Her dergi ve gazetenin puanlama sistemi farklı olduğu için, Beyazperde, puanları 0.5 - 5 yıldız üzerinden, kendi barometresine göre vermiştir.
Basın Eleştirisi
Hurriyet
Yazar: Uğur Vardan
‘Hayallerin Peşinde’ ön planda sistemden kaçanların dayanışmasına kulak kabartıyor gibi görünse de referanslarından biri nehir üzerindeki sal yolculuğu itibariyle ‘Huckleberry Finn’ sanki. Nitekim filmin etkileyici sahnelerinden birinde Tyler’la Eleanor küçük bir dükkânda tanışırken Mark Twain’in ismi zikrediliyor. Tyler Nilson-Mike Schwartz ikilisinin yapıtı aslında yer yer klişelerle ilerlese de seyircinin yüreğine seslenmeyi ve vitesi dengeli bir şekilde yükseltip alçaltma konusunda maharetli olmayı başarıyor. Öte yandan Amerikan kırsalı, güreşi ve ‘country müziği’ gibi unsurlardan da beslenirken hafiften western tadı yayıyor. Keza Zak’la Tyler arasındaki ‘iyi ve kötü olmak’ üzerine diyaloglar da etkileyici.
Eleştirinin tamamı için: Hurriyet
Evrensel
Yazar: Şenay Aydemir
“Hayallarin Peşinde” yalnızca Zak değil, aynı zamanda Tyler ve Eleanor’un da kendilerini yeniden inşa ettiği, geçmişlerini geride bırakıp geleceğe baktıkları bir yapım. Gösterildiği festivallerin hemen hepsinde seyirci ödülleri toplaması yalnızca Zak’i canlandıran Zack Gottsagen’in varlığıyla değil bütün oyuncuların uyumunun seyirciye geçişiyle açıklanabilir pekâlâ. “Palm Springs”teki çiftimiz gibi burada da Dakota Johnson- Shia LaBeouf ikilisinin uyumu, usta oyuncu kontenjanından Bruce Dern’in varlığı filmi yukarılara taşıyor. Daha önce kısa ve belgesel yapımlara imza atmış olan Tyler Nilson, Michael Schwartz ikilisinin Kuzey Caroline ve Georgia’nın coğrafi özelliklerini de ustaca kullandıklarını ekleyerek bitirelim.
Eleştirinin tamamı için: Evrensel
Habertürk
Yazar: Mehmet Açar
Sonuçta, belirli bir mizah duygusu olan, iyimser ve hayalci bir film bekliyor sizi. Buna karşılık, Zak ve Tyler arasındaki diyalogların çok iyi yazıldığını ve arkadaşlıklarının inandırıcı şekilde geliştiği kesin. Özellikle, Zak’in ’Down sendromlu birisi kahraman olur mu?’ diye sorduğu ve sonra ‘iyi adam–kötü adam’ konuşması yaptıkları sahne akılda kalıcı… Bu arada, Shia LaBeouf ile Zack Gottsagen arasındaki oyunculuk uyumu dikkat çekici.
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.
Hurriyet
‘Hayallerin Peşinde’ ön planda sistemden kaçanların dayanışmasına kulak kabartıyor gibi görünse de referanslarından biri nehir üzerindeki sal yolculuğu itibariyle ‘Huckleberry Finn’ sanki. Nitekim filmin etkileyici sahnelerinden birinde Tyler’la Eleanor küçük bir dükkânda tanışırken Mark Twain’in ismi zikrediliyor. Tyler Nilson-Mike Schwartz ikilisinin yapıtı aslında yer yer klişelerle ilerlese de seyircinin yüreğine seslenmeyi ve vitesi dengeli bir şekilde yükseltip alçaltma konusunda maharetli olmayı başarıyor. Öte yandan Amerikan kırsalı, güreşi ve ‘country müziği’ gibi unsurlardan da beslenirken hafiften western tadı yayıyor. Keza Zak’la Tyler arasındaki ‘iyi ve kötü olmak’ üzerine diyaloglar da etkileyici.
Evrensel
“Hayallarin Peşinde” yalnızca Zak değil, aynı zamanda Tyler ve Eleanor’un da kendilerini yeniden inşa ettiği, geçmişlerini geride bırakıp geleceğe baktıkları bir yapım. Gösterildiği festivallerin hemen hepsinde seyirci ödülleri toplaması yalnızca Zak’i canlandıran Zack Gottsagen’in varlığıyla değil bütün oyuncuların uyumunun seyirciye geçişiyle açıklanabilir pekâlâ. “Palm Springs”teki çiftimiz gibi burada da Dakota Johnson- Shia LaBeouf ikilisinin uyumu, usta oyuncu kontenjanından Bruce Dern’in varlığı filmi yukarılara taşıyor. Daha önce kısa ve belgesel yapımlara imza atmış olan Tyler Nilson, Michael Schwartz ikilisinin Kuzey Caroline ve Georgia’nın coğrafi özelliklerini de ustaca kullandıklarını ekleyerek bitirelim.
Habertürk
Sonuçta, belirli bir mizah duygusu olan, iyimser ve hayalci bir film bekliyor sizi. Buna karşılık, Zak ve Tyler arasındaki diyalogların çok iyi yazıldığını ve arkadaşlıklarının inandırıcı şekilde geliştiği kesin. Özellikle, Zak’in ’Down sendromlu birisi kahraman olur mu?’ diye sorduğu ve sonra ‘iyi adam–kötü adam’ konuşması yaptıkları sahne akılda kalıcı… Bu arada, Shia LaBeouf ile Zack Gottsagen arasındaki oyunculuk uyumu dikkat çekici.