Tepki - Beyazperde.com eleştirisi : Ateşini Yolla Bana!

“Liar, liar, pants on fire” was never truer.

Korku-gerilim edebiyatının dünyaca ünlü yazarı Stephen King’in ülkemizde “Tepki” adıyla okuyucuyla buluşan unutulmaz eseri Firestarter aynı adlı uyarlamayla 13 Mayıs Cuma günü vizyona giriyor.

Orijinalinden tam 38 yıl sonra izleyiciyle buluşacak yeni “Tepki”nin yönetmenliğini, memlekette 2020 yılında gösterime giren Amerikan doğaüstü korku filmi "The Vigil"den (Ölü Nöbeti) hatırlayacağınız Keith Thomas üstleniyor. Filmin başrollerini ise bir dönem genç kızların fena halde gözdesi Zac Efron, "Fear The Walking Dead"in Isabelle’i Sydney Lemmon ve çocuk oyuncu Ryan Kiera Armstrong paylaşıyor. Ayrıca kadroda Gloria Reuben, Michael Greyeyes, Tina Jung gibi isimler var.

Kaderi Benzemesin…

1984 tarihli orijinal filmin yeniden uyarlaması olan film, hiç şüphesiz akıllara ilk olarak 1982 vizyonlu "E.T."nin hemen ardından "Firestarter"da harika yaratan 9 yaşındaki Drew Barrymoore'u hatırlatıyor. Aynı filmin 2002 tarihli "Firestarter 2: Rekindled"a kaynak olduğunu belirtmeden geçmeyelim. Bu arada umalım da 12 yaşındaki Ryan Kiera Armstrong’in kaderi, aynı yaşlarda alkol ve uyuşturucu bağımlılığı tedavisi gören Barrymoore’a benzemesin… Çocuk yaşta Hollywood’a adım atan yıldızların ızdırap dolu hayatı geçmişte kaldı diye umuyorum. Sonuçta o zaman Me Too hareketi yoktu. Bu başka bir yazının konusu ancak kızımızın kendi adına elinden geleni yaptığını düşünüyorum. Ancak bir noktadan sonra o da rol arkadaşları gibi yönetmenin kurbanı olmaktan kurtulamıyor.

King’in Bitmeyen Laneti

Dönelim filmimize bildiğiniz gibi “Tepki”; anne ve babasından gelen bir takım psişik güçlere sahip Charlie’nin günden güne büyüyen gücünden faydalanmak isteyen gizli örgütle mücadelesini konu alıyor. Küçük bir kız çocuğu iken gece uyumadan önce Stephen King okumaya bayılırdım. Korkudan ölsem de elimden bırakamaz, ışıklar söndükten sonra yorganı kafama çekip kitaplarında bahsi geçen herhangi bir varlıkla karşılaşmamak için dualar ederdim.

Stephen King’in yazarlıktaki ustalığına diyecek söz yok ancak aynı başarıyı uyarlamalarında yok denecek kadar az sayıda gördük. Bana kalırsa hala açık ara en iyi uyarlaması; 1976 tarihli Brian De Palma imzalı "Carrie: Günah Tohumu"… Kendi adıma 2013 yılındaki uyarlamayı izlerken de aşırı eğlenmiştim.

"Tepki" ise elindeki sağlam metne rağmen yaratıcılıktan, günümüzün teknolojik nimetlerinden ya da elindeki oyuncuların yeteneğini kullanmaktan çok uzak. Her ne kadar romanın özüne sıkı sıkıya tutunsa da (bu noktada yine yönetmenin hayal dünyasının ne kadar kısıtlı olduğunu söylemek zorundayım) esere yeni bir şey katmak şöyle dursun ucuz numaralarla yerle bir etmekten çekinmiyor. Henüz tek bir uzun metrajı bulanan Thomas deneyimsizliğinin kurbanı olmuş.

Filmde güzel olan hiçbir şey yok mu? Elbette var…  Tepki’nin müzikleri teen slasher türünün yaratıcısı büyük usta John Carpenter’a emanet.  Tam da bu noktada filmi Carpenter’ın kendisi çekseydi ne olurdu diye düşünmeden edemiyorum.

Geçtiğimiz hafta gösterime giren "Doktor Strange Çoklu Evren Çılgınlığında" ve bir başka efsane, Gaspar Noe ve Dario Argento’yu buluşturan "Vortex"in yankıları sürerken görece daha zayıf bir vizyon haftasıyla karşı karşıyayız. Ancak bu sizi hayal kırıklığına uğratmasın, özellikle korku filmi severler için güzel günler yakın. "Get Out" ile aklımızı başımızdan alan yönetmen Jordan Peele’nin yeni işi "Nope"; çığır açan sinemacı David Cronenberg’li "Crimes of the Future"; Ethan Hawke başrollü "The Black Phone" haziran ayında izleyeceğimiz nabız yükselten korku-gerilimlerden sadece birkaçı…  O sebeple hayal kırıklığımızı kalbimize gömüp devam edeceğiz… Bir de her şeye rağmen film sinemada güzel. Herkese iyi seyirler…