En yararlı eleştirilerEn yenilerEn çok eleştiri yazmış üyelerEn çok takip edilen üyeler
Filtrele:
Hepsi
Turgay Buğdacigil
Takipçi
2.094 değerlendirmeler
Takip Et!
4,0
22 Ocak 2021 tarihinde eklendi
Senaryosunu da Paulette Jiles’ın aynı isimli çok satanlar (best selling) listesinin zirvesindeki romanından (2016) uyarlayarak Luke Davies ile birlikte yazan Paul Greengrass’ın yönetmen koltuğunda oturduğu “News of the World” de izleyiciye, ABD tarihine ve genel siyasete değişik bir bakış açısı ile değinilen epik bir yol hikayesi sunuluyor…
Dört yıl süren (1861 – 1865) iç savaşta (kaybeden taraf olan) Konfederasyon Piyadesinde Yüzbaşı rütbesiyle yer alan San Antonio’lu eski matbaacı Jefferson Kyle Kidd (Tom Hanks):
Artık hayatını “gezgin haber okuyucusu” olarak kazanmakta olup bu işi de adam başı on ABD centi karşılığında yapmaktadır…
Yüzbaşının filmdeki ilk haber durağı, Wichita Falls, Kuzey Texas’tır…
Yıl ise, 1870…
Okuma yaparak para kazanmak üzere bir sonraki kasabaya doğru yola koyulan Yüzbaşı, devrilmiş bir araba ile karşı karşıya kalır…
Şaşkınlık içinde dikkatle atından inen Yüzbaşı biraz ileride asılarak öldürülmüş Afro – Amerikan kökenli birinin cesedinin yanı sıra tek kelime İngilizce bilmeyen ve fazlasıyla korkarak ürkmüş olan Alman göçmeni bir ailenin kızı Johanna Leonberger’i de (Helena Zengel) bulacaktır…
Kiowa yerlilerince yapılan bir baskında ebeveynleri ile küçük kız kardeşini kaybeden ve altı yıl boyunca da onlarla beraber yaşayan Johanna, adını Cicada olarak bilip “bembeyaz” tenine rağmen kendini de Kiowa sanmaktadır…
Nereden nereye…
Pek çok Avrupa ülkesinden olduğu gibi sen kalk Almanya’dan Amerika’ya git ve oradaki yerli halkların topraklarına el koyarak onları göçe zorla…
Bunların arasından (aslında gerçek mağdurlar olarak silahlanarak direnenlerini de) “yontulmamış eli kanlı vahşi mahluklar” olarak damgalayarak, yıllarca Hollywood westernlerinde tüm dünyaya bu şekilde tanıt…
Ki sonra gelen sahnelerin birinde Kiowa dilini konuşabilen Bayan Gannett’ın (Elizabeth Marvel) otelinde yenilen yemekte Johanna’nın kaşık yerine elini kullanmak da ısrarcı olması da aynı anlayışın bir başka yansımasıdır…
Ancak filmin tamamını izlediğinizde Kiowa yerlilerinin, Yüzbaşı ve Johanna’ya yönelik bir jestlerine de tanık oluyorsunuz…
Yani:
Artık nasıl olduysa, “Kötü olan onlar değildi, onları bu hale getiren bizlerdik” deme hali de ihmal edilmemiş…
Aynen Sunay Akın’ın “Beceriksiz” şiirinin aşağıdaki dizelerinde olduğu gibi:
“Kabuğunu koparmadan ne bir elmayı soyabildim ne de iyileştirebildim bir yaramı ama karşıma çıkınca kızmadım hiç elma kurduna bendim çünkü bıçağı saplayan onun yurduna”
İşte bize göre filmdeki (romandaki) önemli mesajlardan biri tam da budur…
Küçük Johanna’nın Castroville’de yaşayan teyzesi Anna (Winsome Brown) ve eniştesi Wilhelm Leonberger’in (Neil Sandilands) yanına götürülmesi gerekmektedir…
Bunun için de (iç savaşı kazanan) Birlik Ordusunun keşif kolunca Yüzbaşı, Johanna’yı Red River’daki Komuta Merkezine götürmekle görevlendirilir…
Götürür götürmesine de…
Bu tür işlerle ilgilenen federal temsilci üç aylığına yoktur…
E, ne olacak şimdi?
Üstelik henüz dakika 14…
Geride sizleri bekleyen devasa bir 104 dakika daha var…
Biz hikâyeyi anlatmayı burada kesecek ve iki hususa daha değindikten sonra 2 Academy Ödüllü Tom Hanks ile geleceğinin son derece parlak olduğunu düşündüğümüz Helena Zengel ikilisinin muhteşem bir performans sergiledikleri filmin yorumunu noktalayacağız…
Neler mi bunlar?
Köleliğin kaldırılmasına ve eski kölelere seçme hakkının verileceği Anayasa değişikliğine güney eyaletlerinden Texas’taki karşı koyuş…
Bu bir…
Kendini “Buffalo Kralı” ilan etmiş olan ve kurduğu “silahlı çetenin” de yardımıyla Erath County halkının sırtından köşeyi dönen Bay Farley (Thomas Francis Murphy) üzerinden, “baskıcı tek adam rejimlerinin” medyanın kontrolünü ele geçirmelerinin nedenlerinin çok net bir biçimde ortaya konulmuş olması…
görüntü yönetmenliği olsun,oyunculuk olsun çok yerinde eli yüzü düzgün bir western ve gayet izlenebilir bir yol hikayesi. gerektiği yerde aksiyonu,gerektiği yerde de duygusal sahneleri,hepsi dozunda. hikayeyi tahmin ediyorsunuz direkt, o yüzden daha sıkıcı bir film bekliyordum ama öyle çıkmadı. bu tarz filmlerde görülen bazı gereksiz gerilim yaratma ögelerine çok girmeden akıp giden bir hikaye yapmış paul greengrass. bir başyapıt değil ama gayet iyi bir film pandemi dolayısıyla güzel yapımlara hasret kalmış sinemaseverleri tatmin edecek bir film uzun zamandır şöyle o atmosfere sokan bir western izlememiştim,iyi geldi.kısacası ben beğendim 10 üzerinden 7
Filmde anne babası ölen ve kendini Kızılderili zanneden aslında Alman olan bir küçük kızın teyzesinin yanına götürülmesini anlatıyor. Yolculukta çok tekin olmayan yerlerden geçiliyor ve bu sahne çok uzun sürmüş. Bir de küçük kızı sapıkların istemesi çok kötü. Yüzbaşı onu korumak için elinden geleni yapıyor, kızın mermi bitince bozuk para getirmesi de zekice. Teyzesine teslim edince eniştesinin onu bahçeye bağlaması da çok kötü. Neyse ki yüzbaşı geri dönüp kızı geri alıyor ve daha sonra işi olan haber okumayı küçük kızla birlikte yapıyor. Sonunda mutluluk vardı. Filmi beğendim, yolculuk sahnesi biraz daha kısa olabilirdi.
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.