Woody Allenın çocukluk yıllarına damga vuran bir başka unsur olan radio(diğerleri yahudilik ve kitaplar) hakkında çektiği biraz otobiyografi ağırlıklı olan ama o yılların atmosferini buram buram yaşatan, gerçekçi anlatımı, bir dolu komik sahnesiyle Allenın iyi filmlerinden biri. 10/7
Radio days ile woody allen, kimi zaman otobiyografik, kimi zaman belgeselvari bir tutumla, bundan 60 sene önceki hayatların ışığını günümüze taşıyor.Sıcacık ve nostaljik.
Woody Allen'ın zayıf filmlerinden birisi ''Radyo Günleri''. Üstad 1940'lı yıllarda geçen çocukluğunu ve radyonun o yıllarda ülkesine, ailesine ve kendisine yaptığı iyi-kötü, neşeli-hüzünlü etkilerini paylaşmış izleyiciyle. Bizde, 60'larda yaşanan bu sürecin bir benzeri A.B.D.'de 20 yıl kadar önce yaşanmış. Medeniyet merdiveninde ülkeler ve halklar hep aynı yollardan geçiyor anlaşılan. Filmi yıllar öncede izlemiştim. O günde (2003-2004 falandı galiba) filmi izleyince zihnimde ''eh işte'' tarzında bir yargı oluştuğunu hatırlıyorum. Bugün izlediğimde de farklı bir fikir oluşturmadı film bende. Mia Farrow'un oyunculuğu, zaman zaman çalan neşeli şarkılar ve ''bazı'' keyifli/hüzünlü anılar filmi yükselten şeyler. Bunun dışındaki kısmı vasata yaklaşamıyor ne yazık ki. Sanırım radyo günlerini görebilseydik film bizi daha çok etkileyebilirdi.
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.