“Escape from Pretoria”, senaryosunu, (hapishaneden kaçan üç siyasi suçludan biri olan) Tim Jenkin’in “Inside Out: Escape from Pretoria Prison” (2003) isimli kitabından, L.H. Adams ile birlikte uyarlayarak yazan Francis Annan’ın yönetmen koltuğunda oturduğu bir drama…
Prömiyeri, 1 Mart 2020’de Glasgow Film Festivalinde yapılan ve 6 Mart 2020 tarihinde Amerika’da vizyona giren filmin, hâlihazırda IMDB, Rotten Tomatoes ve Metacritic gibi mecralarda ciddiye alınacak miktarda oydan oluşan bir izleyici ve yorumcu puanı ortalaması mevcut değil…
O yüzden bizde, Avustralya – İngiltere ortak yapımı olan ve çekimleri Adelaide’de (Güney Avustralya) gerçekleştirilen bu filmi, her zamanki gibi önceliği oyuncu kadrosuna vermek suretiyle bizzat kendimiz mercek altına alarak incelemeye ardından da puanlamaya çalışacağız…
Bunun içinde, artık neredeyse yorumlarımızda geleneksel bir özellik halini aldığı üzere ayrıntılı incelemeye geçmeden önce filme ilişkin ilk tespitimizi, sonrasında da naçizane ilk önerimizi paylaşalım istiyoruz…
Bu bağlamda da işe; karşımızdakinin, Güney Afrika’daki utanç verici “apartheid / ırk ayrımı” yıllarında yaşanılanların, özellikle de “kitap okuma alışkanlığı bulunmayanlar” tarafından öğrenilmesi açısından “belgesel tadında” bir film olduğunu söyleyerek başlayabiliriz…
Zira film, 1979 yılında yaşanmış gerçek bir olay ve (adı 1 Nisan 2013’de Güney Afrika Cumhuriyeti Başkanı Jacob Zuma tarafından “Kgosi Mampuru II Yönetim Alanı” olarak değiştirilen) Pretoria Merkez Tutukevinden kaçan üçlü, Tim Jenkin (Daniel Radcliffe), Stephen Lee (Daniel Webber) ve Leonard Fontaine’in (Mark Leonard Winter) yanı sıra Denis Goldberg (Ian Hart) gibi tarihi figürlerden de yola çıkılarak kurgulanmış…
Fakat “tarih” denilirken de tarihi gerçeklerle hiçbir ilişkisi bulunmayan ama eğitim seviyesi düşük kitleleri gaza getirerek sinema salonlarına veya ekran başlarına toplamak için yeterli olan “hamaset ve propaganda” dozu yüksek, asılsız palavralara da başvurulmamış…
Eğer bütün bunların yanı sıra, içinde psikopat gardiyanların da bulunduğu hapishane ve her bir detayı incelikle planlanan heyecanlı kaçış hikâyeleri ile dolu filmler ilgi alanınıza giriyorsa, çaydanlığı hemen ocağa koyun…
Hani kan kırmızı çayın öncesinde, taze mevsim meyveleri de fena gitmez…
Elbette bu bir “The Great Escape” (1963) veya “Papillon” (1973) yahut da “Escape from Alcatraz” (1979) değil…
Ancak emin olun film bittiğinde, 106 dakikanın nasıl akıp gittiğini hiç anlayamayacak ve yeterince memnun kalacaksınız…
Belki biraz tarzımızın dışında olacak ama tek bir “spoiler vermeden” buraya kadar yazdıklarımızın tamamı, zımnen de olsa ikisini de içerdiği için filme ilişkin hem ilk tespitimiz hem de ilk önerimiz olsun… Ayrımı gönlünüze göre siz kendiniz yaparsınız…
Sonuç olarak, kendi değerlendirme sistemimiz içinde puan olarak 3 verdiğimiz bu film için önerimiz de olumsuz yorum ve puanlara aldırmadan, “bir şans da siz verin” şeklinde olacak…
Keyifli seyirler,
Son bir not:
Meraklısı için, filmin küçük bir sahnesinde hiçbir repliği olmadan, gerçek Tim Jenkin’in de şöyle bir görünmekte olduğunu da belirtmiş olalım…