Her dergi ve gazetenin puanlama sistemi farklı olduğu için, Beyazperde, puanları 0.5 - 5 yıldız üzerinden, kendi barometresine göre vermiştir.
Basın Eleştirisi
Habertürk
Yazar: Mehmet Açar
“Yol Ayrımı” sadece memleketin körelen vicdanları üzerine değil, birbirlerinden giderek kopan kesimleri için de çekilmiş bir film.Mazhar’ın hayalini gerçekleştireceğine inanmak zor belki; ama onun şiire inanan bir adama dönüşmesi bile bir devrim aslında... Yer yer “Yurttaş Kane”in öyküsünü de hatırlatan “Yol Ayrımı”nı sadece söyledikleriyle değil; sade, ölçülü anlatımı ve tüm oyuncularıyla sevdim. Şener Şen’in oyunculuğuna sözüm yok ama aynı karakterde öykü gereği daha genç bir oyuncu iyi olabilirdi diye düşünmeden edemiyorum. Çiğdem Selışık Onat ve Şerif Erol’un performanslarının çok iyi olduğunu da belirtelim.
Eleştirinin tamamı için: Habertürk
Hurriyet
Yazar: Uğur Vardan
Performanslara gelince: Şener Şen her zamanki çizgisinde. Kariyerinde ‘Faşo Ağa’ (‘Kibar Feyzo’) ve ‘Züğürt Ağa’ gibi adımlar bulunan bir oyuncu için Mazhar Kozanlı karakteri bir anlamda ‘Şehirli ağa’nın hikâyesinin ifadesi. Ayrıca bu film, Şen adına sinema serüveninde ilk kez ‘Biber gazı’ yediği ve günümüz Türkiye’sinin tadına baktığı (!) yapım olarak da tarihe geçecek sanırım. ‘Yol Ayrımı’nın bence asıl altını çizdikleri ise Rutkay Aziz’in, karakteri üzerinden öyküye neşe ve heyecan katan oyunculuğu, Nihal Yalçın’ın sanki ‘Antabus’taki dinamizminin devamı niteliğindeki performansı ve iki yıl önce ‘Çırak’ta çizdiği portreyle de dikkatleri çeken yılların tiyatrocusu Çiğdem Selışık’ın özel dokunuşu olmuş. Filmin en güzel yanlarından biri de diyaloglarda, görüntülerde Gülten Akın’ın, Cevat Çapan’ın şiirlerine, Hasan Ali Toptaş’ın kitabına, Leyla Navaro’nun kitabında yer alan ‘Anlar’ dizelerine rastlamamız.
Eleştirinin tamamı için: Hurriyet
Birgün
Yazar: Tuğçe Madayanti Dizici
Tüm bu eleştiriler filme kötü demeye yeterli mi? Hayır değil. Yol Ayrımı, gayet bütünlüklü, tutarlı, yoğunluklu bir şekilde Yeşilçam sosyalist filmlerindeki işçi mücadelelerini hatırlatan, Türk usulü gerçekçilik barındıran bir film. İzlerken gayet keyif aldım. Yavuz Turgul’un tüm siyasi ve sosyal kargaşaya daha üstten, sakin ve olgun bir şekilde bakarak bu film aracılığı ile bir çözüm önerdiğini düşünüyorum. Sokaklarda yenen gazların, işçi haklarının yerle yeksan oluşunun, sendikaların satılmışlığının çözümünün sadece işçi sınıfı direnişlerinde olmadığını söyleyerek gücü ve parayı elinde tutan ayrıcalıklı sınıftan olanları anarşist bir tavır almaya ve işçilerle beraber direnmeye davet ediyor hatta teşvik ediyor.
Eleştirinin tamamı için: Birgün
T24
Yazar: Atilla Dorsay
Yine de hayli etkileyici bir film bu.....Sanki bunca yıl sonra kapitalizmin temel yapısına radikal bir saldırı gibi duran....Ve onun gerçek hayata, hayatı en doğal biçimde yaşama hakkına karşı çıkan zalim mantığının yeniden gündeme getirilmesi gibi. Sonuç olarak, bir tür sınıfsal melodram bu... Melodram diyorum, çünkü her şey dramı aşıp duygularımızla ustaca oynayan bir melodram havasına ulaşıyor. Ama çok iyi seçilip yönetilmiş oyuncu kadrosu, bu moralist fanteziyi sonuna dek inandırıcı kılmayı başarıyor. Başta artık inatla söylendiği gibi bir komedi oyuncusu değil, gerçek bir kompozisyon ustasına dönüşen Şener Şen olmak büzere.....
Eleştirinin tamamı için: T24
Sözcü
Yazar: Burak Göral
Sonuç olarak değerli cümleleri var "Yol Ayrımı"nın. Bunca adalet arayışının olduğu, pek çok toplumsal sorunun çözüm beklediği ve hoyratlıktan, vizcdansızlıktan bu kadar sikayetçi olduğumuz bir ortamda bir sanatçı refleksi gösteriyor yönetmen. Ama yine de Yavuz Turgul'un alıştığımız kalitedeki sinemasına uymayan bir şeyler var.
Eleştirinin tamamı için: Sözcü
Milliyet
Yazar: Nil Kural
Yavuz Turgul ve Şener Şen işbirliğinin yeni halkası “Yol Ayrımı”, bir değişme öyküsü. Kendine, ailesine ve etrafındaki herkese çok sert davranan, gülümsemeyi bile başaramayan tekstil devi bir şirketin sahibi iş adamı Mazhar Kozanlı (Şener Şen), bir araba kazası geçirir. Bu kazanın ardından hayatını tamamen değiştirmeye başlar ve işten kovduğu işçilerden, yolda gördüğü bir köpeğe hayatını sevgiye açar. “Yol Ayrımı”, Turgul’un klasik bir hikaye anlatımını takip ettiği ancak kariyerinde daha önce işlediği temaları tekrarlarken sinemasal anlamda yaratması gereken heyecanı veya izleyiciyle kurması gereken duygu bağını bir türlü yakalayamayan bir film.
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.
Habertürk
“Yol Ayrımı” sadece memleketin körelen vicdanları üzerine değil, birbirlerinden giderek kopan kesimleri için de çekilmiş bir film.Mazhar’ın hayalini gerçekleştireceğine inanmak zor belki; ama onun şiire inanan bir adama dönüşmesi bile bir devrim aslında... Yer yer “Yurttaş Kane”in öyküsünü de hatırlatan “Yol Ayrımı”nı sadece söyledikleriyle değil; sade, ölçülü anlatımı ve tüm oyuncularıyla sevdim. Şener Şen’in oyunculuğuna sözüm yok ama aynı karakterde öykü gereği daha genç bir oyuncu iyi olabilirdi diye düşünmeden edemiyorum. Çiğdem Selışık Onat ve Şerif Erol’un performanslarının çok iyi olduğunu da belirtelim.
Hurriyet
Performanslara gelince: Şener Şen her zamanki çizgisinde. Kariyerinde ‘Faşo Ağa’ (‘Kibar Feyzo’) ve ‘Züğürt Ağa’ gibi adımlar bulunan bir oyuncu için Mazhar Kozanlı karakteri bir anlamda ‘Şehirli ağa’nın hikâyesinin ifadesi. Ayrıca bu film, Şen adına sinema serüveninde ilk kez ‘Biber gazı’ yediği ve günümüz Türkiye’sinin tadına baktığı (!) yapım olarak da tarihe geçecek sanırım. ‘Yol Ayrımı’nın bence asıl altını çizdikleri ise Rutkay Aziz’in, karakteri üzerinden öyküye neşe ve heyecan katan oyunculuğu, Nihal Yalçın’ın sanki ‘Antabus’taki dinamizminin devamı niteliğindeki performansı ve iki yıl önce ‘Çırak’ta çizdiği portreyle de dikkatleri çeken yılların tiyatrocusu Çiğdem Selışık’ın özel dokunuşu olmuş. Filmin en güzel yanlarından biri de diyaloglarda, görüntülerde Gülten Akın’ın, Cevat Çapan’ın şiirlerine, Hasan Ali Toptaş’ın kitabına, Leyla Navaro’nun kitabında yer alan ‘Anlar’ dizelerine rastlamamız.
Birgün
Tüm bu eleştiriler filme kötü demeye yeterli mi? Hayır değil. Yol Ayrımı, gayet bütünlüklü, tutarlı, yoğunluklu bir şekilde Yeşilçam sosyalist filmlerindeki işçi mücadelelerini hatırlatan, Türk usulü gerçekçilik barındıran bir film. İzlerken gayet keyif aldım. Yavuz Turgul’un tüm siyasi ve sosyal kargaşaya daha üstten, sakin ve olgun bir şekilde bakarak bu film aracılığı ile bir çözüm önerdiğini düşünüyorum. Sokaklarda yenen gazların, işçi haklarının yerle yeksan oluşunun, sendikaların satılmışlığının çözümünün sadece işçi sınıfı direnişlerinde olmadığını söyleyerek gücü ve parayı elinde tutan ayrıcalıklı sınıftan olanları anarşist bir tavır almaya ve işçilerle beraber direnmeye davet ediyor hatta teşvik ediyor.
T24
Yine de hayli etkileyici bir film bu.....Sanki bunca yıl sonra kapitalizmin temel yapısına radikal bir saldırı gibi duran....Ve onun gerçek hayata, hayatı en doğal biçimde yaşama hakkına karşı çıkan zalim mantığının yeniden gündeme getirilmesi gibi. Sonuç olarak, bir tür sınıfsal melodram bu... Melodram diyorum, çünkü her şey dramı aşıp duygularımızla ustaca oynayan bir melodram havasına ulaşıyor. Ama çok iyi seçilip yönetilmiş oyuncu kadrosu, bu moralist fanteziyi sonuna dek inandırıcı kılmayı başarıyor. Başta artık inatla söylendiği gibi bir komedi oyuncusu değil, gerçek bir kompozisyon ustasına dönüşen Şener Şen olmak büzere.....
Sözcü
Sonuç olarak değerli cümleleri var "Yol Ayrımı"nın. Bunca adalet arayışının olduğu, pek çok toplumsal sorunun çözüm beklediği ve hoyratlıktan, vizcdansızlıktan bu kadar sikayetçi olduğumuz bir ortamda bir sanatçı refleksi gösteriyor yönetmen. Ama yine de Yavuz Turgul'un alıştığımız kalitedeki sinemasına uymayan bir şeyler var.
Milliyet
Yavuz Turgul ve Şener Şen işbirliğinin yeni halkası “Yol Ayrımı”, bir değişme öyküsü. Kendine, ailesine ve etrafındaki herkese çok sert davranan, gülümsemeyi bile başaramayan tekstil devi bir şirketin sahibi iş adamı Mazhar Kozanlı (Şener Şen), bir araba kazası geçirir. Bu kazanın ardından hayatını tamamen değiştirmeye başlar ve işten kovduğu işçilerden, yolda gördüğü bir köpeğe hayatını sevgiye açar. “Yol Ayrımı”, Turgul’un klasik bir hikaye anlatımını takip ettiği ancak kariyerinde daha önce işlediği temaları tekrarlarken sinemasal anlamda yaratması gereken heyecanı veya izleyiciyle kurması gereken duygu bağını bir türlü yakalayamayan bir film.