Senaryosunu, Matt Harris'in yazdığı “The Starling”, yönetmen koltuğunda Theodore Melfi'nin oturduğu bir dramedi (komedi - drama) olarak geliyor karşımıza...
Gelin isterseniz, CGI (Computer-Generated Imagery / Bilgisayar Tarafından Oluşturulan Görüntüler) bir kuşun, baş rollerden birini paylaştığı bu Netflix filmine biraz daha yakından bakalım...
Çocukları Katie'nin (Poet Henderson - Paloma Clark) ölümünün ardından bayağı sarsılan Lilly (Melissa McCarthy) ve Jack Maynard (Chris O'Dowd) çiftinden bu yükü kaldıramayan Jack, New Horizons isimli sağlık merkezindeki tedavi ve Dr. Regina Miller'ın (Kimberly Quinn) terapi programlarına yatılı olarak katılırken, aynı Regina ev ve bahçe işleriyle oyalanmaya çalışan Lilly'e de, en azından Dr. Larry Fine'a (Kevin Kline) bir uğramasını önermektedir...
Zira çalıştığı süpermarketteki amiri Travis Delp'in de (Timothy Olyphant) dikkatinden kaçmadığı gibi aslında onun da durumu pek parlak değildir...
Ancak Lilly'nin ilk icraatı, bebek odasındaki eşyaları evin dışına çıkartarak hamile bir kadın ve kocasına, bir TV koltuğu ile takas etmek suretiyle vermek ardından da, artık psikiyatri ile değil de veterinerlikle ilgilenmekte olan Dr. Larry'e gitmek olur...
Bu arada Lilly'nin başı, kendisine musallat olan uzun kuyruklu bir sığırcık kuşu ile de derde girmiş olup içine düştüğü bütün açmazlardan, TV'deki dini yayınları izleyerek kurtulmaya çalışmaktadır...
Derken...
Küçük kuşu iyice kafasına takan Lilly, malzeme satıcısı Big Daddy'nin (Don McManus) önerisine uyarak onu, zehirli yem tuzağına düşürerek ortadan kaldırmaya karar verir...
Ve kaldırır da...
Aynı esnada Jack'in, Dr. Manmohan (Ravi Kapoor) ile yaptığı konuşma sayesinde, bir ilkokul da resim öğretmeni olduğunu ve o nedenle de bulunduğu sağlık tesisinden ayrılarak normal hayata dönmek istemediğini öğreniriz...
Çünkü o zaman her gün, kendisine kızı Katie'yi anımsatan çocuklara ders anlatmak zorunda kalacaktır...
Fakat Jack'in oraya yatırılmasının gerçek sebebi ise bambaşkadır...
Ki, o hususta da ancak Lilly, Dr. Lary ile dertleşirken bilgileniyor olacağız...
Dakika 52...
Geride sizleri, sıkılmadan izleyebileceğiniz ama bittiğinde de, "İzlemeseydim de olur muştu be" diyebileceğiniz, 50 dakikalık bir bölüm daha bekliyor olacak...
"Olsun, ben yine de izlerim" diyenlere de, keyifli seyirler,