Her dergi ve gazetenin puanlama sistemi farklı olduğu için, Beyazperde, puanları 0.5 - 5 yıldız üzerinden, kendi barometresine göre vermiştir.
Basın Eleştirisi
Habertürk
Yazar: Mehmet Açar
'Kod Adı: Hummingbird', teknolojinin çağımızda uygarlıkla ya da hümanizmle değil, parayla, sermayeyle kol kol ilerlediğinin altını incelikle çiziyor. Anton yaptığı işin insanlara ne yararı olacağını soran garson kızla konuşurken keşfediyor bunu... Garsın kız bir milisaniyenin limon üreticilerine ne faydası olacağını merak ediyor. Anton o an, yaptığı işin üreticilere hiçbir faydası olmadığını keşfederek şaşırıyor. Çünkü peşinde olduğu hız, sadece aracılar ve global sermayenin işine yarıyor... 'Kod Adı: Hummingbird'i yalnızca tüm bu düşündürdükleri için değil, aynı zamanda iyi yazılmış, iyi çekilmiş bir film olduğu için sevdim. Eisenberg, Skarsgard ve Hayek gerçekten çok iyiler... Eisenberg, alıştığımız bir rolde ama diğer ikisi açıkçası kendilerini aşıyorlar.
Eleştirinin tamamı için: Habertürk
Evrensel
Yazar: Şenay Aydemir
Nihayetinde Anton’un oturduğu barın garsonuna yaptığı işi anlattığı sahne kalıyor akılda bir tek. Bu sahnede Anton, garsondan almak istediği herhangi bir hisse senedi adı söylemesini istiyor. Garson da Zimbabweli bir limon şirketinin hisseleri diye uyduruyor. Anton, 17 milisaniyede alım satım işinin nasıl yapılacağını anlatıyor ve bunu 16 milisaniyeye düşürmenin önemini vurguluyor. Bu aynı zamanda seyircinin de yapılan işlemi tam anlamıyla kavradığı an. Ancak sahne burada bitmiyor. Belki film için değil ama hepimiz için o vurucu soru garsondan geliyor: “Zimbabwe’deki limon çiftçileri bundan ne kazanıyor? Çünkü limonu onlar yetiştiriyor.” “Kod Adı: Hummingbird”, ne piyasanın acımasız rekabetini, ne oyuncularının aç gözlülüğünü anlatabiliyor. Zimbabweli limon çiftçileri ise Anton’un dediği gibi “Sistemde önemli bir değişken değiller”. Belki bir gün limon çiftçilerinin filmi yapıldığında önem kazanmaya başlayacaklar.
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.
Habertürk
'Kod Adı: Hummingbird', teknolojinin çağımızda uygarlıkla ya da hümanizmle değil, parayla, sermayeyle kol kol ilerlediğinin altını incelikle çiziyor. Anton yaptığı işin insanlara ne yararı olacağını soran garson kızla konuşurken keşfediyor bunu... Garsın kız bir milisaniyenin limon üreticilerine ne faydası olacağını merak ediyor. Anton o an, yaptığı işin üreticilere hiçbir faydası olmadığını keşfederek şaşırıyor. Çünkü peşinde olduğu hız, sadece aracılar ve global sermayenin işine yarıyor... 'Kod Adı: Hummingbird'i yalnızca tüm bu düşündürdükleri için değil, aynı zamanda iyi yazılmış, iyi çekilmiş bir film olduğu için sevdim. Eisenberg, Skarsgard ve Hayek gerçekten çok iyiler... Eisenberg, alıştığımız bir rolde ama diğer ikisi açıkçası kendilerini aşıyorlar.
Evrensel
Nihayetinde Anton’un oturduğu barın garsonuna yaptığı işi anlattığı sahne kalıyor akılda bir tek. Bu sahnede Anton, garsondan almak istediği herhangi bir hisse senedi adı söylemesini istiyor. Garson da Zimbabweli bir limon şirketinin hisseleri diye uyduruyor. Anton, 17 milisaniyede alım satım işinin nasıl yapılacağını anlatıyor ve bunu 16 milisaniyeye düşürmenin önemini vurguluyor. Bu aynı zamanda seyircinin de yapılan işlemi tam anlamıyla kavradığı an. Ancak sahne burada bitmiyor. Belki film için değil ama hepimiz için o vurucu soru garsondan geliyor: “Zimbabwe’deki limon çiftçileri bundan ne kazanıyor? Çünkü limonu onlar yetiştiriyor.” “Kod Adı: Hummingbird”, ne piyasanın acımasız rekabetini, ne oyuncularının aç gözlülüğünü anlatabiliyor. Zimbabweli limon çiftçileri ise Anton’un dediği gibi “Sistemde önemli bir değişken değiller”. Belki bir gün limon çiftçilerinin filmi yapıldığında önem kazanmaya başlayacaklar.