Hesabım
    Western
    BEYAZPERDE ELEŞTİRİSİ
    4,5
    Muhteşem
    Western

    Avrupa’nın En Ucunda

    Yazar: Ali Ercivan

    2017 Cannes Film Festivali’ndeki ilk gösteriminden bu yana geçen sürede Avrupa sinemasının en başarılı yapımlarından biri olarak anılan, birçok ödülünün arasına iki ayrı festivalden FIPRESCI ödülü de sığdıran, geçtiğimiz İstanbul Film Festivali’nin Uluslararası Yarışma bölümünden de Altın Lale ile dönen Western, bu takdirin tamamını hak ediyor. Yönetmen Valeska Grisebach, gösterişsiz bir sinemayla Avrupa’ya dair güçlü bir aidiyet öyküsünü perdeye taşıyor.

    Bir hidroelektrik santrali inşaatının altyapısı için Bulgaristan’a giden, çalıştıkları toprağı kendi toprakları gibi gören, hatta bayraklarını bile diken bir grup Alman işçi ve mühendisle tanıştırıyor bizi yönetmen. Bunların içinden biri, Meinhard, hemşerilerinin bu yabancı toprağa ve onun insanlarına karşı üstten bakan, yer yer zorbalığa varan tavırlarından rahatsız. Kolonyalizm dürtüsüyle hareket eden batılılar ve hayatlarını etkiledikleri yerel halk, tam bir western sineması şablonu. Grisebach buna janrın kodlarıyla yaklaşmıyor ama uzaktan da olsa Kurtlarla Dans (Dances with the Wolves) çağrıştırır şekilde, Meinhard’ın yerel halkın arasına girmesini, onların dilini ve kültürünü öğrenmeye başlamasını, yeni kardeşler edinmesini, hatta romantik ilişkiler kurmasını anlatıyor. Bu elbette kendi inşaat ekibi içinde tepkiyle karşılanıyor.

    Meinhard yersiz yurtsuz bir adam. Almanya ile bağlarını koparmış, ait olacağı bir toprak arayışında. Western, onun da bu arayışın farkına varmasını, Bulgaristan’ın Yunan sınırına yakın bu bölgede, yani Avrupa Birliği’nin güneydoğusundaki en uç noktalarından birinde, kendi aidiyetini sorgulamasını ele alıyor. Bu western’in yalnız kovboyu yani Meinhard. Fakat onun da kendi batılı bakışıyla, kendi kibriyle yüzleşmesi gerek bu süreçte.

    Yönetmen Grisebach’ın güzel resimlerden, ajitasyonun, yüksek duyguların peşinde değil. Hayranlık uyandırıcı bir sadelik ve soğukkanlılıkla anlatıyor öyküsünü. Bulgarlar ve Almanlar arasındaki gerilimin tarihsel kökenine de değiniyor. 2. Dünya Savaşı sırasında Yunan topraklarını işgal etmek isteyen Almanya ve İtalya, Bulgaristan’ı kendi taraflarında savaşa girmeye zorlamış. Ülke içinde “Büyük Bulgaristan” hayalleri kuran milliyetçi kanadın ve sınırlarına dayanmış İtalyan ordusunun baskısıyla, dönemin yönetimi 1941’de onlara katılmaya mecbur kalmış. 1944’te taraf değiştirip Almanlara karşı savaşana dek bu kararın bedellerini ödemişler. Yaşlılar hala o döneme dair öyküler anlatıyor, Almanlara tepki duyuyor. Meinhard, geçmişin bu yükünü de taşıyarak kendine yer bulmaya çalışıyor Bulgar topraklarında.

    Grisebach, Western’de amatör oyuncularla, çoğunlukla doğaçlama metodunu kullanarak, az rastlanır bir sahicilik duygusu yakalıyor ve küçük bir başyapıta imza atıyor. Yılın en iyilerinden olduğu şüphe götürmez.

    Twitter: aliercivan

    Daha Fazlasını Göster
    Back to Top