Senaryosunu, bir İspanyol yapımı olan "El desconocido" (2015) isimli filmden uyarlayarak Chris Salmanpour'un kaleme aldığı ve yönetmen koltuğunda da Macar asıllı Amerikalı sinemacı Nimród Antal'ın oturmakta olduğu "Retribution"; oyuncu / casting listesine, "hayatın olağan akışına aykırı bir biçimde"...
Başroldeki Matt Turner karakterini canlandıran ve bu türdeki filmler bağlamında da...
Emekliliğini çoktan hak etmiş olan 71 yaşındaki Liam Neeson'ı katmak suretiyle, en büyük prodüksiyon hatasını yapan bir aksiyon gerilim olarak geliyor karşımıza...
***
Gelin isterseniz, 20 milyon dolarlık bir bütçeyle...
Yeşil perde ve görsel efekt teknolojileriyle başarılı makyaj uygulamalarının yanı sıra zorluk derecesi yüksek sahnelerindeki koordinatörlüğünü; François Doge'nin üstlendiği, dublör oyuncuların performanslarına yaslanılarak Almanya Potsdam'daki Babelsberg Stüdyoları ile Berlin caddelerinde çekilerek...
Brüt 14 milyon dolarlık bir hasılat rakamıyla da gişeye çakılmış olan...
Almanya, Amerika, Fransa ve İspanya ortak yapımı bu filme, biraz daha yakından bakalım...
***
Evinin, spor salonu olarak kullanmakta olduğu üst katında...
Sabah sporunu yapmakta olan Matt Turner'ı, çalışmakta olduğu Nanite Capital'ın CEO'su Anders Muller (Matthew Modine); görüntülü olarak aramak suretiyle, işe gelirken STB Capital'dan Carl Unger'a bir telefon açmasını ister...
***
Zira...
Uyandığında Muller, kazıklandığı hissine kapılan Carl'ın kendisine; son hisse senedi portföy yatırımından memnun olmadığını ima eden, bir e-posta göndermiş olduğunu görmüş...
Ve şimdi de o sebeple...
Son derece becerikli bir finansman cambazı olan Matt'e, yeniden Carl'ı ikna etmesi talimatını vermektedir...
***
Sporunu tamamlayan Matt, evinin aşağıdaki yaşam alanlarına indiğinde de...
Neredeyse..
Son hazırlıklarını da tamamlayarak, dışarıya çıkmakta olan karısı Heather Turner (Embeth Davidtz); hiç değilse o günlüğüne, çocukları okula kendisinin bırakmasını rica etmektedir...
***
Her ne kadar Matt yolda, kendileri ve önerdikleri portföyle kalmaya ikna için Carl ile konuşacak olsa da...
Karısını da kıramaz...
***
Birbirleriyle, kedi köpek gibi dalaşan...
Kızı Emily (Lilly Aspell) ve binmemekte direnen ergenlik çağındaki oğlu Zach Turner'ı da (Jack Champion) aracına alan Matt...
Aracı çalıştırır çalıştırmaz, gösterge panelinde...
O donanımdaki bir Mercedes'te bulunmaması gereken ve o yüzden de kendisini acilen servise yönlendiren, teknik arızaların bildirim ikazları belirir...
***
Bütün bu ön uyarılara karşın...
İş yoğunluğunu bahane eden Matt, yine de yola koyulmaktan vaz geçmez...
Ardından da...
On sekiz yıldır birlikte çalıştığı, müşterisi Carl'a telefon açar...
***
Neyse...
Carl ile biraz laflayan Matt...
Patronu Muller'in de kolaylıkla tahmin ettiği gibi, müşterisini kafa kola almayı...
Yine kolaylıkla becerecektir...
***
Böylelikle de...
Bir işin daha üstesinden gelmenin vermiş olduğu gönül rahatlığıyla, Matt yoluna devam ederken...
Aracın içinde...
Her üç Turner'a da ait olmayan bir telefonun, arama melodisi yankılanmaya başlar...
***
Evet...
Otomobilin, ön orta konsoluna yerleştirilmiş bir cep telefonu cihazı; kimliği belirsiz birince çaldırılmaktadır...
***
İsteksizce de olsa telefonu açan Matt...
Bir cihaz kullanılarak konuşulduğu için, değiştirildiği açıkça belli olan bir ses tonuyla kendisine; koltuklarının altına...
Oturdukları anda etkinleştirilerek devreye giren, birer bomba düzeneğinin bulunduğunu haber vermektedir...
***
Buna pek de bir ihtimal vermeyen...
Ancak...
Gözünü, anında kapattığı telefondan da alamaması nedeniyle...
Önüne de bakmayı ihmal eden Matt, panikleyerek trafikteki yolunu şaşıracaktır...
***
Oğlunun da, güzergaha ilişkin yardımıyla...
Yeniden doğru yola yönelen Matt, bir kez daha çalan telefonu açmak yerine...
El yordamıyla, oturmakta olduğu koltuğun altını kontrol ettiğinde eline; orada bulunmaması gereken bir kablo gelir...
***
Böyle olunca da...
Aracı sağa çekerek park eden Matt...
Telefonla, koltuğun altının görüntülerini çeker...
***
Çeker çekmez de...
Gördükleri karşısında...
Matt artık kesinlikle emindir ki, telefondaki şahıs...
Kesinlikle yalan söylememektedir...
***
Bu durumda da...
Matt'in yapabileceği en doğru hareket, bombacının yönlendirdiği şekilde davranmak olacaktır...
***
Zaten...
Koltuklara yerleştirdiği, ağırlığa duyarlı patlayıcılara...
Polise haber vermesini engellemek gayesiyle, bir uzaktan kumanda anahtarı da ilave etmiş olan ve telefonda Matt'a, "Gözüm sende..." diye seslenen bombacı da; vakit geçirmeksizin talimatlarını, birer birer sıralamaya başlamıştır...
***
Bombacının, "Gözüm sende..." uyarısı Matt'i...
Doğal olarak...
Peşindeki araçları kontrol etmeye de sevk etmiştir...
***
Ki...
Bunlardan birisi de...
Kimliğini gizleyen, kafasındaki kaskıyla arkalarından bir türlü ayrılmayan bir motosikletlidir...
***
Bombacının o olduğu tahminini yürüten Matt...
Motosiklet çok yaklaştığında, aniden durup kendisine çarpmasını sağlayarak...
Oyunun dışında bırakmaya kalkışsa da...
Kendilerine çarpan motosikletli, oğlu Zach'in kız arkadaşı Mila'dan (Emily Kusche) başkası değildir...
***
Çok geçmez...
Zach ile Emily'nin telefonlarını, araçtan dışarıya attıran bombacı...
Kendi telefonuyla, gitmelerini isteyeceği yeni konumu da gönderecektir Matt'e...
***
Aynı esnada...
Bombacının benzer şekildeki tehdidiyle karşı karşıya olan, işyerindeki meslektaşlarından Sylvain'de (Arian Moayed); telaşla Matt'i telefonla aramaktadır...
Üstelik de...
Sylvain'in tüm ikazlarına rağmen, otomobilindeki kız arkadaşı; inmek için ısrarla kapıya hamle yapmaktayken...
***
İşte tesadüf bu ya...
Oradan geçmekte olan ve Sylvain ile kız arkadaşı arasındaki gerilimi fark eden bir polis memuru kendilerinden, araçtan inmelerini ister...
İyice ürkmüş olan kız iner inmez de...
Araç havaya uçar ve üçü birlikte hayata veda ederler...
***
Yani artık...
Gerçek kimliğinden, herkesin bihaber olduğu bombacının şakasının bulunmadığı, apaçık ortaya çıkmıştır...
Dakika 31...
***
Bombacının kim olduğunun, uzunca bir süre boyunca anlaşılamayacağı filmin geride kalanında siz değerli sinemasever dostlarımızı; ters köşe nitelikteki sürpriz bir finali de bünyesinde barındıran, 60 dakikalık bir bölüm daha bekliyor olacak...
***
Emek verilerek ve benzeri bir örneğine rastlamanızın da asla mümkün olamayacağı; alışılmış "nesir" tarzının dışındaki, yüzyıllar içinde güzel Türkçemize yavaş yavaş sızarak eklemlenmiş Arapça, Farsça ve Avrupa kökenli sözcükler bütününe entelektüel taklaların attırıldığı...
"Irkçılık", "faşizm", "homofobi" ve doğruluğunun bilimsel olarak kanıtlanması imkansız bir metafizikten ibaret olan "inanç övücülük" yahut da "yericilik" içermediği için...
Ezberleri bozan "lirik" bir anlatım dili de benimsenmek yoluyla...
25 - 30 kelimelik Türkçe bilgi haznesinin ötesine geçilerek yazılmış, bir başka "özgün" yorumda yeniden buluşmak dileğiyle...
Keyifli seyirler,