Hesabım
    En las estrellas
    Ortalama puan
    3,0
    1 Puanlama
    En las estrellas hakkında görüşlerin ?

    1 Kullanıcı eleştirisi

    5
    0 Eleştiri
    4
    0 Eleştiri
    3
    1 Eleştiri
    2
    0 Eleştiri
    1
    0 Eleştiri
    0
    0 Eleştiri
    Sırala
    En yararlı eleştiriler En yeniler En çok eleştiri yazmış üyeler En çok takip edilen üyeler
    Turgay Buğdacigil
    Turgay Buğdacigil

    Takipçi 2.066 değerlendirmeler Takip Et!

    3,0
    21 Ekim 2021 tarihinde eklendi
    “En Las Estrellas / In the Stars”, senaryosunu da yazan Zoe Berriatúa’nın yönetmen koltuğunda oturduğu bir drama…

    31 Ağustos 2018 tarihinde İspanya’da vizyona giren filmin, hâlihazırda IMDB, Rotten Tomatoes ve Metacritic gibi mecralarda ciddiye alınacak miktarda oydan oluşan bir izleyici ve yorumcu puanı ortalaması mevcut değil…

    O nedenle bizde, baş rollerdeki Victor ve Ingmar’ı canlandıran Luis Callejo ile Jorge Andreu’nun, gerçek baba – oğulmuşlarcasına kimyasal bir uyum içinde oynadıkları bu filmi, her zamanki gibi önceliği oyuncu kadrosuna vermek suretiyle bizzat kendimiz mercek altına alarak incelemeye ardından da puanlamaya çalışacağız…

    Bunun için de, oldukça düşük bir bütçeyle çekildiği her halinden belli olan filme ilişkin ilk tespitimizi, sonrasında da naçizane ilk önerimizi paylaşalım istiyoruz…

    Bu bağlamda da işe; eğer yine bir babanın, oğluna içinde yaşanılan mevcut gerçeklerden kopuk farklı bir dünya resmettiği (yahut da tüm benliği ile resmetmeye çabaladığı) “La vita è bella / Life is Beautiful” (1997) filmini sevdiyseniz karşımızdakinin de, ilginizi çekecek filmlerden biri olduğunu söyleyerek başlayabiliriz…

    Yalnız Berriatúa’nın çizmeye çalıştığı dünyanın Benigni’ninkinden oldukça farklı olduğunu da belirtmemiz gerekiyor…

    Zira her şeyden önce bu filmdeki hikâyenin somut gerçekliklerle hiçbir alakası yok…

    Gerçek dünyada aradığı başarı, sevgi ve mutluluğu bir türlü yakalayamayan sinemacı eskisi alkolik Víctor, bütün bu hayallerini oğlu Ingmar’ı da dâhil ettiği (ayakları yere basmayan ancak kısa sürede izleyeni de içine alarak benzer hayallere sürükleyen) fantastik bir film senaryosunda gerçekleştirmeye çalışıyor… Hâlbuki Benigni’nin hikâyesindeki Nazi toplama kampı, istenmeyen sonuçlarına karşın döneminin ruhunu yansıtmakta son derece başarılıydı…

    Bundan sonrası, Víctor’un kafasında spontane gelişen senaryoya uygun olarak (adını sıra dışı filmlere imza atmış olan İsveçli sinemacı Ingmar Bergman’dan alan) oğlu Ingmar ile birlikte çıktıkları, 30’lu, 40’lı ve 50’li yılların (çoğu sessiz olan) siyah – beyaz filmlerinin hikâyelerini andırır tarzdaki bir düşler dünyası yolculuğu…

    Öyle ki, burada da söz konusu yıllardaki gibi bilgisayar başında üretilen pahalı görsel efektler yerine daha makul rakamlara mal edilen el emeği – göz nuru mekanik efektlerin kullanımının tercih edildiğini görüyoruz… Aynen müziklerde de, kurgu ile birebir örtüşmek üzere o yılların müziklerine sadık kalınmış olması gibi…

    Fakat Berriatúa’nın ağzı ile kuş tutmuş olsa dahi bu filmi, sinemayı büyük bütçeli Hollywood prodüksiyonlarından ibaret zannedenlere beğendirebileceğini düşünmüyoruz…

    Zaten o yüzden de, yorumlarımızı ilgiyle takip eden sinemasever dostlar dışında da kalan kitleye de pek fazla önermiyoruz…

    Belki biraz tarzımızın dışında olacak ama “spoiler vermeden” buraya kadar yazdıklarımızın tamamı, zımnen de olsa ikisini de içerdiği için filme ilişkin hem ilk tespitimiz hem de ilk önerimiz olsun… Artık ayrımı gönlünüze göre siz kendiniz yaparsınız…

    Sonuç olarak, kendi değerlendirme sistemimiz içinde puan olarak 3 verdiğimiz bu film için önerimiz de, olumsuz yorum ve puanlara aldırmadan, “bir şans da siz verin” şeklinde olacak…

    Keyifli seyirler,

    Son bir not:
    Tüm hakları bize ait olan bu yorumun orijinali; bir başka mecrada tarafımızca, 12 Aralık 2019 günü saat 14.21’de yazılarak paylaşılmıştır...
    Daha Fazlasını Göster
    • En son Beyazperde eleştirileri
    • En İyi Filmler
    • Basın Puanlarına Göre En İyi Filmler
    Back to Top