Güven sarkacı…
Yazar: Banu BozdemirSefa Öztürk’ün ilk uzun metrajlı filmi Güven. Özünde üç kişinin birbirinin içine giren hayatlarının sorgulaması içinde güven kavramının çeşitli varyasyonlarıyla karşılaşıyoruz, Meryem ve Ali küçük çocuklarıyla normal bir aile görüntüsü verirken, hikaye ilerledikçe aslında çoğu şeyin sahici olmadığını anlıyoruz. Filmden bir nevi Selvi Boylum Al Yazmalım etkisi aldığımı söylemeliyim ama entrikası bol olanından. Tabii bir de kimsenin duygularından ve bir sonraki hamlesinden emin olamadan…
Meryem ve Ali’nin çocukları sandığımız ufaklık aslında Meryem’in evlenmeden önce ilişki yaşadığı Ferit’ten. Ferit’in isimsel olarak bir jönü, biraz da vurdumduymazlığı temsil ettiğini söyleyebiliriz. Ali’nin zorla kurduğu, kurmaya çalıştığı ya da kurduğunu sandığı düzenin içine ateş topu gibi düşen Ferit gerçekten de işleri karıştırıyor ve hikaye oradan hareketle bir dönüşüme geçiyor. Ali’nin Ferit’i seven Meryem’le evlenmiş olması onun için başlı başına güven sorunsalı teşkil ediyor, çocuk da Ferit’ten olunca koruyucu görevini, erkek üst kimliğiyle ve cinsel baskıyla gidermeye çalışıyor. Mesleği de güvenlik görevlisi ama biraz kendine güvensiz, daha doğrusu hayatındaki güvensizlik işine yansıyor…
Meryem ise iki erkek arasında hem daha cesur, hem de izini daha az belli ediyor. Burada en net olan Ferit gibi görünüyor. Çocuğunu istiyor, belki de Meryem’i, kuramadığı aile düzenini... Bu üçlü çatışma üzerine kurulu hikaye bu şekilde, kaybetmek, kaybetmemek, sahip olmak ve dışında kalmakla ilgili duygularla devam ediyor. Herkesin kazandığı ve kaybettiği anlar mevcut! Baktığımızda aslında güven kavramıyla ilgili aslında söylenen çok şey var gibi, ama bir yandan da el değiştiren bir kavramın sürekli açılımı gibi.
Filmin atmosferinden midir bir yandan tekinsiz, çarpık bir yanı var filmin. Deniz kenti ama sanki Anadolu kenti gibi duruyor, hikaye de bir yandan oraya aitmiş gibi bir yandan da değil gibi eğreti duruyor. Zonguldak’ın dalgalı, puslu, yağmurlu atmosferinde herkes kendine ait bir çıkış yolu arıyor, suç ortaklığı bile güven isteme, güven duyma duygusundan ileri geliyor. Kadınlık ve erkeklik halleri üzerine de fazlaca laf eden, kadın ve erkeğin konumunu, konumlanışını bu anlamda dert edinen bir film.
Güven bir ilk film, başarılı olduğu yanları doğru bir atmosfer duygusuyla ilerlemesi, karakterlerini o atmosfer içinde iyi kontrol etmesinde. Zaafları ise konunun fazlaca güven çemberinde sıkışıp kalması olarak değerlendirilebilir.
twitter.com/banubozdemir