın Snydercut’ını beklemeye başladık. Tam da bu bekleme esnasında hem sinemalarda vizyona giren, hem de HBO Max’te yayınlanan Wonder Woman 1984 malumunuz virüs sebebiyle birçok kez ertelemenin ardından özellikle DC geeklerine ve tüm sinemaseverlere ilaç gibi geldi.

Themiscyra Prensesi Diana (Gal Gadot) bu yapımda bir önceki filmde kaybettiği sevgilisi Steve’in (Chris Pine) yasını tutmaktadır. Bir yandan gizli bir şekilde Wonder Woman karakterine bürünerek, suçluları da haklamaya devam etmektedir. Karşısında ise iki yeni düşmanı Max Lord (Pedro Pascal) ve Cheetah (Kristen Wiig) vardır. Steve’in beklenmedik dönüşüyle beraber düşmanlara karşı birlikte mücadele vermeye başlarlar.

1984’te geçen filmde o dönemin modası ve hobileri filmin erken sahnelerinde gözümüze sokuluyor ve keyifli anlar yaşatıyor. Sonrasında ise aksiyona dalıp gidiyoruz ve yılın 1984 olmasının filmin genelinde çok bir önemi kalmıyor.

Kötülerden bahsedecek olursak; bir tanesi Hollywood klişelerinden sayabileceğimiz çok umursanmayan, ezik, kendine güveni olmayan Barbara Minerva ki daha sonra bambaşka bir karaktere bürünüyor. Spoiler vermek istemediğim için ayrıntıya girmiyorum ancak Kristen Wiig rolünün hakkını veren oyunculardan biri. Öyle ki karakterin film içindeki evrimini o kadar güzel yansıtıyor ki bize, hayran kalmamak elde değil. Olmak istediği kişinin yanında ve diğer zamanlardaki hareket ve davranış farkını izleyiciye ince bir çizgide sunuyor.

Diğer kötü karakterimiz ise oldukça hırslı ancak batma noktasına gelmiş iş adamı Max Lord. Ona Pedro Pascal hayat veriyor. Max Lord oğluna tutkuyla bağlı olsa da takdir edilme isteği ve her zaman daha çok kazanma hırsından dolayı kendini bir noktada kaybediyor Birçok yönüyle tam bir çizgi roman filmi olarak nitelendirebileceğimiz filmde tam da burada, kötü karakterlerin genel olarak süper kahraman filmlerindeki kötülerden farkını görüyoruz ki film esnasında da zaten “Wonder Woman’a bunlar mı rakip olacak?“ diye düşünmeden edemiyoruz. Öyle ki diğer süper kahraman villainlerine göre Max Lord ve The Cheetah daha beşeri sebeplerle kendilerini kaybediyor. Ama belki de daha zorlu rakipler haline geliyorlar.

Özellikle açılıştaki aksiyon yüklü yarış sahnesi ve filmin genelindeki savaş sahneleri bir şekilde izleyiciye çizgi roman içindeymiş hissini gayet başarılı şekilde veriyor. Zaman zaman çizgi roman tarzından ayrışsa da eğer bu çizgi roman hissiyatı hedeflenmiş bir şeyse başarıyla gerçekleştirilmiş diyebiliriz.

Gal Gadot güzelliği ve zarafetiyle insanı alıp götürüyor. Chris Pine ve Pedro Pascal’a ayrı parantez açmak isterim. Çünkü böylesine aksiyon dolu bir filmde gerçekten büyük oynamışlar. Ayrıca finalde çok tatlı da bir sürpriz bizleri bekliyor. Sinema tarihindeki ilk Wonder Woman’ı hatırlıyor musunuz?...

Film çıktığı anda HBO Max kullanıcılarından birçok “yersiz” olumsuz eleştiri okuduk veya dinledik. Ancak bunların büyük bir kısmı -yine nedensiz ve yersiz diyeceğim- Patty Jenkins’e. Bu kadını bir türlü sevemeyen bir kitle var. Filmi önyargısız ve büyük beklentiye girmeden izlediğiniz takdirde sevmemeniz için bir neden göremiyorum. Bir süper kahraman filmi ya da fantastik tarzda filmden sanat filmi olmasını bekleyemeyiz öyle değil mi? (Bunu zaman zaman gerçekleştirenler olsa da. bkz. Harry Potter and the Deathly Hallows Part 1) Kısacası bu senenin iyi yapımlarından biri olduğunu ve eğlenceli olduğunu söyleyelim.

İyi seyirler.

Beklentim cok yüksek , wonder woman hayranıyım zaten. Gal gadota da bayılıyorum. Filme karşı cok ümitliyim 😘😻