Çok özel bir film incelemesi: Ölümlü Dünya
Ülkemizde gerçekten kaliteli ve özgün filmler çok nadir vizyona giriyor. Çünkü geçtiğimiz aylarda vizyona giren Arif V 216, Aile Arasında veya Ayla gibi istisnai filmlerin yanı sıra, ülkemizdeki dev stüdyolar daha çok "Recep İvedik" veya "Evim Sensin" gibi sadece belli bir kitleye hitap eden ve bol gişe getirecek olan zayıf filmlere yönelmeyi tercih ediyor. Bu esnada da "İşe Yarar Bir Şey" ve "Kedi" gibi ufak bir bütçeyle yapılan kaliteli filmler hep arka planda kalıyor. Bu yüzden TAFF gibi dev bir stüdyonun Ölümlü Dünya kadar orijinal ve belli bir kitleye hitap etmek için yapılmamış bir filmi vizyona sokması gerçekten de cesur bir hareket doğrusu. Peki Ölümlü Dünya bu beklentilerin karşılığını veriyor mu? Kesinlikle. Bu yazıyı yazmadan önce düşüncelerimin kesinleşmesi için filmi 3 kere izledim ve size şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki, Ölümlü Dünya son yılların en iyi Türk komedi filmlerinden birisiydi.
Oyunculuğuna ve ilk yönettiği filmi "Limonata"ya bayıldığım Ali Atay, ikinci uzun metrajlı işi Ölümlü Dünya'da çok daha büyük bir bütçe ve daha geniş bir kadroyla olabilecek en alışılmışın dışında bir komedi filmine imza atmış. Normalde bu tarz filmler "farklı olmak adına farklı olmak" gibi olmaya çalışırken, Ölümlü Dünya ise nasıl bir içeriğe sahip olduğunu çok iyi biliyor. Filmdeki ana karakterlerin her birinin kişiliği son derecede net, yaşanan durumların hiçbiri gereğinden fazla büyük olmaya çalışmıyor ve hikayenin ilerleyişi sürprizlerle dolu. Ölümlü Dünya, türünün bütün tabularını yıkan bir yapım.
Bu arada eğer bilmeme ihtimaliniz varsa diye buraya filmin konusunu yazmayacağım. Çünkü Ölümlü Dünya hakkında ne kadar az şey bilirseniz, sonuç sizin için daha eğlenceli olacak.
Ölümlü Dünya'nın en çok sevdiğim yanı, hikayenin taşıdığı tonları dengelemesiydi. Çünkü Türkiye'de daha önce böyle dev bütçeli bir komedi-aksiyon filmi çekildiğini hatırlamıyorum doğrusu. Özellikle de filmin içeriğini göz önünde bulundurduğunuzda, çıkan sonuç rahatça bir sulu komedi veya aşırı ciddi bir aksiyon-dram filmi olabilirdi. Hele bir de ana karakterlerin gerçek işlerini göz önünde bulundurursak. Ama Ali Atay, normalde kimsenin bağdaşamayacağı bu karakterlere samimi kişilikler yüklemiş ve aralarında gerçek bir aile ortamı oluşmasını sağlamış. Bu yüzden filmi izlerken ana karakterleri izlemeye doyamıyorsunuz.
Ve bu ana karakterleri canlandırmak için yapılan oyuncu seçimleri kusursuzdu. Bu filmdeki oyuncu kadrosu karakterlere bürünmekle öyle iyi bir iş çıkartıyor ki, film esnasında bu kişilerin başka oyuncular tarafından oynandığını aklınızdan geçiremiyorsunuz bile. Ahmet Mümtaz Taylan'ın ağırbaşlı havası, Alper Kul'un çeşitli ses kabiliyeti ve Sarp Apak'ın dinamik kişiliği gibi etmenler ana karakterleri normalden çok daha anlaşılır bir hale getirmiş. Filmin içinde bulunduğu sıra dışı durumlara karşılık ana karakterlerin verdiği sıra dışı tepkiler hikayeyi hep taze ve eğlenceli tutuyor.
Benim için filmde bulunduğu her sahneyi çalan oyuncular Doğu Demirkol ve özellikle de Feyyaz Yiğit'di. İşin ilginç yanı da, Doğu ile Feyyaz'ın daha önceden hiçbir sinema filminde yer almamış olmalarıydı (Feyyaz'ın 30 saniyeliğine göründüğü Sabit Kanca sahnesini saymazsak). Fakat bu iki oyuncunun stand-up veya komedi skeçlerle uzun süre uğraştığını göz önünde bulundurursak, bu filmde resmen parlamışlar. İkilisinin de performansları tek kelimeyle harikaydı.
Ali Atay, bir filmi nasıl yöneteceğini iyi biliyor doğrusu. Aksiyon sahnelerinde farklı stillerde kamera kullanımından ilk izleyişinizde anlamayacağınız ufak esprilere kadar Ölümlü Dünya, keşfedilmeyi bekleyen ufak detaylarla dolu. Ayrıca filmin dev bütçesine rağmen yine de hikayenin küçük hissettiriyor olması, yaşanılan durumları ve ana karakterleri normalden daha da ön plana çıkartmış. Çünkü Ölümlü Dünya, hikayenin hangi noktalara geleceğini daha önceden açıklıyor fakat o noktaya nasıl geleceğini bir sürpriz kılıyor. Bu yüzden film hikayeyi takip etmek yerine karakterleri takip etmeye başlıyor. Ve az önce belirttiğim gibi karakterlerin her birini izlemek bir ayrı zevkli olduğu için, filmi izlerken hiç sıkılmıyorsunuz. Bu tarz filmlerde alışılmışın dışında olan bu yaklaşım, Ölümlü Dünya'yı türünün en özgün filmlerinden birisi haline getirmiş.
Filmin sıkıntıları var mı peki? Evet, film hakkında birkaç sorunum var. Fakat günün sonunda o kadar eğlendiğim için bu sorunlar film esnasında canımı sıkan şeyler değildi, sadece film bittiğinde "bu kısım daha geliştirilebilirdi" diye düşündüğüm şeyler sayılır. Yine size bahsedeyim; filmin ikinci yarısında bazı sahneler ekranın siyaha dönmesiyle sonlanıyor ve bu sahneler arasında çok alakasız geçişler yaşanıyor. Mesela oteldeki bölümden sonra film birdenbire arabalar arasında bir silahlı çatışmaya odaklanıyor ve siz de "bu noktaya hangi ara geldik yahu?" diyerek kalıyorsunuz. Ayrıca ikinci yarıda hikayede çok fazla şey yaşanmıyor doğrusu. Film bu anlarda eğlenceli yapısını korusa da, bu özgün hikayeyle bazı sahneler "gördüğümüzden daha fazlası olabilirmiş" hissi de uyandırmıyor değil. Yine de bu tarz ufak negatif yanlar, filmin yaratıcı esprilerini ve özgün karakterlerini bir anlığına bile zayıf hale getirmedi. Filmi şu ana kadar 3 kere izledim ve bir 3 kere daha izlesem sıkılmam. Sırf gişe kaygısı nedeniyle yapılan klişe Türk filmlerinin yanında vizyona giren Ölümlü Dünya'ya mutlaka bir şans verin. Filmi benim kadar sever misiniz bilmem ama izlerken iyi vakit geçireceğiniz kesin.
Peki bu yazım burada bitti mi? Hayır. Şimdi soruyor olabilirsiniz; bu yazıyı "çok özel" yapan şey ne? Şöyle ki, bu filmi ilk izlediğim sırada bütün film ekibi de oradaydı. Bütün ekip filmi seyirciyle beraber izledi ve filmden sonra 1 saat boyunca soru-cevap bölümü yapıldı. Hatta bundan sonra Ali Atay, Feyyaz Yiğit ve Meltem Kaplan ile tanışma fırsatı buldum. Bu gerçekten de eşsiz bir deneyimdi.
Filmin soru-cevap bölümünde ekibin sorulara verdiği cevaplar ve açılan konular, benim için filmi daha da eğlenceli bir hale getirdi. Ali Atay, bu filmin senaryosunu 3-4 yıl önce yazdıklarını ve ancak şimdi çekebildiklerini açıkladı. Bunun nedenlerinden birisi de oyuncu seçimlerinden kaynaklanıyormuş. Hatta normalde Feyyaz Yiğit'in karakterini Ali Atay canlandıracakmış fakat daha sonra Feyyaz ekibe katılınca, rol ona gitmiş.
Bunların dışında Ali Atay bir devam filmi çekmeyi düşünüyormuş, hatta akıllarında olan ilk hikaye; Mermer Ailesi'nin çantadaki paraları almak için bankaya geri gitmesi fakat dolar çok düştüğünden dolayı parayı almaktan vazgeçmeleriymiş (bu da ekibin yaptığı bir şakaydı).
Bir de burası ufak bir spoiler sayılır; filmin final sahnesine gelecek olursak, normalde senaryoda bütün ana karakterlerin o evde "ölelim be" dedikten sonra ölmesi gerekiyormuş. Fakat Ali Atay ve oyuncu ekibi bu karakterlerle o kadar bağdaşmış ki, en sonunda kimsenin ölmemesine karar vermişler.
Soru-cevap bölümü bunun gibi cevaplarla doluydu ve orada bulunmuş olmak gerçekten de eğlenceliydi. Eğer bu yazıyı bir sona bağlayacak olursam, Ölümlü Dünya'yı mutlaka izleyin. Türkiye sinemasının böyle özgün ve gerçekten de komik olan işlere ihtiyacı var doğrusu. Vizyonda iyi bir Türk filmi arayanlara veya gerçekten komik bir film izlemek isteyenlere kesinlikle tavsiye ediyorum. Sakın kaçırmayın.
FİLMİN İYİ YANLARI:
+ Özgün hikaye, harika şakalar, samimi karakterler.
+ Ali Atay'ın yönetmenliği.
+ Feyyaz Yiğit'in sahneleri.
+ Hikayenin sürprizlerle dolu olması.
+ Etkileyici aksiyon sahneleri.
FİLMİN KÖTÜ YANLARI:
- Bazı ani sahne geçişleri.
- İkinci yarıda hikayede çok fazla şeyin yaşanmaması.
TOPLAM PUAN: 8.3/10