Ortalama puan
3,6
23 Puanlama
Şampiyonlar hakkında görüşlerin ?

6 Kullanıcı yorumları

5
2 Eleştiri
4
3 Eleştiri
3
0 Eleştiri
2
1 Eleştiri
1
0 Eleştiri
0
0 Eleştiri
4,0
15 Mayıs 2022 tarihinde eklendi
anlamlı bir film izlenilebilir büyük bir beklemntiye girmeden izleyebilirsiniz modunuza göre gayet güzel sıkıcı sahneler uzatmalar elbet var genel manada hoş diyebilirim 8
2,5
1 Ağustos 2021 tarihinde eklendi
“Campeones / Champions”, senaryosunu aynı isimli orijinal hikâyenin yazarı David Marqués ile birlikte uyarlayarak yazan Javier Fesser’in yönetmen koltuğunda oturduğu gülümseten bir drama…

Yaklaşık 5,3 milyon dolarlık bir bütçeyle çekilen ve 6 Nisan 2018’de vizyona giren filmin brüt gişe hasılatı 25,7 milyon dolar…

91. Academy Ödüllerinin “Yabancı Dilde En İyi Film” kategorisinde İspanya’nın giriş adayı da olan ancak Aralık ayındaki ilk seçmelerde elenen filmin, hâlihazırda IMDB, Rotten Tomatoes ve Metacritic gibi mecralarda ciddiye alınacak miktarda oydan oluşan bir izleyici ve yorumcu puan ortalaması mevcut değil…

O nedenle bizde, bu filmi, her zamanki gibi önceliği yine oyuncu kadrosuna vermek suretiyle bizzat kendimiz mercek altına alarak incelemeye ardından da puanlamaya çalışacağız…

Evet, en başta da söylediğimiz gibi “Campeones / Champions”, insanı gülümseten hoş bir drama…

Çoluk çocuk, cümbür cemaat, maaile yahut artık her ne derseniz deyin, bir Cumartesi akşamı ailecek hiç kafa yormadan mevsim meyveleri, çerez, çay, kahve, meşrubat gibi atıştırmalıklar eşliğinde izlenilecek ve sonrasında da bir daha hatırlanmamak üzere unutulacak oldukça sıradan bir film…

Tabii aslında, filmin yönetmeninin ve yapımcılarının, (İspanya'daki onca film arasından seçilerek gönderildiği) Academy ödülü adaylığından da anlaşıldığı üzere yola böyle bir düşünceyle çıkmadıkları oldukça açık…

Muhtemelen onlar da filmin hikâyesini, herkesi rahatlıkla kavrayıp etkisi altına alabilecek “engelli insanlar” ve “takım sporu” gibi duygu sömürüsüne fazlasıyla yatkın iki ana tema üzerine kurgularlarken ortaya çıkacak sonucun bu kadar etkisiz olacağını hiç tahmin etmemişlerdi…

Ancak ne yazık ki filmde, ciddi bir istenilen duyguyu karşı tarafa (yani izleyiciye) aktaramama problemi mevcut…

Öyle ki, filmi izlerken bir türlü hikâyeleri anlatılan engelli insanlarla empati kuramadığınız gibi, oynanan takım oyununun coşkusunu yahut hüznünü de onlarla birlikte hissedip yaşayamıyorsunuz… Bir yerden sonra, artık nedendir bilinmez ama filmdeki her şey, fazlasıyla yapmacıkmış gibi gelmeye başlıyor insana…

Peki, bu filmde gerçek gibi görünen hiç mi iyi bir şey yoktu?

Elbette vardı…

Örneğin Marco Montes rolünde kusursuz bir performans sergileyen Javier Gutiérrez gibi…

Ki kendisi, “La isla mínima / Marshland” (2014) filminden bu yana takibe aldığımız oyunculardan biridir…

Bunun dışında maalesef filmde olumlu anlamda gözümüze takılan başka da bir şey olmadı…

Sonuçta, puan olarak 2,5 verebileceğimiz film için önerimiz ise, en fazla “bas izle, sonra da unut” şeklinde olabilir…

İzleyeceklere keyifli seyirler,
4,0
6 Ocak 2021 tarihinde eklendi
Oldukça akıcı ilerleyen güzel bir komediydi. Herkese öneririm. Özellikle otizmlilere veya zihinsel engelli diğer bireylere karşı önyargıları kırmak adına sade bir şekilde onların da herkes gibi normal insanlar olduğu anlatılmış. Bence normal değil üstün insanlar. Hiçbir sağlık problemi olmadığı halde hayatını tek başına idame ettiremeyen bir çok insan var. İnsanlıkda bir sıralama olmalı. Gerçek insanlar öncelikle çocuklar ve zihinsel engeli olanlar. Ardından etrafına faydalı olabilmeyi başarmış yararlı ve yardımsever insanlar hemen arkasından sade bir hayat süren kimseye zararı olmayan sıradan insanlar tabi ki en alt sıraya kötü insanlar geliyor ki işte normal olmayan insanlar onlar.
5,0
4 Haziran 2019 tarihinde eklendi
Olağanüstü bir film. Engellilik veya yaşamda kabul edemediğiniz acılarınıza bambaşka bir bakış açısıyla bakmanızı sağlıyor. İnsan olmak ne demek, yaşamın anlamı, korku ve cesaret duygularıyla birlikte tabiki sevgi duygusu bu kadar güzel anlatılabilirdi. Çok beğendim. Kalpleri taşlaşmamış, çocuk sevecenliğine ve dürüstlüğüne sahip herkesi çok derinden etkileyecektir.
4,5
8 Mayıs 2019 tarihinde eklendi
spoiler: “İkinci olduk! İkinci Olduk!” diye çılgıncasına seviniyordu takımı. Karşı takımın oyuncuları ile sarmaş dolaş çığlık atıyorlardı. Son saniyede kaçan basket ile kaybetmelerinin şokunu henüz yaşayamadan bu ilginç manzarayı seyrediyordu ünlü basketbol koçu... “Kaybettik” diyordu bu ilginç oyuncu kadrosuna. Onlar ise koçlarına moral veriyordu: “İkinci olmak birinci olmaktan daha kötü. Birincilikte tek başına oluyorsun ama ikincilikte çift kişi oluyorsun. Seni seviyorum koç...” Nasıl gelmişti bu noktaya? Açık sözlü davranan, tuhaf davranışları olsa da yürekleri sevgi dolu olan bu otistik ve mongol oyunculara nasıl koç olmuştu? Her şey sinirlerine hakim olamadığı için basketbol maçı sırasında takım baş koçuna saldırmasıyla başladı. Evliliği de iyi gitmiyordu. Hakim ona bu değişik takımın başına geçme cezası vermişti. Nereden geliyordu bu öfke? Hayata da pek güvenmiyor gibi bir hali vardı. Hep başarılı olmak istiyor, hep çabalıyordu. Boyu kısa olmasına rağmen kendisini çok zorlayacak bir dal olan basketbolu seçmişti. Sanki onu henüz çocukken terk eden babasına kendini ispat etmeye çalışıyordu. Karısının yanında da bir erkek gibi değil, sanki bir çocuk rolündeydi. Biri hariç basketbol hakkında hiç bir şey bilmeyen yeni öğrencilerine çok şey öğretecekti, ancak karşılığında büyük bir hediye onu bekliyordu. Hayata bakış açısı tamamen değişecekti. Korku ve takıntıları ile mücadele eden bazı oyunculara destek olurken, kendi korkularını yenecekti. Asansöre binememek ve baba olamamak gibi... Neredeyse hiç baba görmemişti. Nasıl yapılacağına dair hiç bir fikri yoktu. İlk defa bu oyuncuların babası gibiydi sanki. Onları daha yakından tanıyor ve destek oluyordu. Karısı da ona... Artık sorumluluğunu alma vakti gelmişti. Tüm bu olayların ardından hissettiklerini kelimelere dökemiyordu. Hesapsız, ön-yargısız, nefretsiz, yaşadıklarını olduğu gibi aktaran bu insanlar anormal bulunuyordu. Belli ki rekabete dayalı, duyguların ve gerçeklerin ifade edilmediği, karşılaştıran, dedikodu ile beslenen zihniyet kaybediyordu. Hem de nesilden nesile aktarılan acılar, korkular sonuçları kaygılı, özgüveni olmayan insanlara ve ilişkilere sebep oluyordu... Evrim yavaş yavaş zihni değiştirecek miydi? Marco: Benim işin normal oyuncuları yetiştirmek. Bu çocuklar ne oyuncu ne de normaller. Julio: Kim normal, Marco? Sen ve ben normal miyiz?
5,0
10 Nisan 2019 tarihinde eklendi
Mükemmel...! İspanyol sineması son dönemdeki başarı grafiğine bir katkı daha yaparak; farkındalığımızı artıran, insanlık dersi veren ve bizim gibi olmayanları da anlamamızı sağlayan bir filme imza atmışlar... Harika, ailece izleyin, izletin...!
Daha Fazlasını Göster