Her dergi ve gazetenin puanlama sistemi farklı olduğu için, Beyazperde, puanları 0.5 - 5 yıldız üzerinden, kendi barometresine göre vermiştir.
Basın Eleştirisi
T24
Yazar: Atilla Dorsay
Garip, tuhaf, yer yer komik, yer yer de tüyler ürpertici bir film. Sanki bir tür modern Burjuvazinin Gizli Çekiciliği denemesi. Ama Bunuel verilebilecek referanslardan sadece biri. Çünkü öylesine inceliklerle yazılmış bir senaryoya sahip ki...Ve bu tipik Kore hikayesine öylesine evrensel boyutlar katabilmiş ki... Oyuncularsa Uzak-Doğu sinemalarının bizim için çok farklı kriterlere dayalı olan oyun tarzına karşın son derece iyi bir ekip oluşturuyor ve yaşayan karakterler inşa ediyorlar. Belki tümüyle kavranması için birden çok izlenmesi gerekebilir. Ama ilgisiz kalınması bence düşünülemez bile... Velhasıl Altın Palmiye’sini de, şimdiden eriştiği ‘kült’ statüsünü de hak eden bir yapım.
Eleştirinin tamamı için: T24
Evrensel
Yazar: Şenay Aydemir
“Parazit”, üzerine birçok şey yazılabilecek, bu sayfanın sınırlarını aşacak kadar uzun tartışmalara konu olabilecek görkemli bir yapım. Yukarıda anlattıklarımın hepsi bir yana, Kim ailesinin evini su bastığı sahnedeki görselliğin ve simgeselliğin gücü bile sinemada eşine çok az rastlayabileceğimiz güçte. Mutlaka izleyin…
Eleştirinin tamamı için: Evrensel
Milliyet
Yazar: Nil Kural
Bong Joon Ho, izleyicinin sempatisini kendisi gibi Ki-taek ailesinin yanında tutuyor. Zeki ve hayatta kalma konusunda becerikli aileyi gösterirken komediden drama türler arasında dikişsiz geçişler yapıyor. Yönetmenlik açısından büyüleyici ve güçlü oyuncu performanslarına sahip film, izledikten yıllar sonra bile akılda kalmayı sürdürecek sahnelere sahip. Joon Ho, filminde politik açıdan ezilen sınıfın dinamiklerinin ve gelir eşitsizliğinin altını kalın çizgilerle çiziyor. Sol siyasi görüş, bu kadar geniş kitlelere erişen ve sinema diliyle anlatım açısından başyapıt düzeyinde seyreden bir filme uzun süredir sahip değildi. Filmin dünyanın her yerinde elde ettiği gişe başarısı da Joon Ho’nun dünyanın isyan eden ruh halini yakaladığını ve bunu izleyici dostu bir filme dönüştürdüğünü kanıtlıyor.
Eleştirinin tamamı için: Milliyet
Hurriyet
Yazar: Uğur Vardan
Öte yandan filmin, burjuvaziye birbirinden habersiz, farklı kimlikler altında tavsiyelerle sızmış gibi görünen ailenin bağlarına ilişkin en güzel yorumunu Park’ların küçük oğlu Da-song yapıyor ve anne-babasının keşfedemediği bir şeyi yakalıyor: “Hepsi aynı kokuyor!” Ekonomik durumun yarattığı açmazlar ve aradaki büyüyen makaslar sadece Bong Joon-ho’nun yapıtlarının değil, Uzakdoğu sinemasından uzun bir süredir gelen yapımların ortak teması. Mesela birkaç yıl önce izlediğimiz Park Chan-wook’un ‘Hizmetçi’si (‘Ah-ga-ssi’), geçmişten bir öykü anlatsa da derdi sınıf meselesiydi.
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.
T24
Garip, tuhaf, yer yer komik, yer yer de tüyler ürpertici bir film. Sanki bir tür modern Burjuvazinin Gizli Çekiciliği denemesi. Ama Bunuel verilebilecek referanslardan sadece biri. Çünkü öylesine inceliklerle yazılmış bir senaryoya sahip ki...Ve bu tipik Kore hikayesine öylesine evrensel boyutlar katabilmiş ki... Oyuncularsa Uzak-Doğu sinemalarının bizim için çok farklı kriterlere dayalı olan oyun tarzına karşın son derece iyi bir ekip oluşturuyor ve yaşayan karakterler inşa ediyorlar. Belki tümüyle kavranması için birden çok izlenmesi gerekebilir. Ama ilgisiz kalınması bence düşünülemez bile... Velhasıl Altın Palmiye’sini de, şimdiden eriştiği ‘kült’ statüsünü de hak eden bir yapım.
Evrensel
“Parazit”, üzerine birçok şey yazılabilecek, bu sayfanın sınırlarını aşacak kadar uzun tartışmalara konu olabilecek görkemli bir yapım. Yukarıda anlattıklarımın hepsi bir yana, Kim ailesinin evini su bastığı sahnedeki görselliğin ve simgeselliğin gücü bile sinemada eşine çok az rastlayabileceğimiz güçte. Mutlaka izleyin…
Milliyet
Bong Joon Ho, izleyicinin sempatisini kendisi gibi Ki-taek ailesinin yanında tutuyor. Zeki ve hayatta kalma konusunda becerikli aileyi gösterirken komediden drama türler arasında dikişsiz geçişler yapıyor. Yönetmenlik açısından büyüleyici ve güçlü oyuncu performanslarına sahip film, izledikten yıllar sonra bile akılda kalmayı sürdürecek sahnelere sahip. Joon Ho, filminde politik açıdan ezilen sınıfın dinamiklerinin ve gelir eşitsizliğinin altını kalın çizgilerle çiziyor. Sol siyasi görüş, bu kadar geniş kitlelere erişen ve sinema diliyle anlatım açısından başyapıt düzeyinde seyreden bir filme uzun süredir sahip değildi. Filmin dünyanın her yerinde elde ettiği gişe başarısı da Joon Ho’nun dünyanın isyan eden ruh halini yakaladığını ve bunu izleyici dostu bir filme dönüştürdüğünü kanıtlıyor.
Hurriyet
Öte yandan filmin, burjuvaziye birbirinden habersiz, farklı kimlikler altında tavsiyelerle sızmış gibi görünen ailenin bağlarına ilişkin en güzel yorumunu Park’ların küçük oğlu Da-song yapıyor ve anne-babasının keşfedemediği bir şeyi yakalıyor: “Hepsi aynı kokuyor!” Ekonomik durumun yarattığı açmazlar ve aradaki büyüyen makaslar sadece Bong Joon-ho’nun yapıtlarının değil, Uzakdoğu sinemasından uzun bir süredir gelen yapımların ortak teması. Mesela birkaç yıl önce izlediğimiz Park Chan-wook’un ‘Hizmetçi’si (‘Ah-ga-ssi’), geçmişten bir öykü anlatsa da derdi sınıf meselesiydi.