Orijinal adı “Richard Says Goodbye / Richard Elveda Diyor” olan “The Professor”, senaryosunu da yazan Wayne Roberts’ın yönetmen koltuğunda oturduğu bir drama…
Prömiyeri, 5 Ekim 2018’de Zürih Film Festivalinde yapılan ve 17 Mayıs 2019 tarihinde vizyona giren filmin, hâlihazırda IMDB, Rotten Tomatoes ve Metacritic gibi mecralarda ciddiye alınacak miktarda oydan oluşan bir izleyici ve yorumcu puanı ortalaması mevcut değil…
O nedenle bizde bu filmi, her zamanki gibi önceliği oyuncu kadrosuna vermek suretiyle bizzat kendimiz mercek altına alarak incelemeye ardından da puanlamaya çalışacağız…
Ancak, artık neredeyse yorumlarımızda geleneksel bir özellik halini aldığı üzere ayrıntılı incelemeye geçmeden önce yine bu filme ilişkin ilk tespitimizi, sonrasında da naçizane ilk önerimizi paylaşalım istiyoruz…
Bu bağlamda da işe; karşımızdakinin, Shakespeare tragedyaları tadında beş perdelik bir ironi fırtınası olduğunu söyleyerek başlayabiliriz…
Evet, yanlış duymadınız…
Artık her nasılsa herkes doğrudan Johnny Depp’in performansına ve (kesinlikle katılmadığımız bir biçimde) onun dışındaki castingin yetersizliğine odaklanmışken, biz kalktık, bu film için, yurt dışında yazılan yorumları da kapsamak üzere (varsa da en azından şu ana kadar biz görmedik) kimsenin söylemediği bir şeyi, yani filmin “Shakespeare” tragedyalarını anımsattığını söyledik…
Aslında bu tanımlamanın, öyle şaşırılacak bir tarafı da yok…
Zira hikâyede, Shakespearean tarzın bir gereği olarak ölüm dâhil hiçbir şeye, doğaüstü veya din temelli bir açıklama getirme çabasına rastlamıyoruz…
Bu yüzden de neredeyse her şey, yeryüzündeki etten kemikten oluşan insanın ihtiraslarına ve değişik durumlar karşısında geliştirdiği psikolojik tepkilerine indirgenerek, bütün bunları “tiye” alan ironik bir dille anlatılmış…
Üstelik filmde, Shakespeare tragedyalarının bir başka ortak özelliği olan (yerine göre kadın da olabilen) “kötü” adam karakteri de unutulmamış ve bu, Ron Livingston’un canlandırdığı Rektör Henry Wright tiplemesiyle de tamamlanmış…
Amerikan bağımsız sinemasının yeni nesil temsilcilerinden Wayne Roberts’ın, yine senaryosunu da yazarak yönettiği ilk filmi “Katie Says Goodbye” (2016) sonrasındaki ikinci filmi “Richard Says Goodbye” yani nam-ı diğer “The Professor” için "spoiler" vermeden söyleyebileceklerimiz ancak bu kadar olabilir…
Belki, yine klasik bir laf olacak ama bütün bu sıraladıklarımızın tamamı filme ilişkin ilk tespitimiz olsun…
İlk önerimize gelince:
O hakkımızı da bu kez; nitelikli film izlemeyi seven sinemaseverlere, “Bu türden, farklı lezzetler de sunan düşük bütçeli bağımsız filmlere daha fazla zaman ayırmayı unutmayın” diye seslenerek kullanmış olalım…
Sonuç olarak, kendi değerlendirme sistemimiz içinde puan olarak 3 verdiğimiz bu film için önerimiz de, eğer halen seyretmediyseniz “bir şans da siz verin” şeklinde olacak…
Keyifli seyirler,